- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Starbucks Coffee
Tekerlekli sandalyeli uygun mekan...
Marmaray gibi bir toplu ulaşım aracı beş on dakika mesafemdeyken onu kullanmamak olmaz…
Akşamüstü yine Taksim’e, İstiklal caddesine ve Demireören alışveriş merkezine gittim. Marmaray ile Yenikapı istasyonuna, orada araç değiştirip metroyla Taksim’e gidiyorum.
Hem buralar artık eski buralar değil; buralar Suriyelilere teslim edildi, buralar serserilere uyuşturucu uyarıcı madde kullananlara teslim edildi, sokaklarında gezerken içimde gitgide endişe çoğaldı. Buralardan bıktım, başka yerleri keşfetmenin zamanı geldi. Artık buralar bana dar geliyor, gittiğim yerler mekanlar kaliteyi düşürdü artık, tek düşünceleri maddiyat oldu artık.
Taksim veya İstiklal Caddesi kalabalık olsa da, insanları bilgili bilinçli duyarlı… Birçok mekan tekerlekli sandalyeliye duyarlı değil belki, ama sokaklar caddeler benim gibi bir tekerlekli sandalyeliye uygun.
İstiklal Caddesi'nde geziniyorum, Demirören alışveriş merkezine girip çıkıyorum. Taksim’de kendi işimi kendim görebileceğim bir mekan buldum, “bulmuşken de gitmemek” diye düşünmeye başladım.
Taksim Meydanı'nın birkaç metre ötesinde Starbucks Kafe; mekanın girişinde rampası var, içerisi genişçe ferah, sipariş verilen ücret ödenen bölümü bana uygun.
Kapı girişinde konulan eğimi genişliği tekerlekli sandalyeme uygun rampasını kullanarak mekana girdim. Kasada duran elemana siparişimi söyleyip ücretini ödedim, salonda bir köşede birkaç dakika bekledim ve siparişim hazır olunca ismimi söylediler, bende gittim içeceğimi aldım ve bir masanın kenarına yanaşıp içtim.
O kadar kolay oldu ki, çok mutlu oldum… Bir başkasına yaptığım olağan gelebilir, “bu olaya sevinilir mi?” diyebilir, ama ben çok mutlu oldum.
Kimseye ihtiyaç duymadım işimi kendim gördüm, var mı bunun kadar güzel bir şey…
Mekanlara girişimiz engelleniyor, siparişimizi vermemiz engelleniyor, ücreti ödememiz engelleniyor, mekan içinde rahat etmemiz engelleniyor ve sonra kalkıp “engelli” sayılan biz oluyoruz.
Eğer biz engelliler bilinçli bir şekilde düşünülürsek, kimseye ihtiyaç duymadan kimseyi rahatsız etmeden işimizi kendimiz görebiliriz.