Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

SSK müfettişinden çok ama çok garip istek

SSK müfettişinden çok ama çok garip istek
 

-Bir olay.
-Başımdan geçti.
-Sosyal Güvenlik Kurumları adına tam bir kara mizah.
-Tam bir komedi.
-Komedinin dik alası.
-Anlatmasam içimde kalır.
-Yazmasam huzursuz olurum.
-Gülmekten çatladığım bir olay.
-Ve bir o kadar da dramatik bir olay.
-Bir o kadar da ne durumda olduğumuzun resmi.
-Hani iş yasaları ile ilgili bir takım düzenlemeler yapılıyor ya.
-Sosyal Güvenlik Kurumları ile ilgili bir takım düzenlemeler yapılıyor ya.
-Sağlıkla kuruluşları ile ilgili bir takım düzenlemeler yapılıyor ya.
-Hepsi hikâye.
-Var olan o zırva zihniyet değişmediği sürece, yapılan yasalar hiçbir anlam ifade etmez.

* * * * *

-Olayımız üç yıl önce yaşanmaktadır.
-Çalışmakta olduğum şirket, aktiflerine kayıtlı arsası üzerine konut yapma kararı alır.
-Ve gerekli yasal prosedürler sonrasında, inşaat ruhsatı çıkartılır.
-Ve inşaat başlar.
-Ultra lüks tabir edilen on iki adet konut üretilecektir.
-Tarafımca SSK açılışı yapılır.
-Ve Bölge Çalışma açılışı da yapılır.
-Gerekli sicil numaraları tesis edildikten sonra, SSK işçi giriş işlemleri ile ilgili giriş bildirgeleri de verilir.
-Her ay düzenli olarak SSK prim ödemeleri yapılır.
-Hemen burada bir parantez açalım ve inşaat işlerindeki bir uygulamadan bahsedelim.
-İnşaatın bitimi ile birlikte, ilgili belediyeden yapı kullanma izin belgesi çıkartılması gerekmektedir.
-İlgili belediyeler, yapı kullanma izin belgesini vermek için, SSK’dan borcu yoktur yazısı ister.
-SSK ise kendisine borcu yoktur yazısı almak için başvuran işverenden, SSK ile ilgili inşaatın başladığı andan ve bittiği ana kadarki dosyasını talep eder.
-Bu dosya çerçevesinde, asgari işçilik hesaplaması yapar.
-Asgari işçilik hesaplaması sonrasında çıkan tutar, şayet işverenin yatırdığı primden düşük çıkarsa sorun yok.
-Eğer asgari işçilik hesaplaması, işverenin ödediği primden fazla çıkarsa, ödenen primle asgari işçilik arasındaki kalan prim farkı, gecikme cezası ile tahsil edilir ve borcu yoktur yazısı işverene verilir.
-İşverende borcu yoktur yazısını ilgili belediyeye götürür ve yapı kullanma izin belgesini alır.
-Ve biz de on sekiz ay sonra, on iki adet konutumuzu bitirdik.
-Ve belediyeye yapı kullanma izin belgesi için başvurduk.
-Belediye bize, SSK’dan borcu yoktur yazısı getirmemizi istedi.
-SSK bölge müdürlüğüne dilekçemizi yazdık ve borcu yoktur yazısı ile ilgili talebimizi ilettik.
-İşverenler servisinden bir bayan memur, dilekçenin paralelinde bizden SSK dosyamızı istedi.
-Dosyamızı memura teslim ettik.
-Memur, SSK sicil numaramızdan SSK’daki dosyamıza girdi.
-Ve inşaat işinin başladığı yılı takip eden yılın şubat ayında, bir işçi girişi yapıldığını, ancak, şubat ayı SSK prim bildirgesinde, bu işçinin bildirilmediğini bana söyledi.
-Memura işçinin adını ve soyadını sordum.
-İşçinin adını ve soyadını söyledi memur.
-Ve SSK sicil numarasını da verdi.
-Ne var ki inşaatta böyle bir isim hiç görev yapmamıştı.
