Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Aralık '12

 
Kategori
Spor
 

Sporcuların tekerlekli sandalyesini kıran hasta ruhlar

Sporcuların tekerlekli sandalyesini kıran hasta ruhlar
 

Pazar günü oynanan, daha doğrusu barbarlık gösterileri nedeniyle oynanmasına izin verilmeyen G.Saray-Beşiktaş tekerlikli sandalye basketbol karşılaşmasının yürek parçalayan en acı görüntüsü, oyuncuların tekerlekli arabalarının kırılması ve üst üste atılmış görüntüsüydü.

Hemen aklıma hemen hemen her sokakta ya bir ağaca, ya bir dükkanın önüne asılan su kapağı torbaları geldi. Halkımız bu konuda o kadar hassa ve bilinçli ki, bir tane kapağın ziyan olmaması için çaba sarfediyor, bir engelli vatandaşımızın daha tekerlekli sandalyasına kavuşması için inanılması gerçekten güç, duygusal bir kampanyayı canı yürekten yürütüyor.

Biz çocukken büyüklerimiz, yerde bir ekmek parçası görünce ‘’yerden alın, öpün ve yüksek bir yere koyun’’ diye öğütlerdi bize. Ekmek çok büyük emekti. Bakmayın şimdi günde milyonlarca ekmeğin çöpe gittiğine. Onlar ekmeği vesika ile alan nesildi.

Yolda yürürüken gözüme bir su kapağı ilişirse alıp, bir biriktirme kabına atıyorum, şayet biriktirme kabı yoksa yakında eve getirip, biriktirdiklerimin arasına koyuyorum.

Hal böyle iken sayıları pek de az olmayan taraftar maskesi altına sığınmış holiganların, hayata ancak sporla tutunmuş bu gençlerin sandalyelerini kırmak, biber gazının etkisine sokmak,  korkutmak, kaçırmak nasıl, hangi insanlık dışı bir kelimeyle izah edilebilir ki?.

Bu  sporla hayata bağlanan ve Olimpiyatlarda göğsümüzü kabartan BU BEYİNLERİ SAĞLAM  çocukların huzurunu ne hakla, nasıl, hangi cesaretle bozabilirsin ki?.

Bakın 2 hafta önce Galatasaraylı olduklarını söylenen sayıca kalabalık bir topluluğu, Avrupa Şampiyonlar Ligi karşılaşması için İstanbul’a gelmekte olan M.United kafilesini karşılamak, gözdağı vermek için havaalanına gitmişlerdi. Havaalanı güvenliği tehlikeyi ve olacakları önceden sezip, G.Saray’lı yöneticileri arayarak muhtemel bir skandalı önlemişlerdi. Onlar uyanık davranmasa belki adamlar aynı uçakla ‘’can güvenliğimiz yok’’ diye geri geri dönecek, zaten bahane arayan Avrupa basını manşetlerine konu olacaktık. Sonucun nereye varacağı , kulbün hatta ülkenin ne zarar göreceği bunlar için önemli değil. 

Erman Toroğlu’nun ne kaba futbolculuğunu beğenirdim, ne de kaba yorumculuğunu. Bu olayları hakkında görüşü sorulduğunda ‘’hayvanlar’’ dedi. Sonra olay unutuldu konu RTÜK’ün  yorumculara ceza vermesine geldi. Sanki onları oraya gönderen kendisiymiş gibi. Konu başka yöne çekildi. Dün engelli oyunculara ve onların sandalyelerine yapılan saldırışı hakkında  görüşü sorulduğunda ,

‘’Zennube’’ dedi. Zennube bizim hatırladığımız adı 1960 lı yıllarda Adana Demirspor’lu futbolcu Özden ile anılan bir çok eski bir dansözdü. Sonra yılbaşı dansözlerini anlattı. Sibel Barış’ı falan. Yani ‘’konuşursam suçlu ben oluyorum’’ demek istedi.

Sporda terör kanunu çıkardılar. Uygulansa bunlar olur mu?. Sanmam. Statlarda, stat önlerinde olan barbarlıklar salonlara da girdi. Kimsenin kimseyi taktığı yok. Resmen çeteleşmişler.  Örgütlenmişler. Bunların ne Beşiktaş, ne Galatasaray taraftarı olmadığını, maç ne maçı olursa olsun, ister tekerleki sandalye, ister hentbol, ister bayan voleybol, bayan basket, her fırsatta spor alanlarını, terör alanı haline getiriyorlar, maçları engelliyorlar.

3 büyükler arasındaki maçlara deplasman seyircisi alınmayacak diye bir kural uygulanıyor. Uygulamanın ne kadar doğru olduğu  buradan anlaşılıyor. Buna rağmen  tekerlekli sandalye maçlarında bu uygulama geçerli olmuyormuş. Böyle olunca da amacı maç olmayıp, herkese zarar vermeyen çeteler maçı bahane edip, oraya doluşuyor. Sonrası malum.

Bu holiganların bir kısmı yakalanmış. Bir kısmının da kimliği tespit edilmiş. Sonrası ne olur göreceğiz.

Büyük iş adamı Vehbi Koç derin hayat tecrübesinden esinlenerek şöyle söylemiştir ;

’ Bir ülkenin en büyük zenginliği, nasıl nitelikli insan gücü ise, en büyük zaafı, yumuşak karnı, terörden, işsizliğe kadar pek çok sorunun temelinde vasıfsız insan kalabalığıdır’’.

‘Bunlarla ne yazık ki kulüp yöneticileri baş edemiyor ama  engellemek için de pek çaba sarfetmiyor. Bakıyorum bu G.Saray ve Beşiktaş kulüpleri ortak bir bildiri yayınlamışlar!.. Anlayabilene aşk olsun. Biz engelli gençlerin spor yapabilmesi için uğraşıyoruz falan diyorlar, güzel de bu olayları engeleyebilmek için ne kadar çaba harcıyorlar ona bakmak lazım. Bildiriden anladığım, istedikleri ne şiş yansın, ne kebap.

Onların bu durumu Allah şifalar versin Müslüm Baba’yı hatırlatıyor bana. Çok sevilen bir sanatçıydı Müslüm Gürses. Konserlerin de olay eksik olmazdı. Genelde kavga çıkar, konseri tamamalayamazdı. Bu arada hen kendisini çok seven ama kavgalar çıkararak onun şarkı söylemesine imkan bırakmayan gençlere söyle seslenirdi, sandalyeler havada uçuşurken ,.;

‘’Atmayııın.. Atmayyııın . Yahu hem Baba diyorsunuz, hem dinlemiyorsunuz, Atmayııııınn…

Allah şifalar versin.

Yalnız Müslüm Baba’ya değil.

Amacı sporla hayata tutunmaya çalışan engelli gençlere saldırıp, onların sandalyelerini kıracak kadar gözü dönenlere de.

Çünkü bütün bunları yapanlar, demirleri kıracak kadar güçlü görünmelerine rağmen, akıl sağlıkları tartışılmayacak kadar hasta. 

 

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..