Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '14

 
Kategori
İthalat / İhracat
 

Şu Fasulye Yedi Buçuk Lira

Şu Fasulye Yedi Buçuk Lira
 

"Fakir eti" denilirdi. Bir zamanlar...


Çocukluğumuzun  popüler türkülerindendi...  "Şu fasulye  7,5 lira, hem kaynasın,hem oynasın. Yandan Fadime'm,yandan, seviyorum seni candan..." sözleriyle  ünlüydü. Ata Demirer 'in  filmiyle yeni kuşaklar da öğrendi bu türküyü.

Kanımızı gün be gün emen  dünya jandarmaları;  sadece  birbirimize düşürüp  terörle mücadele uğruna  yıkıma uğratmıyor ekonomimizi , tarım politikamızı  da yönlendirerek  , nefes almamızı engelliyor .

"Ekmeyeceksin"  diyor resmen...  Tarım  alanlarını kısıtlıyor.  Tohumu benden alacaksın diyor.  Hem de  öyle bir tohum ki, ürünün kendisinden tekrar tohum alman olanaksız. Her yıl yeniden  efendilerden tohum almak zorundasın.   Toprak mahsulleri ofisi, üreticiden  ürününü  almıyor.   Üretici  elinde  kalan  ürünü  yok pahasına  elden çıkarıyor..  Adam  niye  eksin,  zarar edeceğini bile bile,  ekmiyor...  Güngör Uras'ın  konu ile ilgili  bir  yazısını  okumuştum  yaz aylarında.  Elli bin  tona  yakın  fasulye,  kırk bin ton   mercimek ithal ettiğimizi yazıyordu.  Oysa  ekilen yerlerdeki verim  önceki yıllara göre yüksekmiş.  Yani  toprağımız  vefalı,  veriyor...  Ama  ekim  alanları  %61  oranında azalmış.  Çiftçimiz ekmediği için...

Lisede Coğrafya derslerinde;  "Onlar bize ne satıyor:  Buzdolabı,çamaşır makinesi,  traktör,araba v.s.  ....Biz onlara ne satıyoruz:  İncir, üzüm, fındık,  nohut  , BUĞDAY..   "   diye,  biraz da ,  kendimizi  küçümser  bir tarzda  mizahi  bir yaklaşımla  ezberlerdik  ülkemizin ihracat-ithalat  verilerini.  Saman...  İçimiz  acıyor duydukça,  samanı  bile  ithal  ediyormuşuz...

Yavaş  yavaş  öldürmek,  bunun adı...  Kaleyi   içten içe  fethetmek ya da... 

Köylümüzün,  çiftçimizin , dar gelirlimizin  geneli itibariyle  ilkokul  düzeyindeki eğitimleri,  politikacıların vaadlerine  inanan  saflıkları,  gazete,dergiden  zararlı    bir  maddeden  kaçınır gibi  uzak kalmaları  yüzünden,  hep  yanlış insanlar yönetti ülkemizi. Özellikle 50'den sonra...   Hala  daha   aynı  zümreler,   bindikleri dalı  kesenlerin peşindeler... 

Kilosu beş liraya çıkan patatesi de   ekmiyor , çiftçi...    Nedenini   araştırmıyor, sorgulamıyor.   Kendince  bulduğu  cevabın  sorumlusu  olarak  görmüyor yönetenleri.  Ki,   gidiyor  yine ,  elini  kolunu  bağlayan   güce  hizmet  eden  insanlara  oyunu veriyor...

Bugün  gazete başlıklarının  ekrana yansıdığı  sabah haberlerinde, Sözcü gazetesinin başlığı   ile  içim  yandı.  Vatanını gerçek anlamda seven herkesin ,   görünce  yanmıştır yüreği.   Sayfanın tümüne yakın bir bölümünde büyük harflerle şunlar yazıyordu.   Vefat  haberi:  DEVLETİMİZ  ÖLMÜŞTÜR...  Başımız sağolsun... 

Sadece eğitimsiz kitlelerin değil...  Aydın  diye  bilinen veya  dünyaya bakış açısı  aydın olan  herkesin ,  hepimizin  suçu  var ülkemizin  bugünkü   hali ile ilgili olarak.  Kendimizin  yakınlarımızın, çocuklarımızın  eğitimi  dışında  kime bir harf öğrettik, kimin yolunu aydınlattık.   Onlar   gençlik kollarıyla,  kadın  kollarıyla,   kapı  kapı  dolaşarak  organize oldular.   Kendisini solcu  veya  sosyalist diye tanımlayanlar  ne yaptı.   Tabiri  caizse birbirinin gözünü oydu...   Ben  daha  çok  biliyorum.  Ben şunu okudum,  bunu okudum...   Onurundan, kibirinden taviz vermemek adına,   birleşerek büyümenin önünü kestiler...   Öyle  olunca da,  boş  kalan  alanları  gözü açıklar doldurdu.

HAŞHAŞİ'ler  gibi   ,   beyni uyuşturulmuş,    her denileni yapan   ,  efendisinin emri ile  kardeşlerini  yakınlarını  öldüren  ruhsuz  varlıklar olma yolunda  ilerliyoruz.    Elbette böyle gitmeyecek,   elbette bunların hesabı sorulacak.   İnanın  o  hesap  günlerinde,  hesap  verenlerin  boynu bükük  hallerine de içim acır,   birçokları gibi...    Çünkü   insanız biz... 

Hayvancılığımızın, tarımımızın    tekrar canlandığı  ; özgürce  uygulayabileceğimiz bir tarım politikamızın  olduğu    günlere de ulaşacağız...  Bu  devran  sonunda  bizden yana dönecek...

Fasülye de, 16 liralık tahtından inecek,  dar gelirlinin sofrasında, yerini  daha sık alacak ...  Umuyor ve diliyorum...

 

 
Toplam blog
: 307
: 1382
Kayıt tarihi
: 08.08.07
 
 

Emekli Türkçe öğretmeniyim.Şimdi Marmara Üniversitesi bünyesinde bulunan, Atatürk Eğitim Enstitüsü ..