Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Su küçüğün, sofra büyüğün!

Su küçüğün, sofra büyüğün!
 

Çocukluğumda bizlere bırakılan en önemli mirasın,gerek aile içinde,gerekse toplumsal yaşamın her anında saygı kurallarına dikkat etmek olduğunu düşünmüşümdür hep.Bu nasihatlar beyinlerimize adeta çakılmıştı çünki!Yaşlı birisi geldiğinde hemen ayağa kalkarak elini öpmeye çalışırdık.

Şimdilerde gelişmişlik örneği olarak gösterilen bacak bacak üstüne atmalar olmazdı,düzgün bir şekilde oturmak zorunda hissederdik kendimizi.
Bu sayede günümüzde özlemini duyduğumuz manevi değerler açısından sağlıklı bir neslin yetiştirilmesi sağlanırdı.

Bize ancak bir soru sorarlarsa saygılı bir şekilde cevap verir,sadece onları dinler ve bilgilerine başvurmadan hiçbir işi yapmaya cesaret edemezdik.
Anlaşmazlıkların çözümünde, küs olan komşuların barıştırılmasında yaşlıların otoritesinin ve saygınlığının çok büyük katkısı olurdu.

Büyüklerimizin istekleri yerine getirilmeye çalışılırken birbirimizle adeta yarış ederdik, onlara en iyi şekilde hizmet edilir, sağlığı ile yakından ilgilenilirdi.

Masaya ilk onların oturması beklenir,en dolu yemek tabağı onların önünde yerini alırdı!
Büyüklere saygı ve küçüklere sevgi yi tarif eden "su küçüğün yemek büyüğün" sözünü çok anlamlı bulurdum.

Büyüklerimize gösterilecek en küçük saygısızlığı ayıplardık ve o kişinin toplumdaki onuru, saygınlığı sıfıra inerdi,davranış ve düşünceleri doğru değilse bile, kimse sert ve kırıcı bir dille bunu ifade etme saygısızlığını göstermeye cesaret edemezdi.

Uzun hayatın kendilerine kazandırdığı tecrübe sayesinde asırlık gelenekleri layıkıyla yerine getirirdi bu sevimli nur yüzlü dedeler ve nineler!

O zamanlar onları azarlayan, onları evde bir yük, bir fazlalık gibi gören, onları itip kakan, hor gören, canından bezdiren evlatlar,torunlar, gelinler, damatlar yoktu,olamazdı da.

Onları bir huzur evine yatırıp orada unutmak hayal bile edilemez düşüncelerdi.
Günümüzde maalesef insanlığın ortak değerleri ve saygı kavramları anlamsızlaştı.

İstekleri yerine getirilmeyen gençlerin saygıyı hiçe sayan tepkileri ortada.
Heleki bazı gençlerimizin ahlaken çökmüş ve yozlaşmış olması suç oranlarının büyük ölçüde artmasına neden oldu.
Batı kültürünün yanlış algılanıp işlerine geldiği gibi taklit edilmesi bu sorunun daha da devam edeceğini gösteriyor.

Büyüklerimize saygı ahlaki değerlerimizin de temel taşıdır ve titizlikle uyulmaya çalışılmalıdır.

Özlediğimiz günlere geri dönmek için birbirimizi sevmekte, acımakta ve şevkat göstermekte adeta bir yarış içine girmeliyiz.
Yaşlanmak, her insan için kaçınılamaz bir olgudur ve bu dönem insana hayatın kazandırdığı tecrübelerle yüklüdür.
Kişi bedenen ve ruhen yorulmuş olabilir ama zaten bu itibarla özel bir ilgi ve saygıya layıktır.

Onları yıpratan bizler için feda ettikleri özverili çabaları değilmidir?
Başta anne babamız olmak üzere tanıdığımız ve tanımadığımız bütün büyüklerimize saygı göstermeli ve onları üzecek söz ve davranışlardan kaçınmalıyız.

Bize düşen görev gündelik hayatımızın her alanında yaşlılara öncelik tanımalıyız.

Unutmayalım ki bugünün yaşlıları dünün gençleri olduğu gibi, bugünün gençleri de yarının yaşlıları olacaktır.




 
Toplam blog
: 1021
: 1607
Kayıt tarihi
: 19.10.07
 
 

Çok eski olmayan bir tarihte tıpkı sizler gibi Melek'lere gülümsermişim uykulu hallerimde!  ..