Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '08

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Stres

Stres
 

çığlık, (skrik) edvard manch' 1893 tarihli tablosu


İçimizdeki sıkıntıların aktarılabildiği bir kanalımız yoksa sonuçta stres bizi esir alır ve yaşam içinden çıkılmaz bir hastalık haline döner. Farkına varmadan yaşarız önceleri, sonra hayat kalitemiz bozulur farkına varmayız. Hırçınlaşırız farkında olmadan, sabrımız kalmamıştır en sevdiğimiz insanlara bile. Oysa ne çok hoşgörülü olduğumuz zamanlar çok uzaklarda kalmıştır. Ve çözüm bulmak çoğu zaman kolay değildir. Bazen de çözüm yanı başımızdadır ve biz farkında değilizdir çözümün. Farkına varmak için çaba göstermek bile aklımıza gelmez. Hayattaki sıkıntılarımız bizim yanı başımızda her zaman fırsat kollar, kimimiz bu tuzaklara yakalanırız, kimimizi ustaca atlatırız. Yaşamın hızı ve dinamiği göz önüne alındığında daha bir kolay avlanırız aslında. Av olmadan yaşamak bazen imkansızdır aslında. Ya da bir bir o olanakları elimizden kaçırmış oluruz.

Hayatın yedeği yoktur. Arabanızın her parçası yenilenebilir, evinizin eşyalarınızın hepsinin yedeği vardır, ama hayatın ve sağlığımızın yedeği yoktur. Değerini belki de en az bildiğimiz kendimizin yedeği yoktur. Yaşamı ıskalayarak yaşarız bu nedenle. İnsanoğlunu en büyük trajedisi bu, istemediği bir yaşamı yaşamak.

Yaşamın değerini ıskalayanlar strese en çabuk yakalananlardır beklide. Hepimiz yaşamın değerini bildiğimizi sanırız oysa. Bence dönüp bakın yaşamınıza. En son kendinizi ne zaman her şeyden değerli gördünüz ve herkesten? Hiç hatırlamadınız değilmi? Ev bark çoluk çocuk dostlar ve eşyalarımıza bile verdiğimiz özenin ne kadarını en son kendimizi gösterdik. Düşününce şaşıracaksınız. En son gittiğiniz bir mekanda sadece kendinizi düşünerek ne karar verdiniz? Yoksa koşturarak gündelik ertelenmeyecek işleriniz mi vardı? Elbette ertelenemez işler ve sorumluluklarınız sizi en keyifli anınızdan alıkoymuştur eminim. Hayat bu kadar ucuza harcanırsa stres kaçınılmazdır.

Televizyon karşısında geçen saatler, iş yerindeki sorunlar, dostlarımız ve sevdiklerimizden uzak kaldığımız uzun zamanlar, hayatı bir görev olarak yaşadığımız her an, strese verilmiş açık çek gibidir. Dönüp bakın arkanızda bıraktığınız açık çeklerinize ve o çekleri bir an önce bozdurmanın yolunu bulunuz.

Psikologların ve doktorların telkin ve ilaçları çözüm değildir strese ve yaşadığız acılarınıza. Asıl çözüm hayatınıza kendi değer yargılarınızla sım sıkı sarılabilmenizde. Gerisi elinizde olmayan ve sizin koymadığınız gereksiz kurallardır. Kurallar her zaman iyimidir? Belki de hayır. Kurallara yüklediğimiz önemin milyonda birini kendi yaşamımız için düşündüğümüzde hayat çok daha kolay olacaktır elbette. Kimse kendinden daha fazla bir başkasını düşünemez bu doğaya aykırı. Kendi yavrularımız buna dahil. İşte bu sebepten kendimizi dünyanın merkezine koyamadığımız zaman hayat stresli ve çekilmez bir hale gelir. Bu durumda hayatın gereklerini yerine getirmekte bazen zorlanabilir insan.

En son ne zaman kendiniz ile kaldınız, yada en ne zaman aşık oldunuz, kim bilir güzel bir yemeğe sevdiğinizle çıktığınız günü hatırlamayacak çoğunuz. Hesaplarla yaşamıyorsanız eğer yoğun bir iş temposunda ömür tüketiyorsunuzdur. Her iki durumda sağlıklı değil. Yaşamdan zevk alarak yaşamadığımız her gün bizden çalınmıştır. Hayatınıza sahip çıkmanız dileğiyle.

 
Toplam blog
: 144
: 2687
Kayıt tarihi
: 01.07.06
 
 

Ziraat mühendisi ve iktisatçıyım. yatırım danışmanlığı ve kişisel gelişim konularında  Simurg Con..