Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '09

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Su sorunu ve su yönetimi

Ülkemizde özellikle büyük şehirlerde ön planda olmak üzere su sıkıntıları görülmektedir. Bunu nedenini ise kimileri küresel ısınmaya, kimileri yağışların azlığına bağlamaktadır. Bazı kişiler ise ‘Allah’ın işi’ olarak nitelendirmekte ve yağmur duasına çıkarak ümitle yağışları beklemektedir.

Oysa, Dünyanın bir çok gelişmiş ülkesinde, kıyıdan uzak kesimlerdeki şehirlerde bile artık su sorunu diye bir kavram kalmamıştır. Ufak tefek çıkan sorunlarda kısa sürede halledilmektedir. Burada önemli olan yaklaşım, suyu yaşam için gerekli bir 'nimet' olarak mı, yoksa, para ile alınıp satılan bir mal, 'ticari bir değer' olarak mı görmemiz gerektiğidir. Bu düşünce yapısına göre de suyun kullandırılması, yani suyun yönetimi şekillenecektir.

Bu gün bir çok görüş, suyun devlet eliyle dağıtımının yapılamadığı ve özelleştirilmesi gerektiği yönündedir. Yurt dışında, küreselleşme düzenini ortaya atan ve gelişmesi için öncülük eden ülkeler, Dünyadaki azalan kaynakların kullanılmasında olduğu gibi, 'suyun yönetiminde' de idareyi ele alıp kendi çıkarlarına kullanmak istemektedir. Ülkemizde de bu gün, her alanda olduğu gibi suyun yönetimi konusunda da yapılan özelleştirme hareketinin altında bu sömürgeci zihniyet vardır.

Özelleştirmeyi savunan görüşler, hizmet kalitesinde artış, az elemanla çok iş ve planlı yönetim olacağını söylemektedir.

Özelleştirildiği takdirde su, 'ticari bir değer' olarak işlem görecek ve belli bir süre sonra yönetiminin tekelleşmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu zamanda fahiş fiyata, kalitesiz suya mecbur kalınacaktır. Özelleştirmenin diğer bir sakıncası ise, parası olanın sudan faydalanabilmesi, parası olmayanın bu hizmetten yararlanamaması olarak ortaya çıkacaktır. Tarlası yüksek kesimlerde olan fakir bir çiftçiye verilecek cevap 'senin tarlana su getirmemiz pahalıya mal oluyor' olacaktır. Zengin daha zengin, fakir daha fakir olmaya devam edecektir.

Suyun 'sosyal bir değer' olduğunu kabul ettiğimiz taktirde, milli eğitim, milli savunma gibi, , , ' su yönetiminin' de kamuda olması gerektiğini görürüz. Çünkü bana göre; su, yaşam için elzemdir (bazıları böyle olmadığını düşünse de) ve dağıtımında 'sosyal yararlar ön planda olmalıdır.

Su yönetimi, sadece kamusal olabileceği gibi, kamu ile özel ortaklıklar şeklinde de olabilir ki burada devletin sıkı denetimi şarttır. Önceden de belirttiğim gibi özelleştirmeyi savunan görüşler, hizmet kalitesinde artış, az elemanla çok iş ve planlı yönetim olacağını savunmaktadır. Bunlar kamu yönetiminde de rahatlıkla sağlanır. Yeter ki siyasi irade, düzgün ve eğitimli olsun. İşin başına hak eden ve konunun uzmanı kişileri getirsin. Bu yönetimde artan suyun 'ticari değer' olarak özellikle dış ülkelere satılması gerekiyorsa ; Kendi suyumuzu, kendimiz satalım. Küreselleşmeye hizmet eden ülkeler bizim suyumuzu satmasın

Son olarak su yönetiminde en önemli konu halkın bu konuda bilinçlendirilmesidir ; Erozyonla kaybedilen topraklar ve çölleşme. Ağaç ve ormanların çeşitli nedenlerle azalması, yeraltı sularını azaltacak şekilde hatalı yapılaşmalar, sanayi bölgelerinin ve yapılaşmanın hatalı kullanılması, atıklar ve çevre kirliliği gibi bir çok faktör suların azalmasına veya kullanılamaz duruma gelmesine neden olmaktadır.

Suyun doğru kullanılmasında halkın eğitimi çok önemlidir. Doğal bitki örtüsünün korunması, ayrıca barajlar ve akarsular üzerine bentler yapılarak suyun tutulması ve sulama alanlarına aktarılması, hidroelektrik santralleri kurularak fayda sağlanması, tarım alanlarına uygun modern teknolojilerle sulamanın getirilmesi, uygun teknik personelin sürekli yetişmesinin sağlanması, iyi bir teşkilatlanma ve bu işe iyi bir planlama ve finans ayrılmasının sağlanması gereklidir. Bunun dışında deniz suyundan tatlı su elde edilmesi, yağmur sularının çanaklama yöntemiyle tutulması, arıtma tesislerinin kurulması gibi bir çok teknolojik gelişmeler de su yönetiminde ön plana çıkmaktadır.

Su, önümüzdeki yıllarda dünyada giderek daha da önem kazanan bir konuma gelecektir. Şimdiden planlamalar yapılmaz ve tedbir alınmazsa, çocuklarımızın bizi ne şekilde anacağını tahmin edebilirsiniz.

Yurdaer KILIÇ

 
Toplam blog
: 106
: 597
Kayıt tarihi
: 13.02.09
 
 

1953 Denizli doğumlu, evli ve iki çocuk babası. Doktor dişhekimi, şimdiye kadar yayınlanmış yedi ..