Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '13

 
Kategori
Tarih
 

Spartaküs, köle olan bir kahraman

Spartaküs, köle olan bir kahraman
 

savaş


Başlattığı isyanın özgürlükçü ve eşitlikçi karakteri, yüzyıllar sonra bile birçok siyasal oluşuma esin kaynağı olmayı sürdürmüş.

*

Spartaküs Trakyalı bir köle.

*

Romalı Tarihçi onun için:

“Güçlü, kuvvetli, zeki, ağırbaşlı, üstün kabiliyetli, liderlik yeteneğine sahip” olarak değerlendirmiş.

*

Bizler onu tarihte Spartaküs İsyanı olarak biliriz.

Uzun yıllar süren isyan,

İsyanı bastırmak için uğraşan Roma Genarelleri ve askerleri,

Sonunda Spartaküs’ün isyanı bastırılmıştı.

Tarihin en kanlı savaşı,

Öyleki oldukları yer kan gölüne dönmüş,

Konsül marcus Crasus çok kanlı olan bu zaferin mimari…

Bu savaşta Spartaküs’ün cesedi bulunmamış.

Ya parçalandığından bulunmadı, yâda sonunun net olarak ne olduğu bilinmiyor.

Bu savaşta 6.000 kişi çarmıha gerilerek öldürülmüş. 

*

Spartaküs hakkında çok filmler yapıldı. Birçok kez izledik. 1960 tarihli Spartaküs (Spartacus) filmi, yazar Howard Fast'ın kurgu romanına dayanıyormuş.

Dönem dönem tekrarlandı Spartaküs isyanı yâda Spartaküs filmleri.

Tarihi filmleri izlemeyi sevenler onu iyi tanıyor olmalılar.

Tam bir kahraman bu filimlerde. Köleliğe karşı gözüpek bir köle ve sonrasında da müthiş bir lider.

Dizisini izleyenlerde büyük bir merakla ve beğeni ile takip etmişlerdir.

Roma Cumhuriyetine karşı büyük köle ayaklanmasını başlatanSpartaküs'ün yaşamının gizli ilk dönemlerinden tarihsel kayıtların başlangıcına uzanan olaylar…

Roma topraklarının köle orduları tarafından işletilmesine M.Ö. 201 yılındaki İkinci Kartaca Savaşı’nın ardından başlanmış.

Devasa çiftliklere sahip efendiler çok zalimlermiş.

Binlerce köle onların tüm arzularını yerine getirmek için gece gündüz en ağır şartlarda çalışırlarmış, buna rağmen onları memnun edemez devamlı cezalanırlarmış.

Her türlü işi kölelere yaptırıyorlarmış.

Ev işleri de olabililiyormuş, çiftlik veya yol, inşaat işleride…

O dönemlerde Roma çok güçlüymüş. Üç kıtanın efendisi durumunda olduklarından savaşlarda edindikleri esirleri köleleri yapıyorlarmış.

Romalı soylular kölelerinden her şeyin en uç noktasında olması gerekenleri istiyorlarmış. Sırf eğlenmek için köleleri birbiri ile ölümüne arenalarda çarpıştırıyorlar bununla da kalmayıp arslanlara parçalatıyorlarmış.

Köleler her fırsatta kaçmayı deniyorlarmış fakat bu asla mümkün olmuyormuş.

Kaçarken mutlaka yakalanıp öldürülüyorlarmış.

Tarımda çalışanlar zaten ayaklarından birbirine zincire vurulmuş olarak çalıştırılıyorlarmış.

Kaçanlar her zaman öldürülmüyor bazende ateşle dağlanarak damgalanıyormuş. Bütün köleler büyük azap ve işkence içinde yaşamaya gayret ediyorlarmış.

Zaman zaman köleler isyan ediyorlarsa da başarılı olamıyorlarmış.

Yakalanan köleler çarmıha geriliyorlarmış.

