SÖZÜNÜN ERİ BİR BAŞBAKAN....

Merhaba sevgili okurlar,

Evet, sözünün eri bir Başbakan özlüyorum.

Sözü bir, özü bir...

Dün söylediğini bugün inkar etmeyen, dün söylediğini unutmayan,

Geçmişte söylediklerinin tepki görmesi üzerine, bugün ben değiştim demeyen,

Halkına verdiği, Milletvekili dokunulmazlığını kaldırma sözünün arkasında durabilen,

Hakkındaki şaibeli iddialar nedeniyle, yargı karşısına çıkmaktan korkmayan,

Demokrasiye gerçekten inanmış ve onu içine sindirmiş,

Kendi Milletvekillerine güvenen ve onlara konuşma yasağı koymayan,

İktidar olur olmaz, ilk icraat olarak, yolsuzlukla mücadelede önemli bir yasa olan, " NEREDEN BULDUN YASASININ " kaldırılmasına izin vermeyen,

Oğlunun aldığı milyon dolarlık geminin nasıl alındığının hesabını vermekten korkmayan,

Birlikte çalıştığı bakan ve milletvekili arkadaşlarının çocuklarının mal varlıklarını sorgulayabilen,

Devlet ihalelerinin, davetiye usulüyle yandaşlarına verilmesini önleyen,

Yolsuzlukların üzerine gidip, hortumcuların hortumlarını keseceğiz deyip, bunun kesilmesi için gerekli yasal düzenlemeleri yapabilen,

Halkın sırtına bindirilmiş 50 milyar dolara yakın bir yükün sorumluları olan ve kamuoyunda banka hortumcuları olarak bilinen 20 civarında ki Toprakbank, Esbank, Yurtbank, EGSbank, İktisat bankası, Sümerbank v.s'in sahipleri olan Banka patronlarından, ortalama olarak %10 düzeyinde tahsilat yapabilen TMSF Başkanından " Sen 6 yıldan beri bu kadar mı tahsilat yapabildin? Olurmu böyle şey? Sen bu insanlarla nasıl anlaşmalar yaptın? " diyebilen ve TMSF Başkanını sorgulayabilen, yapılan antlaşmaları mercek altına aldırabilen,

9.Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman DEMİREL'in yeğeni Yahya MURAT DEMİREL'in, Yargıtayda kaybolan dosyalarının zaman aşımı süresi dolduktan sonra bulunması nedeniyle, " Bu nasıl iş arkadaş, böyle bir iş olur mu? Derhal zaman aşımı konusunda gerekli çalışmaları başlatın ve bu tür olayları önleyin" diyebilen,

VE HERŞEYDEN ÖNEMLİSİ,

Ben Meclisin dua ile açılmasından yanayım,

Laik değilim, laikliği korumakla yükümlüyüm,

Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye, yahu Millet istedikten sonra laiklik tabii ki elden gidecek,

Hem laik, hem müslüman olunmaz, ya müslüman olacaksın, ya laik...

Mahkemenin türbanla ilgili söz söylemeye hakkı yoktur, söz söyleme hakkı din ulemasınındır,

Bize göre demokrasi amaç değil, bir araçtır.

Demokrasi, bir tramvaydır, gideceğiniz yere kadar gider, orada inersiniz.

Türkiye, kendisine din olarak Kemalizmi almış, başka hiç bir dine hayat hakkı tanımıyarak kitlelere zorla dikte ettirmiştir.

Türkiye'nin yarınlarında artık Kemalizme ve Kemalizm benzeri rejimlere yer yoktur.

Kemalizmin yeniden kendisini üretmesi söz konusu değildir.

Bizim için en üst belirleyici, İslamın ilkeleridir. Herşey ona göre belirlenir.

DEMEYEN,

Bugünleri ona borçlu olduğumuz Atatürk'le, O'nun kurmuş olduğu demokratik, laik ve sosyal hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti ile sorunu olmayan, bilakis bu değerlere sımsıkı bağlı ve bu değerlere sahip çıkan,

Bugün masumane bir istek gibi sadece Üniversitelerde serbest bırakılacağı öngörülen, ancak orta ve uzun vadede, önce kamusal alanda, sonrasında ise lise ve hatta ilköğretimde, halkın acıma duygusu ön plana çıkarılarak, yine masumane taleplerle ile genişleyerek, Ülkemizi kaos ortamına sürüklemesi olası gözüken Türban konusunda, inat etmeyen bir Başbakanı ÖZLÜYORUM....