Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '11

 
Kategori
Kültür Turizmi
 

Spirituel Şehir Lhasa’ya Çok Az Yolumuz Kaldı.

22.09.2010 

Lhasa’ya varmamıza 7-8 saat var. Rabeca’nın bugün doğum günü olduğu için Hollandalı Sonia’nın satın aldığı tebrik kartı içine her birimiz Rabeca ’ya çaktırmadan ona hitaben bir şeyler yazdık. Otobüse biner binmez hep birlikte happy birthday şarkısı söyleyerek Rabeca’ya kartını verdik. Çok kısa bir zaman da olsa insanların hemen birbiri ile kaynaşması çok güzeldi. İlk durağımız Chawu gölüydü. Muhteşem bir görüntüsü vardı. Bol bol fotograf çektik. 3900 m ye gelmiştik. Sabahtan yükseklik hapımı aldığım için içim rahattı ama yine de acaba yükseklikten rahatsız olur muyum şeklinde endişeleniyordum. Chawu gölünden sonra tekrar yukarılara çıkmaya başladık. Önce 4500 ve sonra 5000 m. Hiç bir şey olmamıştı. Haplar işe yarıyordu. Sadece fazla hareket ettiğimde kalbim çarpmaya başlıyordu ki bu durumda da çarpıntının geçmesini beklemekten başka çarem yoktu. Her şeyi oluruna bırakma deneyimi yaşıyordum. Böylece gerçekten bırakmanın ( let it go) ne demek olduğunu tam olarak kavramıştım. 

Yolumuza devam ederken yine büyük dağlardan biri olan Nye chen Kang Sang dağını gördük. Bu dağın yüksekliği 7190 m idi. Nye chen Kang Sang dağının bulunduğu bölge çok enteresandı. Yolun bir kenarındaki dağların üzeri karlarla kaplı, yolun diğer tarafında ise sadece yeşillik ve sarı çiçekler yer alıyordu. İlkbahar ve kış mevsimi sanki bir aradaydı. Buradan biraz daha ilerleyince karşımıza tekrar muhteşem bir göl çıktı. Koskocaman bir arazide yüksek dağlar, bu dağların üzerinde yer yer karlar ve yer yer yeşillik ve yeşilden, maviye, ve bej rengine dönüşen dümdüz bir göl, üzerinde sakin sakin yüzen kuşlar........... aslında pek anlatılacak gibi değil, en iyisi gidip Namsay gölünü bir görün. 

Bu güzel yerden sonra Lhasa şehri sınırları içine girdik. Şehre girdiğimizde bizi bir sanayi sitesi karşıladı. Rehberimiz bu kısmın 2-3 sene evvel yapılmaya başlandığını söyledi. Güzelim Lhasa şehri küçük bir çin oluvermişti. Traktör fabrikaları, hyundai, nissan vb gibi bildiğiniz tüm çin araba satış mağazaları dizim dizim dizilmiştiler. Biraz daha ilerleyince mağazaların yer aldığı bir bölüme geldik. Birden mağazaların arkasından tüm ihtişamı ile meşhur Potala sarayı göründü. Ne kadar büyük binalar yapılsa da Potala sarayı hala ben buradayım diyor gibiydi..... 

Biraz daha yolumuza devam ettikten sonra otelimize geldik. Otelimiz, Tibet evlerine benzer şekilde dekore edilmişti. Girişte bizi kutsal sayılan beyaz şallarla karşıladılar. Otelin 2. katına Omn Padme Om çarkları koyarak temsili küçük bir kora yolu oluşturmuşlardı. 2.kattaki odamıza yerleştikten sonra Havi, Fransız dostum ve Lionel ile birlikte şehri yürüyerek keşfettik. Jokhang tapınağını ve Potala sarayını dışarıdan seyrettik. Tibetliler Jokhang tapınağının önünde prostration yapıyorlardı. Hindistan ve Nepalde bir çok tapınak görmüştüm ama buranın enerjisi diğerlerine göre çok farklıydı. Yarın Jokhang tapınağını rehber eşliğinde gezecektik. 

Jokhang tapınağının bulunduğu meydanda bir sürü çin askeri nöbet tutuyordu. Sonradan çinlilerin 4 kişiye bir çinli düşecek şekilde asker sayısını belirlediklerini öğrendim. Bu da çinlilerin Tibet’i işgal etmiş olmalarına rağmen tedirginliklerinin devam ettiğini gösteriyordu. Yarını iple çekiyorum 

Potala sarayı ve Jokhang tapınağı... yarın sizin misafiriniz olacağım 

Sevgiler 

 
Toplam blog
: 615
: 248
Kayıt tarihi
: 09.11.10
 
 

Geçmişte finans sektöründe ağırlıklı olarak iyileştirme ve geliştirme projelerinin hayata geçiril..