Sonra bir gün:

Spartaküs Adında Bir Köle…

Spartaküs Trakyalı bir göçmen ailesinin çocuğuymuş. Savaş tutsağı olarak ele geçirilip köle olmuş.

O dönemlerde kuvvetli olanları okullarda gladiyatör olarak yetiştiriyorlarmış.

Onlar halkı eğlendirmek için arenalarda birbiri ile çarpışan yâda hayvanlara yem olan güçlü insanlarmış.

Spartaküs, o dönemin en iyi gladiyatör okuluna verilmiş. Burada arkadaşlarına kaçmak için planlar yaptığından söz etmeye başlamış. Köle ayaklanması fikrini onlara aşılıyormuş.

İnsan gibi yaşamak bizimde hakkımız diyormuş.

Spartaküs 70 arkadaşı ile kaçmayı başarmış.

Böylelikle ayaklanmada başlamış olmuş.

Bir süre sonra iki yüz kişi daha onlara katılmış.

Roma’lılar onları çok dikkate almamışlar. Bir avuç insan diye düşünmüşler.

Nitekim üç bin kişilik lejyon hazırlanmış onları kılıçtan geçirmek üzere harekete geçmiş.

Spartaküs ve arkadaşları Vezüv’ün tepesine çekilmişler. Küçük guruplar halinde lejyonu da yenmeyi başarmışlar.

Bu etraftan duyulunca, onlara binlerce köle katılmış.

Spartaküs’ün ordusu büyümeye başlamış.

Ünü bütün İtalya’yı sarmış.

Roma şaşkın ne yapacağını bilmez halde bu büyük sorunu halletmenin yollarını aramaya başlamış.

Her geçen gün Spartaküs’ün ordusu büyüyormuş. Bu orduda sadece köleler yokmuş, ezilen halkta onlara katılmaya başlamış.

Roma hiç beklemediği bu köle ayaklanmasını bir türlü hazmedemiyormuş.

8.000 ile 10.000 kişilik ordu kuran Roma’lılar, Spartaküs’ü ve kaçan köleleri yok etmek için savaşa kalkışmış.

Spartaküs’ün üstün savaş planları Roma’ların bozguna uğramasına sebep olmuş…

Güney İtalya artık Spartaküs ve adamlarının olmuş…

Roma, acele tedbir alması gerektiğini düşünüyormuş, böyle giderse diğer kölelerinde onlara katılacağından eminlermiş.

Spartaküs’e karşı iki ordu hazırlanmış…

Spartaküs bu savaştanda başarılı çıkmış. Binlerce Roma’lı tutsak alınmış.

Roma üçüncü kez büyük bir utançla yüzleşmek zorunda kalmış…

Romalılar, Spartaküs’ün her an Roma’ya yürümeye hazır olduğunu düşünüyorlarmış.

Spartaküs Roma’ya saldırmak yerine ordusunu kentin önünden geçirerek Thurium’a geçmiş.

Kenti serbest liman ilan emiş.

Daha insancıl bir yaşamın temelleri atmış.

Kölelerin özgürlüğü ve insanların birbirine eşitliğini ilan etmiş.

Aynı zamanlarda; Roma yeniden büyük bir savaşa hazırlanıyormuş.

Roma Yüksek Yargıçlarından Crassus gibi askerlik yeteneği en üst düzeydeki bir komutanın yönetimine verilmiş.

Sonunda tarihe kanlı savaş olarak geçecek olan savaş başlamış.

Bu defa savaş yanlışlar sonunda Spartaküs ve adamlarının aheyhine dönmüş.

Savaşı Spartaküs ve adamları kaybetmiş.

Kan gölüne dönen savaş meydanında Spartaküs’ü Roma’lılar bulamamışlar…

Tarih her zaman böyle kahramanların anlatıları ile doludur.

Kahraman olmak çok zor bir olay. Kolay olunacak bir şey değil ki. Spartaküs’ün hayatını incelediğinizde ne kadar olağan üstü yeteneklere sahip olduğu, iyi bir savaş planlayıcısı ve çok iyi bir lider olduğunu görüyorsunuz…

Roma’lıların tersine o Roma’lı esirleri kılıçtan geçirmemiş.