-Ve böyle bir işçinin bizim tarafımızdan girişinin yapılmadığını söylemiş olsam da memur bu durum beni aşar dedi ve dosyayı müfettiş incelemesine sevk edeceğini söyledi.
-Ben dosyayı müfettiş incelemesine sevk etmemesini ve bu işçiyi araştırmak istediğimi söyledim ve bir günlük süre istedim.
-İşçinin SSK sicil numarasını aldım ve SSK işçi giriş servisine giderek, bu işçinin ne şekilde girişinin yapıldığı hakkında bilgi istedim.
-İşçinin SSK sicil numarasına baktılar ve bu işçinin aynı tarihte yedi ayrı işyerinden girişinin yapıldığını tespit ettiler.
-Ve işçinin yedi ayrı işyerinden aynı gün işe girişi ile ilgili dökümü yazıcıdan çıkartıp bana verdiler.
-Ben bu dökümü alarak işverenler servisindeki dosyamıza bakan memura götürdüm.
-Memur bu dökümü görmesine rağmen, dosyayı müfettişe sevk etmesi gerektiğini belirterek
beni geri çevirdi.
-Devam edelim.
-Müfettişten teftiş ile ilgili tebliğ tarafımıza tam bir ay sonra geldi.
-Bu arada konutlar bitmiş olduğundan, satışları da yapılmakta.
-Ve konutların satışı ile ilgili kaporalar almaktayız.
-Müfettişten gelen incelemeye istinaden, istenen evraklar şunlar.
-Şirketin tüm defter ve belgeleri.
-İnşaatın başladığı yıldan başlamak üzere ve bitimine kadarki dönemi kapsayan yevmiye ve kebir defteri.
-İnşaatın on sekiz ay sürmesi sebebi ile üç yıllık hesap dönemine tekabül etmektedir.
-Ve üç yıllık defter ve belgeler, müfettiş tarafından talep ediliyor.
-Ayrıca işe giriş bildirgeleri.
-Aylık maaş ve ücret bordroları.
-Ve SSK ile ilgili ne kadar belge varsa, hepsi müfettiş tarafından istendi.
-İlgili defter ve belgeleri hazırladık müfettişe götürdük.
-Müfettiş bizi güler yüzle karşıladı ve götürmüş olduğumuz defter ve belgeleri odasının bir köşesine bırakmamızı söyledi.
-Yaklaşık sekiz adet 1 metre kare büyüklüğünde koliler.
-Müfettişe ne zaman gelmemiz gerektiğini sorduk.
-Bir ay sonrasına gün verdi ve ancak incelemeyi yapabileceğini belirtti.
-Bir ay sonra müfettişin yanına gittik.
-Müfettiş henüz incelemeyi bitirmediğini bize ifade etti ve on beş gün sonraya tekrar gün verdi.
-On beş gün sonra tekrar müfettişin yanına gittik.
-Henüz incelemeyi yeni bitirdiğini ve bizde görünmeyen, ancak inşaatta çalıştığına dair görünen işçi ile ilgili sorular yöneltti.
-Biz işçiyi tanımadığımızı ve aynı tarihte yedi ayrı işyerinden SSK girişinin göründüğünü müfettişe söyledik ve işçi ile ilgili girişlerine ait dökümü müfettişe verdik.
-Müfettiş ise bize döndü ne dese iyi.
-“Bu işçiyi bulun ve getirin ifadesini alacağım” dedi.
-Tam bir komedi.
-“Nereden bulacağız” dedim.
-“Bulun getirin, yoksa tutanağı yazmam” dedi.
-Hadi bakalım, şimdi nasıl çıkılacak bu işin içerisinden.
-İşçiyi tanımayız bilmeyiz.
-Kimdir?
-Kimin nesidir?
-Bilinmez.
-Ben müfettişe dönerek bu konudaki sıkıntılarımızı anlatmaya çalıştım.
-Müfettiş o bildik bürokrat tavırları ile “Beni ilgilendirmez kardeşim, beni, benim yaptığım iş ilgilendirir” dedi.
-SSK Bölge Müdür yardımcısının yanına gittik.
-Ve durumu Müdür yardımcısına anlattık.
-Konutların satıldığını, ama yapı kullanma iznini almamız için sizden borcu yoktur yazısı almamız gerektiğini ve yapı kullanma izni ile tapuyu çıkartmamız gerektiğini, şayet bu işlemleri bitiremezsek, alıcıların hayli rahatsızlık vereceğinden bahsettik.
