Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '17

 
Kategori
Şiir
 

Sözün balını yaranın acısını

Sözün balını yaranın acısını
 

Sözün balını yaranın acısını


Kuşlardan öğrendim yuva yapmasını 
Dağları düz edip suyu evcilleştirmesini
On yedi yaşında bir sevgiliye sevdalanmasını
Yirmisinde elini ilk kez tuttuğumda o kızın
Yani kurşuna dizdiginde bir sevgilinin gönlümü 
Penceresinde hanımeli bahçesinde begonvil
Gecekondumuz dağlara bakıyordu 
Biriktirirken kalbim karanlığını acının
Hangi yara yeni açıldı ilk kez yokladım kalbimi
Bitiren  karanlığı düşümü dinledim 
Külden ateşe gidip gelen 
Kuldan insana toplumdan bireye sancımı yokladım
Kökler nisan toprağında iken bir nisan gecesi
Acı bir şakaya uyandım  sen uyurken gecenin
Geç ve yıldızsız bir saatinde kargışlanıp 
Talan edildi odam itilip kakıldı anam
Uykuda bir betonun üstünde çırılçıplak 
Bir yalnızlık şarkısında göğün kara sütünü 
Emiyorken zaman yıldızlara öfkemi sakladım
Gülüşüne karanfil aşılamışlar senin
Düştüğün yerden çoğalan kır çiçekleri gibisin
Hangi acıya denk çocuk ölümleri bilir misin
Apansız düşüyor ellerime bir çocuğun ömrü 
Kül gibi bir yüzü var sapsarı ömründe süt içmemiş
Papatya tarlası yeryüzü ağacı çıplak bedeni
Dünya ne kadar küçülmüş bak çaresiz 
Oysa sevince  nasıl da sığıyor insan bu geniş düzlüğe 
Gözlerinde dürülmüş bu sonsuzluğa bakıyorum
Gel üleşelim yarattığını terli ellerin 
Sözün balını yaranın acısını 
Zeytin dalındaki sırrın güzelliğini 
Yağmur damlasında  derlediğimiz  hayatı
Nasıl da benziyor yaralarıma yaraların
Kardeşiz bir ben biliyorum oysa 
Hayat tanrısı bol bu dünyada 
Ömür biçiyor çocuklarımıza
 

 

Mehmet Özgür Ersan 14 Agustos 2017 Üsküdar
 
Toplam blog
: 447
: 1524
Kayıt tarihi
: 20.09.13
 
 

06 Mayıs 1974 Çorum Sungurlu'da doğdu. Yaşamının büyükçe bir bölümünü Mamak'ın gecekondu mahalleler..