Onların istedikleri sadece insan gibi yaşamakmış.

Onların istedikleri özgür olabilmekmiş.

Ne yazık ki olamamışlar, bu yolda canlarından olmuşlar…

Nazan Şara Şatana

Spartaküs,

(MÖ 109MÖ 71),

Antik Roma Cumhuriyeti'nde gladyatör. MÖ 73 - MÖ 71 yılları arasındaki köle ayaklanmasındayaptığı önderlik ile tanınır.

Önderlik yeteneğiyle dikkat çeken Trakyalıbir köleolan Spartaküs, bir olasılığa göre Roma ordusundan kaçmış, haydutluk yaparken yakalanmış ve köle olarak satılmıştı.

Spartaküs MÖ 73'te kendisiyle birlikte Capua'daki Quintus Lentulus Batiatus'un gladyatör okulundan kaçan 77 arkadaşıyla Vezüv Yanardağı'na sığındı.

Küçük bir Roma ordusunca kuşatılan kaçaklar, asma dallarından yaptıkları halatlarlauçurumdanaşağı inerek Romalı askerleri şaşırtıp kaçmayı başardılar.

Spartaküs, kendisine katılan ve sayıları 100 bine ulaşan kaçak köle ve gladyatörlerle Lucania'ya doğru yürüdü.

Amansız bir çatışma sonucunda Publius Varinius'u yendi ve Thuria ile Metapontion kentlerini yağmaladı.

Spartaküs artık Güney İtalya'ya egemen olmuştu.

Roma Senatosubirden tehlikenin farkına vardı.

MÖ 72'de iki konsülün yönetimindeki güçler Spartaküs'ün üzerine gönderildi. Spartaküs onları yendikten sonra kuzeye, Alpler'e doğru kosusa geçti.

Gallia Cisalpina valisionu durdurmaya çalıştıysa da, yenilgiye uğradı.

Köle ordusu artık Alpler'i geçebilir ve güvenlik içinde dağılabilirdi.

Ne var ki, kimse İtalya'dan ayrılmak istemedi.

Spartaküs, ister istemez güneye yürümek zorunda kaldı.

Lucinia'ya geri dönen ordu, orada ilk kez Marcus Crassus'a yenildi.

Spartaküs, Sicilya'ya geçmeyi tasarlayarak Messina'ya çekildi.

Onları kaçırmaya söz veren korsanlarsözlerinde durmadı.

Crassus, köleleri kuşattıysa da, Spartaküs kuşatmayı yararak çekildi.

Daha sonra, MÖ 71'de ya savaştan sağ kurtulup Roma'yı terk etti, ya da Romalılar tarafından savaşta öldürüldü.

Savaşta öldürülüp tanınmaz hale gelme ihtimalinden dolayı bulunamamış olma ihtimali de vardır ancak cesedine asla ulaşılamamıştır.

Romalı General Pompeius, Spartaküs'ün ordusundaki çok sayıda kaçağı yakalayıp öldürdü.

6000 kişiyi tutsakalan Crassus, Appia Yolu boyunca tümünü çarmıha gerdirdi. dönemdeki inanışa göre tanrıların onu yanına aldığı, koruduğu gibi dedikodularyayıldı.

Ancak Spartaküs'e ne olduğu asla öğrenilemedi.

Spartaküs, köle ve yoksullardan oluşan ordusu yıllarca İtalya yarım adasında bağımsız bir şekilde var olmuş ve zamanın yöneticilerine sorun olmuştur. Kendilerine karşı gönderilen sayısız orduyu yenmiş ve Roma Cumhuriyeti'nin yönetim sistemini sarsmıştır.

İsyanının eşitlikçi ve özgürlükçü karakteri nedeniyle sol literatürdesahip çıkılan bir kişiliktir.(alıntı)

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....