-Ve müfettişin bize söylediklerini ilettik.
-Müdür yardımcısı, tamam borcu yoktur yazısı veririm ama teminat için altmış bin YTL para yatırın.
-“Neden altmış bin YTL gibi rakam biçtiniz” diye sordum.
-“Ya Yüz bin YTL borcunuz çıkarsa” diye karşılık verdi.
-Oysa ilginçtir, asgari işçilik ile ilgili hesaplamalar sonrasında, 28 bin YTL gibi bir tutar fazladan SSK primi ödemişiz.
-Fakat Müdür Yardımcısı, başka türlü borcu yoktur yazısı vermesinin mümkün olmadığını belirtti.
-Ve biz tekrar müfettişin yanına gittik.
-Bir kez daha müfettişe meramımızı anlatmaya çalıştık.
-Ve yedi ayrı yerde, aynı gün işe girişi görünen bir işçinin, ancak SSK’nın kendi içerisinden kaynaklanabilecek bir hatadan olabileceğini ve bizim bu olayla en küçük bir ilgimizin olmadığını, buna karşın mağdur durumda kalanın biz olduğumuzu ifade etsek de nafile.
-Müfettiş bu defa daha da bir inatlaşarak.
-“İnşaat mühendisinizin de ifadesini alacağım” dedi.
-Ve on beş gün sonraya gün ve saat verdi.
-Biz başladık inşaatta girişi olan ve hiç tanımadığımız o şahsı aramaya.
-Birçok yeri kurcaladık.
-SSK’dan giriş bildirgesini çıkardık.
-Giriş bildirgesi üzerindeki nüfus bilgilerinden hareketle, bu şahsı nerede bulduk biliyor musunuz?
-Sıkı durun.
-Samsun’da.
-Samsun’un Bafra ilçesinde gariban bir vatandaş.
-Samsun’a gittik ve bu vatandaşı bulduk.
-Konuştuk ve durumu izah ettik.
-Adamcağız hayretler içerisinde.
-Ve kabul etti Antalya’ya gelip ifade vermeyi.
-Uçak biletini aldık.
-İlgili tarihte bir de adamımızı refakat için Samsun’a gönderdik.
-Müfettişin dediği tarihte adamcağız karşısındaydı.
-Ve müfettiş sordu.
-“Bu şirkette ne zaman işe başladın?”
-“Efendim ben hiç Antalya’ya gelmedim ve hayatımda ilk kez Antalya’ya geliyorum” dedi.
-Müfettiş hayret ediyor.
-Sanki çok olağan üstü bir şeymiş gibi.
-Tekrar soruyor müfettiş.
-“Sen bu şirketin inşaat işinde hiç çalışmadın mı?”
-“Ben pazarcıyım efendim, inşaat nedir bilmem.”
-Ve müfettiş başkaca bir şey sormadı.
-Daha sonra mühendisin ve şahsımın da ifadelerini aldı.
-Ve iki ay sonra tutanağı gönderdi.
-Herhangi bir cezai yaptırım içeren bir madde yoktu tutanakta.
-Defter ve belgelerimizi gidip aldık.
-Ve borcu yoktur yazısı için tekrar ilgili memura gittik.
-Müfettişin tuttuğu tutanağı memura verdik.
-Memur bir hafta içerisinde bize borcu yoktur yazısını hazırlayıp verdi.
-Ve bizim borcu yoktur yazısını elimize aldığımızda, işin bitimi ile geçen zaman arasındaki süre tam beş aydı.
-Ve beş ay boyunca satışı yapılıp, kaporası alınmış konutların tapusunun verilememesinin ne tür sonuçlar doğuracağını buyurunuz siz düşününüz.

* * * * *

-Aslında burada vurgulamaya çalıştığımı şu.
-Devlet bu zihniyetle işçi hakkı veya işçi sağlığı gibi temel sorunlarla ilgilenemez.
-Devlet bu hususların arkasına gizlenerek, vatandaşının çanına ot tıkar.
-Ve vatandaşa eza ceza verir.
-Düşünsenize, kendi bilgi işlem alt yapısının yanlışının bedelinin, bize nelere mal olduğuna.
-İşte devletin denetim mantığı.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..