Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '16

 
Kategori
Güncel
 

Şu hayvan mevzusu

Şu hayvan mevzusu
 

Şu Hayvan Mevzusu/Soner KAYA


Milletçe okumadığımız, okumayı sevmediğimiz hatta okumayı aklımızın ucundan bile geçirmediğimiz acı bir gerçek. Fakat daha acı olansa okuyanların okumayanlardan daha beter cahil olması... Ee... Ne demişler? "Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkündür."
 
Bu arada bu güzel sözün kime ait olduğunu merak ettim. Hemen Google'a yazdım. Sonuçta bilmemek değil, Google'da araştırmamak ayıp. ;) Neyse... Bu güzel söz, Sakallı Celal olarak bilinen Celal Yürür diye bilge bir zata aitmiş. Yanlışım varsa, günahım Google'ın boynuna. ;)
 
Konuya dönelim... Okumak deyince hemen aklınıza böyle disiplinli bir şekilde okumak falan gelmesin... Ne bileyim herkesin fikir kitapları falan okumasına falan gerek yok... Her evde ayda bir tanecik ortaokul düzeyinde hikaye kitabı okunsa, ana fikri falan konuşulsa ben razıyım. O bile bize "level" atlatır... ;)
 
Söylediğim seviyede kitapları okumadan çok mühim noktalara gelen insanlar var... Siyasetçiler, yöneticiler, akademisyenler, din adamları, öğretmenler... Bu okumuş cahilleri azıcık sıkıştırdığınızda ya da coşturduğunuzda bir gün sonra "Efendim falanca programda maksadımı aşan şeyler söyledim... Falan filan..." diye özür dilemek zorunda kalırlar. İşte bu tarz cümleleri kurmak zorunda kalan son arkadaş PROFESÖR DOKTOR, evet yanlış okumadınız PROFESÖR DOKTOR Mustafa Aşkar! ;)
 
Böyle haberlerden haberdar olmayanlara gıcık olurum. ;) Ama ben gene de bilmeyenler için Mustafa Aşkar'ın özür dilemesine neden olan olaydan bahsedeyim... Okurlarım yorulmasın! ;) Efendim bu beyefendi TRT'de evet TRT'de katıldığı bir iftar programında namazla ilgili konuşurken "...Alnı secdeye gelen bir varlık var mı insanın dışında? Secde eden tek varlık insan. O zaman ben düz söyleyeyim. Ayette de bunu söylüyor, ağır gelmesin. Yani, namazı hayvanlar kılmaz, namaz kılmayan da hayvandır..." dedi. Ama çok şey yapmayın! Hangi hayvana benzettiği net değil. Belki de "aslan" demek istedi! Bilemezsiniz... ;)
 
Şaka bir yana... Özür dilediği için bir ton alttan almakta fayda var. Ancak cümlenin gelişine bakarsanız, aşama aşama lafın nereye gideceğinin belli olduğunu görürsünüz... Yani beyefendi özür dilese de bu fikre yılların birikimiyle ulaştığı hatta hala öyle düşündüğü aşikar!
 
Kendisini tanımıyorum. Ama onun gibi nice hocanın hoşgörü dini İslam'ın kitabı olan Kuran'ı okuyup İslam ile alakasız sonuçlara vardığını çok iyi biliyoruz. Buradaki sorun yukarıda bahsettiğim o basit hikaye kitaplarını okuyarak giderilebilir oysa. Alanında uzman olsa bile iki sayfalık metni okuyup anlayamayan insan her kim olursa olsun milleti yönetirken de aciz kalır, ilimle uğraşırken de aciz kalır, Kuran'ı yorumlarken de aciz kalır, öğrenci yetiştirirken de aciz kalır...
 
Eğer ki beyefendi bu devirde azıcık alanı dışında da okusaydı yüzyıllar önce Mevlana'nın yaptığı çıkarımları yapabilir, ince görebilirdi... Bakın ne diyor Mevlana?
 
"Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister mecusi,
İster puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...
Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz,
Şu tertemiz tarlaya sevgiden başka bir tohum ekmeyiz biz...
Beri gel, beri! Daha da beri! Niceye şu yol vuruculuk ?
Mademki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik...
Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız!
Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir."
 
Yazı bittikten sonra Mevlana'ya ait yukarıdaki satırları bir daha okudum da... Mustafa Aşkar Mevlana'nın bu sözlerini duysa Mevlana'ya kim bilir neler der? ;)
 
Son olarak iki hususa değinmek istiyorum... Birincisi Papaza kızıp oruç bozanlarla ilgili... ;) Mustafa Aşkar gibi talihsiz çıkarımlar yapanlar var diye İslam'a karşı olunamaz, genellemeler yapılamaz. Mustafa Aşkar gibiler çok azdır. Fakat aynı dine mensup nice hoşgörülü alimler var. Yüzyıllar öncesinden seslenen Mevlana, hoşgörü dilini kullanan alimlerden sadece biri! Ama yok derdiniz üzüm yemek değil de bağcıyı ıslata ıslata dövmekse, malzeme bulmakta zorlanmazsınız maalesef! ;)
 
Değinmek istediğim ikinci hususa gelince... Bazıları hocaya hak veriyor. Onlara kızamıyorum. Sonuçta hoca böyle yaparsa cemaatin ne yapacağı kestirilemez. ;) Ama hocaya hak verenler Batılı bilim adamlarının, aydınlarının cümlelerini kullanıyorlar... Vay efendim falanca "İnsan, konuşan hayvandır!" demiş... Yok efendim filanca da "İnsan, hayvan oğlu hayvandır!" demiş de... "Onlar böyle derken iyi oluyor da bizim hocalarımız deyince niye sorun oluyor?" demeye getiriyorlar... Oysa bu dünyanın en yaygın ama en başarısız savunmasıdır... ;)
           
Bu arkadaşlar elmalarla armutları karıştırıyor... Nitekim insanı hayvana benzeten bilim adamları kendi adına konuşurken İslâm alimleri, İslâm adına konuşuyor. Böyle yüce bir dinin tebliği kahve ağzıyla hele hele hakaretle yapılamaz.
 
Toplam blog
: 103
: 409
Kayıt tarihi
: 10.09.10
 
 

Kısaca kendimi tanıtacak olursam "Evlat, eş, baba, öğretmen, yönetici, yazar ve tabii ki okur." y..