Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '09

 
Kategori
Siyaset
 

Şu açılımı Ombudsman'lık çözer mi?

Şu açılımı Ombudsman'lık çözer mi?
 

Demokratik veya diğer adıyla Kürt Açılımı'nın konuşulduğu şu günlerde, gerek siyaset, gerekse sivil toplum kuruluşlarından herkesin değişik fikirleri var...

Acaba bir Ombudsman'a gerek var mı? Aslında böyle bir oluşuma gerek olduğunu gösteren çok fazla örnek var. Ama ne derece hayata geçirilir veya ne derece uygulanabilir o da ayrı bir tartışma konusu. Açılımın tarafları hep kendi söylediklerini haklı buluyorlar veya kendilerinin söyledikleri olsun istiyorlar. Bir takım konuşanlar ise hiç bir alternatif sunmadan sadece gürültü kirliliği yapıyor.
Ben olayın siyasi ve tarihi bir boyutu olduğunu düşünüyorum, fakat yinede çözümün sadece böyle bir açılımla sağlanabileceğini hiç sanmıyorum. Yani dış güçler istemedikçe bu süreç bitmeyeceği gibi açılım ya lafta kalır yada belirli bir amaca yönelik olur. Bu benim şahsi fikrim, herkes bir şekilde konuşuyor zaten. Ama şunu da eklemek istiyorum, devletin resmi kurumları ve ağızları da tam olarak anlaşılabilir bir çözüm paketini açıklayabilmiş değiller. Ya kendileri de anlamadılar, yada anlatamadılar. Yani bir yerlerde bir kopukluk var ve bu kopukluk anlamayı zorlaştırıyor.

Acaba diyorum, bir zamanlar Türkiye'nin gündeminde olan Ombudsmanlık tekrar gündeme gelir de, bu açılım senaryolarını bir hale-yola koyarmı? Veya böyle bir oluşuma ihtiyaç duyulur mu? Kabul edilmiş tam bir tarif olmamakla birlikte ombudsmanlık; en kısa tabirle yöneticilerin yetkilerini yerinde ve doğru kullanmaları için mevcut şartları bir nevi denetleme ve orta yolu bulma kurumu olarak tabir edilebilir. Fakat yinede idari kararları durduramaz ve değiştiremez. Sadece kendine verilen konular hakkında görüşlerini dile getirir.

Genel anlamda ombudsman hükümetlerin yönettiği hapishaneler, askeri birimler vb. olmak üzere her birimi teftiş etme yetkisine sahiptir. Ama resmi bir hakem veya hakim değildir. İlk kez İsveç'te kurulmasına karşılık faydalarını gören birçok devlet özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ombudsmanlık kurumunu hayata geçirmiş.

Sonuçta çok tartışılan ve açılım söylemiyle tekrar gündeme gelen yeni anayasa tartışmalarında TBMM belkide bu oluşum için tekrar düşünmelidir. Hem sadece bu son demokratik açılım tartışmalarında değil, siyasi veya milli bir çok konuda halkımızın menfaatleri ön plana çıkaran tarafsız ve ombudsmanlık ilkelerine sadık kalabilecek karakterde bir şahsiyet olmasıda çok önemli değil mi sizce?
 
Toplam blog
: 91
: 3105
Kayıt tarihi
: 16.02.09
 
 

Yıllardır yazmadım... Şimdi yine devam.. Haftanın belirli günleri... Çünkü eskisi kadar vaktim yo..