Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mart '10

 
Kategori
Tarih
 

Stop Faşizm, dünü bügüne yazalım, geleceğe bir mum yakalım. (1)

Stop Faşizm, dünü bügüne yazalım, geleceğe bir mum yakalım. (1)
 

ALINTI


Dünü bügüne yazalım, geleceğe bir mum yakalım. (1)

Biraz tarih diyelim yine, geçmişin unutulmuşluğundan, küflü bilgi kırıntıları toplayarak gelecek umudumuza yolculuğa çıkalım. Bir nasihat bin musibetten mi evladır, bir musibet bin nasihatten mi? Geçmiş mi geleceğin pusulasıdır, gelecek mi geçmişin aynası? En öğretici olan; sınama yanılma yoluyla olan öğreti midir? Diye soralım ve bir parentez açalım:

Behaviorizm (Davranışçılık): Birinci Dünya Savaşı sıralarında Behaviorist denilen bir grup Amerikan psikoloğu, yapısalcılığa ve işlevselciliğe karşı çıkmışlar, bilincin iç gözlem yöntemi ile incelenmesine kuşku ile bakmışlardır. Bilinç hallerinin değil, ama davranışların, gözlenebilir olan durumların incelenmesi gereklidir. Psikolojinin bilim haline gelebilmesi için gözlenebilir, ölçülebilir fenomenlerin doğa bilimlerinde kullanılan objektif ve bilimsel yöntemlerle incelenmesi gerekir. Gerek yapısalcıların, gerekse işlevselcilerin kullandıkları iç gözlem yönteminin kullanılması bilime aykırıdır. Davranışçıların önde gelen temsilcileri Watson, Pavlov ve Dashil'dir. Bunlar bilinç kavramını bir yana bırakıp davranışları incelemişlerdir. Kısaca <ı>davranışçılara; uyaran (stimulus)-tepki (response) psikologları da denir. Davranışçılara göre objektif tekniklerle gözlenebilen sadece çevresel uyarıcılara, insanların bu uyaranlara karşılık gösterdikleri tepkilerdir. Davranışçılar, gözlem ve deney yöntemini kullanırlar. Davranışçılar, organizma ve çevre ilişkilerinin insan ve hayvanlarda birbirinin aynı olduğu kanısındadırlar. Bu nedenle hayvanlar üzerinde psikolojik araştırmalar yapmışlardır. Örneğin Pavlov koşullu öğrenme deneylerini köpekler üzerinde yapmıştır.

Davranışçı yaklaşım, Rusya'da İvan Pavlov'un ABD'de Edward Thorndike'ın çalışmaları ile başlamıştır. Pavlov klasik şartlanmayı acikca ortaya koymuştur. Thorndike ise etki kanunu ve egzersiz kanunu gibi bir takım kanun ve kuralları belirlemiştir. Watson, Guthrie, Hull, Skinner´i diğer önemli davranışçılar olarak belirtilebiliriz.

Davranışçı kuramlar, öğrenmenin uyarıcı ile davranış arasında bir bağ kurularak geliştiğini ve pekiştirme yoluyla davranış değiştirmenin gerçekleştiğini kabul eder. Ivan Pavlov, laboratuarda köpeğin salgı sistemi üzerine çalışmakta iken, köpeğin sadece yiyecek getirildiğinde değil, yiyeceği kendisine getiren kişiyi gördüğünde de salya akıttığını fark etmesi üzerine geliştirdiği Klasik Koşullanma, Davranışçı Akımın en çok bilinen öğrenme kuramıdır.

Öğrenmeyi Pavlov gibi koşullanmış tepki olarak açıklayan Guthrie, öğrenmedeki tüm zihinsel öğeleri reddetmektedir. Ona göre öğrenme, uyaran ve tepki arasındaki ilişkiden ibarettir. Bu uyarana eşlik eden eylem (tepki), söz konusu uyaranın her görülüşünde tekrar ortaya çıkar. Diğer bir deyişle, belli bir durumda bir davranışta bulunan birey, benzer durumla karşılaştığında hep aynı davranışı gösterir. Guthrie'ye göre öğrenmenin oluşabilmesi için ödül veya pekiştirmeye de gerek yoktur. Ona göre öğrenme, tepkinin uyarana karşı ilk gösterilişinde gerçekleşmektedir.

Davranışçı akımın diğer ünlü çalışması Thondrike tarafından yapılmıştır. Thondrike, öğrenmeyi bir problem çözme olarak görmüş ve problemle karşılaşıldığında yapılan çeşitli deneme-yanılma davranışlarıyla çözüm üretildiğini savunmuştur. Ona göre insanların ve insana yakın hayvanların öğrenme biçimi deneme-yanılma yoluyla gerçekleşen bir öğrenmedir., dedikten sonra:

