Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '10

 
Kategori
Bilim
 

Stuxnet , İran ve matrix

Stuxnet , İran ve matrix
 

Teknoloji büyük rahatlık,şüphesiz ,fakat üreteni biz olursak


Senaryoların ve stratejilerin çarpıştığı günümüz dış siyasetinde artık ülkeler server destekli savunma stratejileri yanında siber savaşları ve saldırı projeleri ile faaliyetlerini başka sahalarda sürdürmekteler.

Bununla ilgili e yeni ve gün yüzüne çıkan gelişme İranın Nukleer enerji kullanımı ve geliştirme projeleri karşısında batı dünyasının endişeleri yönünde yaptıkları Stuxnet projesi .Son duyumlar Buşehr deki tesislerin adı geçen yazılşım virüs ile durdurulması yönünde .

Peki bu kimlerce yapılmış olabilir ? Bir dizi seçenek var

" Stuxnet, İran ve Sanal Savaş

Geleceğe hoş geldiniz. Böyle şeyler olduğunu uzunca bir süreden beri duyuyorduk, ama artık iş resmiyete döküldü.

Bilinmeyen bir örgüt tarafından üretilen Stuxnet adlı bir bilgisayar virüsü İran’ın nükleer tesislerine girmiş.

Endonezya ve Hindistan da bu virüsün kurbanları arasında bulunuyor. Toplam 45 bin biligsayara bulaşmış ama bu bilgisayarların büyük çoğunluğu İran’da bulunuyor. Stuxnet bir bilgisayar sistemine girdiğinde, en kritik fonksiyonların kontrolü de dahil olmak üzere tüm yazlım sistemini baştan aşağı yeniden programlayabiliyor. Çok yönlü ve gelişmiş olduğu için de, bu virüsü yazmak pahalıya mal oluyor. Uzmanlar bunun sadece ulusal bir istihbarat birimi tarafından, ya da çok büyük özel bir şirket tarafından tasarlanıp hayata geçirlimiş olabileceğine düşünüyorlar.

Kuşkular İsrail üzerinde yoğunlaşıyor. İsrail’in hem teknolojik olarak ileri, hem de casusluk liginde en üst sıralarada yer alıyor olması bu kuşkuları mantıklı kılıyor. İsrail’in, İran’ın nükleer tesislerini çeşitli yollardan sabote etmeye çalıştığı bilinen bir şey.

Ama İsrail dışında başka şüpheliler de var. Amerikalılar, İngilizler, Almanlar, Çinliler ve Hintliler de bunu yapabilecek kapasiteye sahipler. Bunlar arasında en çok gerekçesi olanlar ise ilk üç ülke. Almanların ayrıca İran’ın nükleer tesislerinde bir Alman şirketi olan Siemens’in sistemlerninin kullanılıyor olması nedeniyle teknolojik avantajları da var. Almanlar ile İsrailliler arasında güçlü bir siyasi ve istihbarat ilişkisi olduğundan söz etmekte de yarar var.

Acaba Ankara nasıl yorumluyor tüm bu haberleri? Belki de İran’ın nükleer bomba elde edeceği o kaçınılmaz günün hain bir virüs tarafından geciktirmesi için gizlice dua ediyordur.

Bu sanal saldırının arkasında kim olursa olsun, göründüğü kadarıyla ilk kez açık bir şekilde devletler düzeyinde bir sanal silah kullanılmış oldu. Ülkeler bir çok kez bilgi çalmak amacıyla başka ülkelerin devlet ya da sanayi sistemlerini hacklama girişiminde bulundular. Örneğin Çin’in birkaç kez İngiltere’nin hükümet ağına girme girişiminde bulunduğu sanılıyor. Ama ilk kez kamuoyu tarafından bilinen bir tesisin sistemi açık bir şekilde çökertilmeye çalışılıyor.

İngiltere’nin istihbarat servisi MI5’in başkanı Jonathan Evans son zamanlarda yaptığı bir konuşmada, “Hem ulusal güvenlik hem de ekonomi açısından sanal güvenlik hükümetin önceliğidir” dedi. Burada kullandığı “öncelik” sözcüğü sanal savaşların ne denli ciddi bir tehdit haline geldiğini gösteriyor

METİN GÜNEŞ-CNN"

Doğrunun belirsizlikler içersinden seçilmesi görülmesi zor bir şey fakat seçenek ve alternatifler belirlendiğinde doğruya yakınlaşmak ve doğru stratejiler geliştirmekte o kadar kolay olasa gerek .Acaba yerli yazılımlarımızı geliştirerek her geçen gün kişisel verilerimizin e-devlet projeleri kapsdamında dünyaya yayıldığı bir zamanda , bu hususi ve stratejik devlet sırlarımızn güvenliği yönünde pardus vsvs gibi bir şeyler yapılıyor mu ?
Umarım ! :
Sevgi ve Esenlikle Türkiyem

 
Toplam blog
: 8
: 938
Kayıt tarihi
: 10.08.10
 
 

Rock'N Roll & Karşılıklı  Sevgi Saygı & Tıp & İnsan Kaynakları & Yaşam &Yardımlaşma &Teknoloji & ..