Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '14

 
Kategori
Salon Sporları
 

Spor Salonundan Cep Telefonu Manzaraları

Spor Salonundan Cep Telefonu Manzaraları
 

  • Derdim pek tabi ki vücutta birikmiş fazla yağları eritmek değil… Bütün dert spor yaparak rehabilite olmak. Günün stresinden arınmak… İki rekât namaz kılıp, iki tövbe çekerek arınıp, yunduğunu düşünen sofu misali ben naçiz kulda, spor yaparak zihinsel dünyamda kendimce yenilenmiş hissine kapılıyorum. Sebep budur ki mesai bitiminden sonra soluğu spor salonunda alıyorum. Soluğu spor salonunda almasına alıyorumda, her bir şahsiyetin ayrı ayrı hikâyesiylede karşılaşmıyor değilim hani.
  •  
  • Bazen sen emi çok yaşa dediğimde oluyor.
  • Yani hemen yan tarafımda spor yapmak adına bisiklete binmiş asortik bayan sen çok yaşa emi…  Aylardır desinlerki spor yapıyor kıvamında… Karşı cinste makjay denen şeyden bu denli rahatsız olduğumu ilk kez bu hanımfendinin yüzüne baktığımda farkettim. E tabi sen kalkıp, saatte sekizyüz kaloriyi hopur eden sporu yapıp, yüzünün her noktasını boyadan geçirirsen o makjaylı yüzün alacağı hal karşısında fazla bir şey söylemek pek bir yersiz kaçar.
  • Asortik hatun kişinin aylardır desinlerki spor yapıyor kıvamındaki tutumu insanın ister istemez dikkatine mazhar oluyor efendim. İki dakika yerinde duramayan hiperaktif çocuklar gibi, klimaya pandik atmak, pencereyi çekiştirmek falan gibi şeyleri bahane edipde yerinden kalkması yok mu? Ben buradayım demenin bildik hali. Ha olmadı zır zır öten cep telefonuyla yapılan lakırdı… Onca şeye cila misali oluyor. Pastası ise, yapacak iş bulamayan hatun kişinin dekoltesine takması. Omuzdan düşen tşörtü çekiştirip bir türlü yerine oturtamıyor oluşu gözden kaçacak değil tabi. Bahse konu hanımefendinin spor denen aktiviteye başlamadan önce kuaföre uğradığına bahse girerim. Her daim saçlar tam tekmil kuaför eli değmiş kıvamda.
  •  
  • Neyse efendim…
  •  
  • Sekizyüz kalori yakıpda ardı sıra biraz olsun yürümemek olmaz tabi. Elimde beyaz küçük havlu, yüzümde domur domur birikmiş teri sildikten sonra az önce gözüme ilişmiş Hasan’ın yanındaki koşu bandını gözüme kestiriyorum ve Hasan’a bir selam verdikten sonra başlıyorum aheste aheste yürümeye. Hasan sağında küçük suyu, aletin sol tarafındaki çıkıntıya koyduğu cep telefonu… Daha o dakka telefon zır zır ötmeye başlamaz mı… Hasan telefona bir yapıştıki görmenizi isterdim. Koşu bandından indi, arka taraftaki koltuğa tünedi, başladı konuşmaya. İş bitiriyor canım, başka şey değil. Yarım saatlik yürüme aktivitesini bitiripde, üst kata doğru yol alırken, Hasan halen telefonla hararetli bir şekilde akşamın o saatinde ticari aktivitesini sürdürüyordu. Bendenizde bir taraftan üst kata çıkmak için taaaa en dipteki merdivenlere doğru ilerlerken, yüksek volümlü müzik eşliğinde grup sporunun yapıldığı mekânın kapısından çıkan hatun kişinin, aktiviteyi yarım bırakıpda, elindeki telefonu kulağına dayayıp, önüme fırlaması bir oldu.
  • “Ay şekerim şu anda zumba yapıyoruz. Sen beni bir saat sonra ara ondan sonra konuşalım” diye heyecanlı heyecanlı karşı tarafa derdini anlatmaya çalışıyordu. Böylelikle, o grup sporununda muhteşem adını öğrenmiş bulunmaktayım , “Zumba”.
  •  
  • En dipteki merdivenlere doğru ilerlerken, sol yanımdaki bisikletlerde pedal çevirmekte olan yurdum insanın teknolojiyle halvet oluşuna gözüm takılmadı dersem inanmayın. Her pedal çeviren yurdum insanı, sol elindeki akıllı telefonunun tuşlarını sağ el parmaklarıyla dürtüklemekte ve bütün dikkatini sol elinin avuç içindeki telefonuna vermekte… Pek tabiki böyle bir manzara karşısında spor aktivitesinin, sadece bir garnitür olduğunu iddia edebilirim. Maksat, o pedalını çevirdikleri bisikletlerin üzerinde telefon tuşu dürtükleyerek sosyalleşme çabası içerisinde olmak. Lakin dikkatime mazhar olan hususlardan birisinide buraya not etmeden geçemeyeceğim! Koşu bantları üzerinde yürümekte ve koşmakta olan her yurdum insanının, aletin sağ ve sol çıkıntı gözlerinin sağındakinde suyu, solundakinde ise telefonu mevcut halde hazır kıta sosyalleşme hareketi adına durmakta.
