Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '16

 
Kategori
Siyaset
 

Sputnik düştü Özdemir çıktı

Sputnik düştü Özdemir çıktı
 

Rus Haber Ajansı Sputnik’te yine KGB propagandası çerçevesinde düşünülebilecek bir haber vardı. Ne olsun beklenir, Türkiye kökenli bir yeşil sebze kendi ülkesini kötülüyordu. Haberin başlığı şu: “Özdemir: Erdoğan’ın istediği başkanlık sistemine ‘diktatörlük’ diyoruz” bu sözü Almanya Yeşiller Partisi eş başkanı Cem Özdemir isimli muhterem söylemiş. Özdemir’in önce kendi vekillik yaptığı ülkenin rejimine bakması gerekiyor. Almanya’nın şu anki yönetim modeli başkanlık sistemi değil mi? Yoksa ben mi yanlış biliyorum. Sanıyorum ki Özdemir’de CHP’li Eren Erdem misali bir kukla sosyalist. Benim bildiğim çoğu sosyalist ülke rejimi de zaten diktatörlük. Buna Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği artığı Rusya Federasyonu’nu da dâhil etmek gerekir. Sputnik, haberin kaynağı olarak Cumhuriyet Gazetesi’ni kullanmış yani bozacının şahidi şıracı..

Cumhuriyet Gazetesi’nde yer alan bir başka habere göre de Sayın Özdemir şu açıklamayı yapmış: “Tankla, topla, tüfekle, savaşla bu iş çözülmez. Herkes aklını başına toplasın, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirsin. Yoksa bu kopuşa doğru gidecek bir süreç. Kürtleri kaybetmek istiyorsak bu yolda devam edilsin ama bu kesinlikle bir çıkış noktası olmamalı. Bu tehlikeyi devletin başındakilerin göz önünde bulundurduğunu umuyorum. Kardeşlikten bahsediyorsak oturup konuşmamız gerekiyor. Oysa bu insanlar büyük ölçüde aynı dini paylaşıyor ve yüzyıllardır bir arada yaşıyor. Çözülemeyecek, paylaşılamayacak hiçbir şey yok.”[05.01.2016, adı geçen haber] Bu açıklamaya göre sanki devlet durup dururken ya da ortalıkta hiçbir sebep yokken böyle bir operasyona başlamış ve oradaki vatandaşlarını suçsuz yere katlediyor. Hâlbuki geçici bir uzlaşı ortamı varken Suruç hadisesini bahane ederek evinde uyuyan iki polisimizi şehit etmek suretiyle iyice azgınlaşan PKK bu süreci bitirmişti. Bu durum karşı tarafa elinizi uzattığınızda size silah gösterenlerle konuşularak asla çözülemez. Devlet ve Hükümet geçte olsa bunu anladı ve şimdi gereğini yapıyor sadece.

Özdemir’in alttan alta neden Rusya ile paralel açıklamalar yaptığını iyi analiz etmek gerekiyor.Deutsche Welle Türkçe’de yer alan eski bir habere baktım: “Yardımcı olacaksa Esad’la konuşulmalı diyen ve Alman haber kanalı N-TV’nin sorularını yanıtlayan Özdemir, Esad’la müzakere masasına oturmayı koşula bağladı. Cem Özdemir; Hedef, Esad’ın dâhil olmadığı bir geçiş hükümetinin kuruluşu olmalıdır.” [25.09.2015, a.g.h] Kontrol ettim son üç yıldır Rus devlet başkanı Putin’de onun haber ajansı Sputnik’te aynı şeyi söylüyor. Türkiye ve dünya Suriye’de milyonlarca masumun kanı ellerine bulaşmış bir devlet başkanıyla müzakere etmek zorundaymış. Bizim Cumhurbaşkanımız ve halkımız sırf Almanya’da da olan bir sistemi istedi diye diktatör nitelemesine maruz kalırken; nasıl oluyorsa eli kanlı gerçek bir diktatör (Esad) konuşulabilecek bir adam oluyor, gerçekten anlamış değilim.

Özdemir’in de kurucuları içinde yer aldığı Birlik 90/Yeşiller hareketi [Diğeri Simone Peter’dir.]yazar Alexander Solzhenitsyn’nin Demir Perde ülkelerinde yaşanan vahşi sosyalizmi anlatan Gulag Archipelago kitabını okuyan Heinrich Boell’in sol görüşe yeni bir görüş ve imaj kazandırmak istemesi ile ortaya çıkıyor. Bu grup anlayış olarak Marx’ın Komünist Manifesto’sunu alıp işçi sınıfının yerine çevreyi, kızıl bayrak yerine de yeşil bayrağı koyuyorlar. Al sana siyaset. Solzhenitsyn, Putin ve bu grubun yaptıklarını görseydi herhalde sanıyorum İvan Denisoviç’in Yaşamından bir gün ve daha pek çok gün eksilirdi.

Rusya’nın yaptıklarına bakalım; Türkiye’ye tavır koyma adına serseri bir devlet gibi ülkesinde yakaladığı sıradan Türkleri on günlüğüne kamplara gönderiyor ve daha sonra sınır dışı ediyor. Bu onların bence Stalinist geleneğinin ve diktatörlük olduklarının en büyük göstergesi. Bir ülkenin nasıl olduğunu anlamak istersek ilk buna gümrük ve sınır giriş çıkışlarında yaptıklarına bakarak karar vermek gerekiyor. Rusya, Suriye’de masum insanların üstüne her gün kanlı diktatör Esad’la birlikte bomba yağdırıyor. [Ki çoğu Türkmen ve Arap sivillerdir.] İran gibi gayri demokratik bir rejimle birlikte Türkiye’deki hendek siyasetini iyiden iyiye destekliyor. Türkiye’yi karalamak için eski Sovyet dönemi KGB propaganda taktiklerini sonuna kadar kullanıyor. Yani bir mana da haydutluk yapıyor. Bir de bunların üstüne yeşillik gibi Cem Özdemir gibi bir gölge siyasetçi çıkmış Türkiye’yi eleştiriyor. Solzhenitsyn, değerli bir entelektüel ve muhalifti, yaşasaydı sizin suratınıza tükürürdü Sayın Özdemir…

 
Toplam blog
: 36
: 615
Kayıt tarihi
: 07.12.12
 
 

Beyaz Arif Akbaş, (d.1979 İstanbul) Türk eleştirmen şair/yazar. 2005 yılında Ahmet Yesevi Ünivers..