Şu İzmir'in yaptığına bakınız

Efendim bükmediğin bileği öpeceksin sözü yanlış, Ben bükemediğim bileği öpmem bırakırım. Bir seçim yapıldı, buna bilek güreşi de diyebiliriz. Yalnız bu bilek güreşini kimler kazandı, kimler kaybetti doğrusu pek anlaşılmadı.

Yapılan bütün müsabakaların sonucunda birileri kazanır, birileri kaybeder. Ortada bir mağlubiyet ya da galibiyet olur. Bilek güreşi tutanların yüzlerine, gözlerine, sözlerine ve açıklamalarına bakılırsa herkes kazanmış görünüyor kimse kaybı aramıyor. Herkes memnun. Memnun olmayan sadece benim. Yani şimdi ben mi gidip bu kaybı arayayım. Bir benle de Bahar gelmez.

Ülkemizin kıyı bölgelerindeki denge ile iç bölgeler arasındaki denge de bir hayli düşündürücü, denizden mi, dalgalardan mı, topraktan mı, dağlardan mı, havadan mı? Bilinmez. Seçimli siyasete cemaat, ticaret girer de hile mi girmez.

Seçim siyaset yapma için bir alettir. Aleti kullanan kişiler ve aleti kullanma şekli çok önemlidir. Alet gözden mahrum, kulaklardan yoksun, dilden yoksul, akılsız, fikirsizdir. Siyaset aletini ele geçirenler, onu kullananlar çok güçlü olur.

Seçimin güç verdiği siyaset aletini vicdan ile merhamet duygularıyla kullanıp, kullanılmayacağı zihinleri bulandırır. Siyasette ticaret esas alınır ise siyaset mahsurludur. Siyasete hak, hukuk, ve adalet  ilkeleri esas alınırsa faydalıdır.

İlk seçim dört halife zamanında yapılmış, ilk hile de yine bu zamanda meydana gelmiş. Hz Ali döneminde Sıffin savaşının galibini belirlemek için hakem seçimi yapılınca., Muaviyenin hakemi hile ile Hz. Ali’nin halifeliğini ele geçirdiği rivayet edilir. 

Ben iki günden beri İzmir ile İstanbul'un bilek güreşini inceliyorum. İzmir'in çınarı yerinde duruyor. Otuz dalından sadece yedi dalı biraz sararmış solmuş.

İstanbul'un çınarı da yerinde duruyor. Lakin İstanbul'un otuz dokuz dalından maalesef on dört dalı sararmış solmuş. Bu illerimizin seçim güreşi hayli ilginç geldi bana.

Öncelikle bilek tutan güreşçilerin güç ve kuvvetleri güreş yapmaya yeterli mi? Bilekler kirli mi, temiz mi? Biri bir başka yerden güç alıyorlar mı? Bu ve buna benzeri tüm şüphelerin, zehapların giderilmesi gerekirdi. Hakem bunu iyice tahlil etmeliydi.

Bilek güreşi yapan yarışmacılardan birinin omzu, müsabaka esnasında el kazıkları arasındaki " merkez hattını "geçmemeliydi çünkü bu bir FAÜL sayılmalıydı.

Şayet bilek güreşi yapan yarışmacılardan biri  " kilitleme" ile ertelemeye sebebiyet vermiş ise hakem bunu yapana bir uyarı vermeliydi bu da bir FAUL sayılmalıydı.

Bilek güreşi yapan yarışmacılardan biri bilinçli olarak kendi elini rakibin omzuna doğru itmiş ise bu durum dahi FAUL ile sonuçlanmalıydı.

Bu bilek güreşi müsabakasını vicdan ve merhamet terazisinde tartınca çok FAÜL'ün meydana geldiği kanaatine vardım.

Bakın İzmir için neler demişler.

Burada bir büyü var, Ailem 300 yıl önce geldi bir daha gidemedi. Burada bir büyü var, her kesi kendine bağlar. Bu şehirde yaşamak için çok nedenim var. Farklı kültürlerin uyumu, insanların samimiyeti ve yetenekli oluşu, balığın lezzeti, yazın inbatı ve tabii İzmir'in kızları ile güzel insanları.

Dünyaya açılan bir liman arkasında da bu ülkenin en bereketli toprakları uzanıyor. Tarih desen tarih, turizm desen turizm. Ben bu şehrin tadını çıkardım tadı damağımda kaldı. Lucien Arkas ( İş adamı )

Sanki Avrupa'dan daha Avrupalıyız." Gavur İzmir "  tabirlerini dün gibi hatırlıyorum! olsun biz aynı zamanda çok hoş görülüyüz! İzmirliyiz takmayız, cesuruz. Haluk Yavuz ( Cevher CEO'su )

***************************

Oy, oy her derdin ilacı oy,

Yalana, talana hileye oy,

Kabuklu yeme iyice soy,

Oyu elden verme kutuya koy,

Al sana oy, oy  ye, ye doy,

Bilek güreşini İzmir mi kazandı, İstanbul mu kazandı?  Bu bilek güreşinin galibi İzmir olmalı. İzmir bunu hep yapıyor, güçlü bileklere meydan okuyor. Gönül diyor ki git şu İzmir’i Kadife Kale'den sevgiyle, saygıyla selamla.

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN