Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '10

 
Kategori
Eğitim
 

Sözleşmeli öğretmen ayrımcılığı

Sözleşmeli öğretmen ayrımcılığı
 

meb


A.K.P hükümeti ülke içinde yaptığı uygulamalar ile birçok alanda insanları sınıflandırmaktadır. Bunlardan üzerinde titizlikle durulması gereken konulardan biride kadrolu-sözleşmeli öğretmen ayrımcılığıdır. Hükümet sözcüleri her ne kadar ayrımcılık yok desede büyük farklar bulunmaktadır.

Aynı okulu okumuş, aynı sınavlardan geçmiş 70 bin sözleşmeli öğretmen yurdumun en zor şartları altında çalışması yetmezmiş gibi, her konuda arka plana atılmaktadırlar. Maaş olarak, kıdem olarak, çalışma hayatı ve sınıf olarak ayrılmışlardır.

Okullarda eğitim veren bu ikinci sınıf öğretmenlerin mesleklerinde başarılı olmaları nasıl beklenebilir. Hayat şartları, gelecek kaygısı, eziklik duygusu ve hatta hasta olma korkusu taşıyan alt kimlik öğretmenlerin; kendilerini öğrencilerine %100 kapasite ile sunmaları, eğitim verirken kendilerini eğitmeleri beklenemez bir acı tablodur.

Okullarda kadrolu öğretmenler tarafından yapılan aşağılayıcı psikolojik baskıda cabası. Öğretmenliğin kutsal bilincine varıp, bir başka öğretmen tarafından dışlanmak eğitim sistemininde bir yarasıdır.

Okullarından mezun olduklarında vatan toprağının her karışını bir eğitim yuvası olarak kabul etmiş genç beyinler; yapılan ayrımcılığın yardımıyla etkisiz beyin olma yolunda acı ve üzücü adımlarla ilerlemektedirler. Milli Eğitim Bakanlığı ve Müdürlüğünün logosunda bulunan meşale artık etrafı aydınlatmamaktadır.

Eş durumundan yapılan atamalarda kadrolu öğretmen başvurusunu yaptığında il emrine derhal geçmekte; fakat sözleşmeli öğretmen boşalan bir sözleşmeli öğretmen açığını senelerce beklemektedir. Özellikle eşleri büyük şehirlerde yaşayanlar için durum vahim boyutlardadır. Benim yaşadığım İzmir ili için sözleşmeli öğretmen eş durumundan atama kontenjan sayısı 3 tür.

Büyürken anne veya babası yanında olmayan bir çocuk için kim ne bedel ödeyebilir. Bunun sorumlusu mecliste evet oyu kullanan her bireydir, her bir parçalanmış aileden mesullerdir.

Devlet eğitim sistemimizin bu kanayan yarasına itina ile değil tam bir işveren gözüyle bakmaktadır. Bakanlık topu maliyeye atmakta, top bende değil deyip geri çekilmektedir. Şu günlerde oylanan anayasa taslakları ile birlikte bir kanun düzenlenip sözleşmeli öğretmenler derhal kadroya geçirilip bu ayrımcılık bitirilmelidir.

Aynı zamanda şunuda belirtmekte fayda var; Ankara ya doğu illerimizden kurallara aykırı olarak yapılan 1 senesini doldurmuş sözleşmeli öğretmenlerin atanması. Şu bilinmeli ki ayrımcılık yaparken kendi etrafına öz evlat hükümet çevresinden olmayanlara üvey evlat muamelesi yapmak ne kadar etiktir buda tartışma konusu değildir. Etik olmayan günyüzüne çıkmamış bilmediğimiz diğer kanunsuz yer değiştirmeler olma olasılığı çok vahimdir. Devlet bir topluluğa, onun gibi düşünenlere ait değildir buda unutulmamalıdır.

Hala inanıyorum ki! Bakanlığın logosu üzerindeki ATATÜRK ün yakmış olduğu ateş yanmaya yurdumuzun her karışını aydınlatmaya devam edecektir.

Mümkün olduğunca elinize geçen her fırsatta hükümeti bu ayrımcı tutumu nedeniyle eleştirmeniz dileği ile...

 
Toplam blog
: 20
: 2087
Kayıt tarihi
: 02.02.10
 
 

birkaç üniversite, teknik bir iş, mutlu bir aile.. ..