Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ocak '15

 
Kategori
Siyaset
 

Su çatlağını buldu

Hrant Dink’in ölümünün sekizinci yıldönümünde yine on binlerce barış yanlısı alanlara indi, onu bir kez daha özlem ve saygıyla andı.

Devletten yine ses yok.

Karadeniz’in bir küçük kasabasında canı sıkılan, milliyetçi duyguları kabaran çocuk yaştaki birilerinin, İstanbul’a gelip Hrant’ı öldürdüğüne inanmamızı bekliyorlar hala bizden.

Görünürde dosya yeniden açılmış ve kimi olumlu gelişmeler yaşanmış olsa da ne devlet aklında ne toplum algısında pek değişen bir şey yok.

Çözüm sürecini mehter takımı gibi yöneten, giderek barış dilinden uzaklaşan siyasi irade, son dönemlerde yaklaşan seçimler nedeniyle, oy kaygılarıyla milliyetçi bir çizgiye sürüklenerek, yeşeren barış umutlarını da söndürecek gibi görünüyor.

Hrant Dink olayına sıradan bir cinayet olarak bakılmasının mümkün olamayacağını herkes biliyor olsa da, bilinçaltına yerleşmiş yabancı ve azınlık düşmanlığı, iktidarın yanlış söylemleriyle yeniden su yüzüne çıkmaya başladı.

Sevgili Hrant’ın dediği gibi “su çatlağını buluyor.”

Ancak suyu doğal mecrasından çevirmek isteyenler, barışa akması yerine, kin ve nefret tarlalarına doğru yeni çatlaklar açıyorlar.

Yoksa suyu kendi haline bıraksak, elbet o çatlağını bulacaktır.

Adına ne derseniz deyin, devlet içine kümelenmiş derin yapılar ve onları taşeron olarak kullanan karanlık güçler, Türkiye de gerçek anlamda demokrasinin, barışın yerleşmesini istemiyorlar.

Suyun aktığı yönde yeni çatlaklar, yeni tuzaklar oluşturuyor, bu güzel ülkeyi yeniden kan gölüne çevirmek, kardeşi kardeşe düşman etmek istiyorlar.

Derin devletle mücadele etmek için yola çıkan iktidar da ne yazık; yanlış yöne akan suyu kendi mecrasını çevirmek yerine, yalnızca suyu da değil, insanların zihinlerini de bulandırıyorlar.

Öyle olmasa, “bizim bu toprakların üstündekilerle işimiz olmaz, biz bu toprakların altına talibiz.” Diyecek kadar bu ülkeyi seven, ölüm tehditleri aldığı zaman bile ülkeyi terk etmeyi aklının ucundan bile geçirmeyen Hrant Dink’in yurtseverliğini kim sorgulamaya kalkabilir?

İstediği AB ülkesinde ailesiyle birlikte çok rahat ve güvenli yaşayabilme olanağı var iken, ülkesine ve insanlarına yürekten bağlı bu dava adamını alçakça öldüren katillere değil ama sekiz yıldır bunların arkasında olan karanlık güçlere ulaşmak için samimi bir çaba göstermeyenlere söyleyecek sözümüz var.

Yine Türkiye’nin yetiştirdiği az sayıda, yürekli, üretken, devrimci, Ermeni bir yurttaşımızı doğru anlayamayan, algılayamayan sözde aydınlara, mahcup demokratlara da söyleyecek sözümüz var.

“Ermeniler de Türkleri öldürdü.” Diyebilecek kadar demokrat, “Ermeniler Türkleri, Türkler de Ermenileri anlamaya çalışmalı”, “reçete diyalog”  diyebilmeyi başarabilmiş bir bilge adamdı Hrant.

İktidar nasıl, Hrant’ın katillerini bulmakta, devletin derinliklerine gizlenmiş çeteleri açığa çıkarmakta isteksiz davranıyorsa, muhalefet partileri de Hrant Dink’in şahsında tüm faili meçhullerin aydınlanması konusunda gerekli duyarlılığı ve çabayı göstermiyorlar.

Onlar için Haziranda yapılacak seçimlerde kimlerin milletvekili olacağı meselesi, Türkiye’nin demokrasi, barış ve özgürlükler mücadelesinden çok daha önemlidir.

Öyle olmasa, geçmişte Susurluk zanlılarını, Madımak sanıklarını koruyanları, Kahramanmaraş katillerini, yüzlerce devrimci gencin hastanelerde ölüme terk edilmesinin sorumlularını meclise taşımazlardı.

Dargeçit de masum köylülerin kurşuna dizilmesi, bir uzman çavuşun karakolun kalorifer kazanında yakılarak öldürülmesi davasından yargılananları, belediye başkanı yapmazlardı.

İşin doğrusu da biz, Hrant’ı doğru anlayabilsek, onun topluma verdiği mesajları doğru algılayabilsek ve onun önümüze koyduğu reçeteyi uygulayabilsek, yani diyalog yollarını hep açık tutabilsek, su zaten kendi yolunda akar ve çatlağını bulur.

Eğer bugün su çatlağını bulamıyorsa, bizi yöneten ya da yönetmeye talip olanların siyasi hırs ve aymazlıklarındandır.

Eğer su çatlağını bulamıyorsa, siyasilerin ikiyüzlülüğünden, samimiyetsizliğindendir.

Öte yandan, bu ülkede yaşadığı coğrafyaya, insanlarına karşı sorumluluk duyan gerçek yurtsever, devrimci- demokratlar, barış yanlıları için su çatlağını buldu.

O, içinde umutlarımızı, hayallerimizi taşıyan su, Hrant gibi yazarların, Nazım gibi şairlerin, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yitirdiğimiz nice aydınların, kavga insanlarının gösterdiği yolda, barışa doğru usul usul akmakta.

Tüm olumsuzluklara, engellemelere, savaş kışkırtıcılarına rağmen bu güzel ülkede,

Kim ne derse desin,

“su çatlağını buldu.”

AYHAN ONGUN(Gazeteci-Yazar)

 
Toplam blog
: 396
: 168
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Barış içinde, birlikte yaşayabilmek adına insan ve emek odaklı paylaşımlardan yanayım.   Öğretmen..