  • Ve bendeniz aheste aheste, yorgun vede argın bir şekilde merdivenleri çıkıyorum, tam da o esnada  olan oluyor. Merdivenlerin son basamağına geldiğimde, üst katın sol yanındaki çevrili alanda, altına aldığı patın üzerinde mekik çeken genç girişimci arkadaşımın o muhteşem çalışmasına hayran kalıyorum. Sırt üstü yere uzanmış genç arkadaşın sol eli kulak- ense arası bir yerlerde, sağ elde akıllı telefon ve biryanda mekik çekiyor, diğer yanda telefonla bir konut alım-satımı üzerine mevzuuyu derinleştiriyor. O hararetli konuşma esnasında duyabildiğim cümle “Tamam abi ben sana yarın sabah tapu fotokopisini gönderiyorum. Sen tapuyu bankaya verirsin” diyerek iş bitiricilkte çığır açmanın nasıl bir şey olduğunu gözüme sokuyordu.
  •  
  • İlk karın çalışma hareketimle birlikte, ayaklar yarım havada mekik çekme aletine doğru yöneleceğim ama, aletin üzerinde telefonla konuşmakta olan hatunun telefon konuşması bitipde, hareketini tamamlamaya fırsatı yokki… Başka bir alete yani boşta olan bir alete yöneliyorum ve yirmişerden üç setlik karın egzersizini bitirmiş olmama rağmen, mekik aletinin üzerindeki hatun halen telefonla konuşmasını sürdürmekteydi. İçimden bir neyse çektikten sonra dik mekik aletlerinden boş olanına kapaklanıyorum. Tam karşımda minik herkül lakbını taktığım ama kendisini tanımadığım bir altmış boylarındaki genç arkadaşın barfiksine gözüm takılıyor. Pazuları yerinde, vücut üçgen ve gayet sağlam barfiks çekiyor genç arkadaş. Yirmi adetlik barfiksini dikkatlice saydım ve kanaat ettim ki ben bu haltı yiyemem… Ve genç arkadaş set sonrası hızlı adımlarla cam kenarına doğru yönelerek, cam kenarındaki çıkıntı üzerinde duran küçük suyundan bir fırt çektikten sonra ikinci sete geçiş yapmadan, suyun yanında hazır kıta hizmete amade cep telefonuna bir pandik atıyor. Sanırım arayan-soran var mı mukabilinden.
  •  
  • Ve az ötede dambllarla çalışmakta olan bir sporcu arkadaş… Sol eliyle beş kiloluk damble kaldırırken, sağ eliyle akıllı telefondan lakırdısını sürdüyordu. Akıllı telefonla spor yapma hususunda çığır açan örneklerden birisi olmasına karşın ben mekik çeken ve mekik çekerken sağ eliyle cep telefonunu tutarak konuşan arkadaşı yinede tek geçiyorum.
  •  
  • Bir an için kendime geliyor ve biraz önce mekik aleti üzerinde telefonuyla lakırdı yapmakta olan hatun kişinin, aleti terkeylediğini görüyorum ve hızlı bir hamleyle aleti kendi hizmetime alıyorum. Derken efendim, karın kaslarını çalıştırmakta olan bir genç arkadaş, aleti oturma yerinde elindeki cep telefonunu parmaklamakla meşgul. Ben yirmişerden üç setlik yarım mekik işimi bitirdim ama o genç arkadaş cep telefonuyla kurduğu duygusal ilişkiye bir türlü ara vermedi ve aleti hiçbir şey olmamışçasına ve gayet bencilce işgal etmeye devam etti.
  •  
  • Tabi bir başka daha ilginç tanıklığım varki, spor yapma hevesinde lan her bayan arkadaşımız, aynı anda çift alet birden işgal etmekteler. Bir tarafta hareketlerini yaptıkları alet, diğer yanda ise su ve akıllı telefonlarını muhafaza ettikleri hemen yanındaki bir başka alet… Bu hususta söylenecek pek fazla bir şey olmasa gerek. Yurdum insanının derin hallerinden bir örneği teşkil etmekte.
  • Akşamın saat olmuş 21.00’i ve ben yorgunluktan helak halleri oynuyorum… Ağır ve aheste, bitkin ve yorgun bir şekilde saunanın yolunu tutuyorum. Akıllı telefon esprisi sauna içerisinde ve hemen önündeki şezlonglarda sür git devam etmekte.
  •  
  • Kız arkadaşıyla sauna keyfi yapan genç arkadaşın sırt üstü uzanıp, ayak ayak üstüne atması hadi neysede, be birader o saunan içerisinde akıllı telefon dürtüklemeside neyin nesi oluyor, anlayabilen beri gelsin. Bir süre sonra saunayı terkeden ben, duş aldıktan sonra şezlongun birisinin üzerine tünüyorum ve sağımdaki, solumdaki şahsiyetlerin cep telefonu dürtüklemelerini izliyorum. Kâh konuşan, kâh dürtükleyen, kâh elinde evirip-çeviren…
  • Oda ne?
  • Hemen yakınımdaki sehpanın üzerinde duran cep telefonu çalıyor ve havuzdan orta yaş üstü bir hanımefendi hızla çıkarak sehpaya doğru gidip, çalan cep telefonuna bir parmak atmak suretiye kulağına götürüyor… “Ben aşağıdayım, kapalı havuzdayım. Yarım saat daha yüzeceğim. Siz isterseniz beni cafede bekleyin.” Diyor ve tekrar yarım bıraktığı yüzme aktivitesine devam etmek için kendisini havuzun serin sularına bırakıyor.
  •  
  • Saat 22.00 sularında soyunma odasının yolunu tutan ben, soyunma odası denen mekânda bir dizi cep telefonu hadisesiyle karşılaşmaktayım. Aktivitelerini bitirmiş olan yurdum insanın gecenin o saatinde bitip tükenmeyen telefon konuşmaları ve bankın üzerinde telefon dürtüklemeleri hayli mizahi görüntülere yaratıyor.
  •  
  • Neyse efendim, herkese iyi hafta sonları.
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..