Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '09

 
Kategori
Felsefe
 

Söze dair - Atatürk - İdealizm

Söze dair - Atatürk - İdealizm
 

• "Bu dünyadan göçerek Türk Ulusuna veda edeceklerin çocuklarına, kendinden sonra yaşayacaklara son sözü bu olmalı: 'Benim Türk Ulusuna, Türkiye Cumhuriyetine, Türklüğün geleceğine ait ödevlerim bitmemiştir, siz onları tamamlayacaksınız.'
Siz de bizden sonrakilere benim sözümü yineleyiniz..."

Mustafa Kemal Atatürk (1925)

Söze dair...

Gerçekleşeni yeterli görmek, hem kendimizin, hem de bizden sonraki kuşakların potansiyeline haksızlıktır. Ne var ki, aza kanaat etmenin erdem sayıldığı bir toplumsal yapıda yetişenlerin, “Tek ve en büyük kahraman ben olacağım. Benden sonra da her şey bitecek.” kompleksinden arınabileceklerini beklemek de mümkün değildir. Bu mantıkta kişi, elindekilerle yetinme dayatmasına başkaldırabilmek amacıyla, kendini “insanüstü, süper güç” olarak göstermek ister. Böylelikle de, gerçek anlamda hiçbir şey olmasa da, “Ben gelişiyor / gelişime katkıda bulunuyorum.” avuntusuyla tatmin olur.

Bu psikoloji içindekilerin, “Bizim ideallerimizi gelecek kuşaklar sürdürsün / geliştirsin.” diyebilmesi olanaksızdır. Zira önemsedikleri, gerçekleştirilen yeniliklerin neler olduğu ve daha neler yapılması gerektiği değil, neyi, kimin, nasıl yaptığıdır.

İşte Büyük Önder, yukarıya aldığım sözüyle –öncelikle- ilerlemenin koşulunun “Süreklilik” olması gerektiği mesajı vermek istemiştir. Çünkü yaptıklarını yeterli görmek, ya da yapılması gerekenleri tek bir ömürle sınırlı zannetmek, diğer deyişle, “Ben yaptım, oldu bitti...” mantığıyla hareket etmek; insan egoizminin bugüne dek deva bulunamamış yaralarındandır. Atatürk de, ulusunu bu evrensel hastalıktan korumak istiyordu.

Diğer mesaj ise, gelecek nesillerin hedefsiz bir yaşantıdan korunmasının gerekliliğiydi. Gençlerin de yetişkinlerden öğrendikleri, “Büyüklerimiz ne güzel yapmış...” rahatlığı, Türklerin özellikle bilinçlendirilmesi gereken bir tehlikeydi. Çünkü hiçbir ders almadığı tarihiyle övünmeyi maharet haline getiren ve kelimenin tam anlamıyla, elindekiyle yetinen, eşine az rastlanır uluslardandık...

Bu gerçeklerin ışığında, dinamizmin kaynağı olan biz gençlerin zevkli ve anlamlı görevi; geçmişten onurla aldığımız bayrağı geleceğe idealizm ve kararlılıkla taşımak ve bizden sonraki kuşakları da kendi gölgemizde değil, kimseye gölge olmayacakları ve kendilerine gölge edinmeyecekleri, özgür düşüncelerle yetiştirmektir...

 
Toplam blog
: 62
: 569
Kayıt tarihi
: 27.11.09
 
 

8 Ekim 1973 İstanbul doğumluyum. Doğum sırasında oksijensiz kalmamı takiben dünyaya gözlerimi Ser..