Spiritüalizm mi, kişisel gelişim mi?

Yüzlerce yıl, milyonlarca insan mutluluğun, başarının, değişimin, gelişimin peşinden koşmuş ve bir sır aramışlar. Bu konuda herkes fikrini söylemiş ve kendi sırları olduğunu iddia ettikleri düşünceleri ortaya koymuşlar. Hatta bu sırlara Kızılderilileri, Budist ve Hindu Rahiplerini karıştırmışlar; evet tam şu anda ekranlarda Uzak Doğu Enerji Ağı, Melek Terapisi, Çin Aura Terapisi, Bioenerji ile Şifa, Afrika Yerlilerinin Stres Dansları, Reiki ile Kansere Meydan Okuma, Tek Seansta Taç Çakra ile Depresyon Terapisi, vb. gibi birçok şeyi hayatımıza sokmaya mecbur olduğumuzu haykırmaktalar.

Farkındaysanız son yıllarda artan bir ivme ile sırlar alemine doğru yol almaktayız. Bazı insanlar tarafından bizlere hayatta her şeyin bir sırrı olduğunu ve çözmek için bir uzmana ihtiyaç duyulduğu telkin edilmektedir. Daha da ilerisi bir hipnoz durumu oluşturulup manipülasyon teknikleriyle bireyler birilerine muhtaç konuma getirilmektedir. Bunu çoğu zaman televizyonlardan, kitaplardan, vb. görebiliyoruz. Her geçen gün yeni meslekler ve bunlara inanan masum insanlar çıkıyor karşımıza. Hiçbiri bilim ışığında aydınlatmıyor etrafımızı, sanırım yalnız hayal satılıyor ve alıcıları da bundan uzun vadede hiç memnun olmuyorlar.

Birçok yazar ve entellektüel bu gidişata dur dese de kişisel gelişime toptan savaş açarak yarardan çok zarar verdiklerinin farkında bile olamıyorlar ne yazık ki. Bir yerde kandırılan insanları korumak içgüsüyle çoğu zaman hiç bilmedikleri bir alana topyekün savaş açıyorlar. Asıl anlatılamayan taraf kişisel gelişim alanının salt spiritüel konulardan oluşmadığı ve başarılı bir hayatın ‘iste olsun’dan çok daha zor yollardan geçmesi gerektiğidir.

Kişisel gelişim ile spiritüalizmi birbirinden derin çizgilerle ayırmak gerektiğini belirterek bir kaç konu daha vurgulamak istiyorum. Öncelikle ‘Kişisel Gelişimin’in önemli bir eğitim olduğunu, ülkemizde bu eğitimlere bir hayli ihtiyaç olduğunu ve her bireyin hayatına bir biçimde sokması gerektiğini söylemeden geçemeyeceğim. Kişisel gelişimi büyük bir resim olarak görmeliyiz ve her yaştan insanımıza bu resmin parçalarını öğretmeliyiz. Bu küçük resimlere örnek vermek gerekirse; hızlı okuma, resim, müzik,  enstrüman öğrenmek, bellek eğitimi, diksiyon eğitimi, NLP, öğrenmeyi öğrenme programı, uzman eğitmenlik, etkili iletişim, bilinç ve bilinçaltı çalışmaları vb. gibi birçok alt başlık sayabilirim. Yani bireyi geliştiren ve bireyin kendi çabalarıyla artı bir değer oluşturulan her şey diyebilirim kişisel gelişime. (Bu konu hakkında daha detaylı bir çalışma yayımlanacaktır.) Bunların topluma ya da bireye ne gibi zararı olabilir; savaşçı yazarlarımıza sormak istediğim asıl soru bu.

Kişisel gelişimi spiritüel konulardan ayırmak gerektiğini üzerine basarak vurgulamak istiyorum. Spiritüel alanlar suistimale çok açık konular olması nedeniyle uzun yıllar yanlış kişilerce kullanılmış, yıpratılmış ve skeçlere, reklamlara malzeme olma yoluna girmiştir. Enerji boyutunu yok saymam mümkün değil; fakat bununla birlikte çok teorik olmayan ve insanlara hayal satan bir sisteme karşıyım. Enerji alanlarını bilimsel veriler üzerine konumlandıran sistemler insanlara her zaman daha mantıklı ve güvenilir gelmiştir. Bunları da başka bir yazımda paylaşacağım.

Asıl konumuza dönecek olursak “SIR” kavramına oldum olası temkinli yaklaşmışımdır ve kişisel gelişimi bir kaosa sürükleyen, çıkmazdan çıkmasına engel olan bir kavram olarak görmüşümdür. Nerede hayatın sırları, mutluluğun sırları ya da başarının sırları gibi tabirleri duysam orada bir ticari koku alırım ve çok geçmeden de yanılmadığımı anlarım.

Hiç bir zirve eller cepte çıkılmamıştır; alın teri dökmek önceliktir başarıda. Spiritüel öğretilerin aksine gelişim yolları hiçte kolay değildir. Kişisel dönüşümü, zihninizin arındırılmasını ya da başarı ve mutluluğu sizin yerinize hiç kimse yapamaz ve bunu iddia edenler varsa oradan uzaklaşın. Dönüşüm bana göre koltukta uzanmaktan ve aura temizliğinden, vs...vs çok daha kapsamlı bir çalışma gerektirir. Ekranlarda duyduğunuz veya deneyimlediğiniz seanslardaki anlık değişimler psikoloji ve tıp tabiriyle plasebo etkisinden başka bir şey değildir. Hayatınızdaki değişimi ancak kendi irade ve azminiz belirler.

Bu yazımda kişisel gelişimin gerekliliğini ve spiritüel konulardan ayrımını daha fazla incelemeye gerek duymuyorum; çünkü derdimi az çok anlattığıma inanıyorum. Siz siz olun bilgiye güvenilir kaynaklardan ulaşma yollarını bulun ve okuyun, eleştirel düşünün. Daha sonra bir yargıda bulunacaksanızsanız da önyargıdan uzak ve nesnel olmaya çalışın.

Hiçbir bilgi kirli değildir; sadece onu nerede ve nasıl kullanacağınızı bilmelisiniz. Bu sayede popüler söylemlerden olabildiğince uzak durmak ve fikri dalgalanmaların önüne geçmek kolaylaşır.

Uzman Kişisel Gelişim Eğitmeni / Uğur KALKAN