Şu Esad ne zaman gidecek?

Suriye'yi kan revan içinde bırakmakla kalmayıp Türkiye'ye  de kan sıçratan şu zalim Esad ne zaman gidecek?...

Suriye'nin yerinden yurdundan edilen, ya da birer tavuk gibi boğazlanan halkı kadar biz de bu zalimin cehennem olup gitmesini bekler olduk.

Çünkü, Suriye dinginleşmeden Türkiye huzur bulamayacak. Gözü dönmüş diktatörün laftan anlayacağı da yok.

Şimdi hemen içimizdeki "Esedseverler"ler, "Ne oldu da iki sene önce kanka olduğunuz Esadla böyle oldunuz!" demesinler, bu lafı duyunca midem bulanıyor zira.

Yani, kendi halinde bir diktatörken, mezhebine meşrebine bakmaksızın iyi komşuluk ilişkileri kurduğumuz Esad, birden canavar kesilip de kelle almaya başlayınca, onunla kötü olmanın nesi şaşırtıcı a şaşkınlar!...

İki yıl önce Türkiye, Esadla ortak bakanlar kurulu topluyordu... Doğrudur... Ancak, iki sene önce Suriye sokakları böyle miydi?... Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz?

Kaldı ki, bu durum aslında Türkiye hükumetinin mezhep takıntılı olmadığının da kanıtıdır. Suriye'nin zalimi Esad, iki yıl önce Alevi-Nusayrı değil de Sünni miydi?... Yoksa, bizim Sünni  Başbakan Esad'ın Aleviliğini bilmiyor muydu?

Demek ki, Türkiye'nin problemi mezhep falan değil... Türkiye, yakın komşusunun demokratik hayata geçmesini ve Türkiye sınırlarına taşan zulmüne son vermesini istiyor.

Esad zaliminin gitmesi geciktikçe daha çok kan dökülüyor... Suriye tamamıyle yerle bir oluyor.

Şu saatten sonra, Suriye'de değil  "devlet başkanı" turist olarak bile kalamayacak olan Esad'ın bir an önce hamilerinden birinin (Rusya mı olur, İran mı olur, Çin mi olur) yanına gitse de rahatlasak...

Nasıl olsa, yedi sülalesine yetecek mal varlığı biriktirmiştir dışarda... Yesin, patlayıncaya kadar yesin... Yeter ki Suriyeden gitsin!

An karibe'z-zaman!