1. Emperyalist Paylaşım savaşının Osmanlı İmparatorluğuyla birlikte kaybedeni olan Almanya yine dağınık bir devlet görüntüsündedir. Zira 18 Ocak 1871 yılında Versailles Antlaşmasıyla kurulan Alman İmparatorluğu; tüm dağınık Alman Devletçik'lerini -Avusturya hariç-bir araya toplamış, 1. Emperyalist Paylaşım Savaşından sonra da Weimer Cumhuriyeti adı altında yine dağınık Alman devletçiklerini bir araya getirilmeye çalışılmıştır. Weimar Cumhuriyeti (Weimarer Republik) 1919 ile 1933 arasında Almanya'yı yönetmiş olan cumhuriyetin adıdır. Bu dönem Alman tarihinde Weimar Dönemi diye bilinir.Cumhuriyet ismini, I. Dünya Savaşı'ndan yenilgiyle ayrılınması sonucu, lağvedilen Alman monarşisi yerine, milli meclisin yeni anayasayı oluşturmak için 1919 yılında toplandığı Weimar kentinden alır. Ancak cumhuriyet o dönemde hala kendini “Deutsches Reich” Alman İmparatorluğu olarak adlandırıyordu.Almanya'da liberal bir demokrasiyi yerleştirmek için yapılan bu ilk girişim, yoğun sivil anlaşmazlıkların olduğu bir döneme rastgelmiştir…

19 küçük cumhuriyetçikten oluşan Waimar Cumhuriyetinin 1925 yılı itibarıyla görüntüsü:

Freistaad (Serbest Devlet) Anhalt, Nüfusu 351.045, başkenti Dessau

Baden Cumhuriyeti, nüfusu: 2.312.500, başkenti Kalsruhe

Freistaad Bayern, nüfusu: 7.312.600, başkenti München (Münih)

Freistaad Braunschweig, nüfusu: 501.875, başkenti, Braunschweig

Freie Hansestaad Bremen, nüfusu, 338.746, başkenti Bremen

Freie und Hansesstaad Hamburg, nüfusu, 1.347.279, başkenti Hamburg

Volksstaad Hessen, nüfusu 1.347.279, baskenti Darmstad

Freistad Lippe, nüfusu; 163.648, başkenti Detmold ( Şu anda yaşadığım şehir)

Freie und Hansestadt Lübeck, nüfusu; 127.971, başkenti Lübeck

Freistaat Mecklenburg-Schwerin, nüfusu; 674.045, başkenti Schwerin

Freistaat Mecklenburg-Strelitz, nüfusu; 110.269, başkenti Neustrelitz

Freistaat Oldenburg, nüfusu; 545.172, başkenti Oldenburg

Freistaat Preußen, nüfusu; 38.120.170, başkenti Berlin

Freistaat Sachsen, nüfusu; 4.992.320, başkenti Dresden

Freistaat Schaumburg-Lippe, nüfusu; 48.046, başkenti Bückeburg

Land Thüringen, nüfusu; 1.607.329, başkenti Weimar

Freistaat Waldeck, nüfusu; 55.816, başkenti Arolsen

Freier Volksstaat Württemberg, nüfusu; 2.580.235, başkenti Stuttgart

<ı>Saargebiet, nüfusu; 768.000, başkenti Saarbücken

Tarih 5 Ocak 1919´dur. Anti- Semitik milliyetçiler München (Münih)´de Deustche Arbeiterpartei {Alman İşçi Partisi}(DAP)´ i kurarlar. 1919 yılının sonbaharında bu kurulan milliyetçi partiye Adolf Hitler katılır. Müthiş ikna ve hitap kabiliyeti ve propagandasını yaptığı ırkçı görüşleri sayesinde parti içinde yükselir. 24 Şubat 1920 tarihinde Münich Hofbrähaus´da 2000 üyenin katılımıyla yapılan toplantıda Alman İşçi Partisi (DAP) adını Nationalsozialistische Deutsche Arbeiterpartei [Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP)] olarak değiştirir. Parti içindeki anlaşmazlıklar had safhadadır. Yine Adolf Hitler´in ikna kabiliyeti sayesinde parti üyelerince 29 Temmuz 1921´de diktatörce yetkilerle donatılarak parti başkanlığı üyeler tarafından Hitler´e teslim edilir.

(NSDAP) Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisinin domokratik yollardan, demokrasiyi kullanarak nasıl Almanyayı ele geçirdiğini anlatmaya çalışalım. Fakat daha önce Seçim kronolojisine göre {NSDAP} Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisinin aldığı oy oranlarını inceleyelim.

Secim Tarihi

Oy Orani %

Kazandigi sandalye

4 MAYIS 1924

6.6

32

7 ARALIK 1924

3.0

14

20 MAYIS 1928

2.6

12

14 EYLÜL 1930

18.3

107

31 HAZÍRAN 1932

37.4

230

6 ARALIK 1932

33.1

196

5 MART 1933

43.9

288

Nispi temsil sistemine göre yapılan seçimlerde 1 sandelye için bölgesine göre 30 ila 60 bin arası oy gerekiyordu. 5 Mart 1933 seçimlerinde yaklaşık 15 milyon oy almıştır Hitlerin partisi. Peki Adolf Hitlerin böyesi yükselişinin sebebleri nelerdir? Bunu da ikici bölüme bırakalım. (Devam edecek)

 
Toplam blog
: 50
: 901
Kayıt tarihi
: 06.10.08
 
 

    ..