- Kategori
- Gündelik Yaşam
Suadiye, Mustafa Sarıgül, Ingmar Bergman
Vakit gecenin yarısı... TV karşısındayım ... Gece haberlerini veriyor bir kanal .... TV'yle PC arasında gidip geliyorum... Bir de bugün yürüyüşte gördüklerim aklımda ... Biraz yazayım havadan sudan ... Yazmayalı çok uzun zaman oldu buraya. Kışın zihnim daha çalışkan galiba.
Akşamüzerine doğru biraz yürüyeyim dedim; sahil yoluna çıktım ...
Offff ....çooook mutsuzum yine .... kumsalda tuhaf bir kalabalık ...
Ne kötü ... birbirimize benzemiyoruz ... Kadın, Suadiye sahilinde elbiseleriyle denize giriyor. Bir otomobil - yok - kamyon lastiğini şişirmişler; onun içine girmiş, denizde debeleniyor. Elbisesinin eteği arkada balon gibi şişmiş, garip frikikler veriyor ... elbise ordan burdan sıyrılmış işkembe rengi sütyen ortada, ben burdayım, diyor ... Adamlar kara ve işkembe rengi donlarıyla denize girip çıkıyor, gözler radar gibi ... ayyy korkunçççç ... bir kadın bikini giymiş, etli butlu ... etrafında 4-5 kara donlu, gözler kadına kilitli ...
Bu saatte bir daha yürümeyeyim ...
Bu manzaralara da-ya-na-mı-yo-rummmm ...
Homojen bir toplumda ya-şa-ya-mı-yor oluşum mutsuzluğumun tek nedeni ... (mi acaba? :))
TV'de Mustafa Sarıgül ... Bu 'gergin' adamı gördüğüm zaman aklıma hemen adamın kongrede birini tekmeleyip vahşice yumrukladığı sahne aklıma geliyor. Baykal'a kazan kaldırıyor :))) Bizi bu sinirli adam mı temsil edecek??? Hikmet Çetin'in de onun saflarında yer almasını yadırgıyorum ...
Ingmar Bergman ölmüş ... dünyada kalibresi yüksek ne kadar az insan var ... bir tanesi ölünce kimsesiz kaldık hissine kapılıyorum ... işte müthiş bir birikim, bir anda yok oldu ... Ölüm bu insanların kapısını hiç çalmasa ...
Sonbahar Sonatı, Temas filmlerinin sahneleri zihnime üşüştü şimdi ve dolayısiyle biraz melankoli ...
Bu yazıyı fazla uzatmadan bitireyim ... Attila İlhan'ın bir şiiriyle :
Elde Var Hüzün
Söyleşir
Evvelce biz bu tenhalarda
Ziyade gülüşürdük
Pır pır yıldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
Ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
Zamanlar değişti
Ayrılık girdi araya
Hicrana düştük bugün
Ah nerde gençliğimiz
Sahilde savruluşları başıboş dalgaların
Yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
Elde var hüzün
O şehrayin fakat çıkar mı akıldan
Çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
Sırılsıklam aşık incesaz
Kadehlerin mehtaba kaldırılması
Adeta düğün
Hayat zamanda iz bırakmaz
Bir boşluğa düşersin bir boşluktan
Birikip yeniden sıçramak için
Elde var hüzün
Fotoğraf: Ingmar Bergman kaynak:http://www.mundofree.com/cine_sueco/Sarabanda.html
Akşamüzerine doğru biraz yürüyeyim dedim; sahil yoluna çıktım ...
Offff ....çooook mutsuzum yine .... kumsalda tuhaf bir kalabalık ...
Ne kötü ... birbirimize benzemiyoruz ... Kadın, Suadiye sahilinde elbiseleriyle denize giriyor. Bir otomobil - yok - kamyon lastiğini şişirmişler; onun içine girmiş, denizde debeleniyor. Elbisesinin eteği arkada balon gibi şişmiş, garip frikikler veriyor ... elbise ordan burdan sıyrılmış işkembe rengi sütyen ortada, ben burdayım, diyor ... Adamlar kara ve işkembe rengi donlarıyla denize girip çıkıyor, gözler radar gibi ... ayyy korkunçççç ... bir kadın bikini giymiş, etli butlu ... etrafında 4-5 kara donlu, gözler kadına kilitli ...
Bu saatte bir daha yürümeyeyim ...
Bu manzaralara da-ya-na-mı-yo-rummmm ...
Homojen bir toplumda ya-şa-ya-mı-yor oluşum mutsuzluğumun tek nedeni ... (mi acaba? :))
TV'de Mustafa Sarıgül ... Bu 'gergin' adamı gördüğüm zaman aklıma hemen adamın kongrede birini tekmeleyip vahşice yumrukladığı sahne aklıma geliyor. Baykal'a kazan kaldırıyor :))) Bizi bu sinirli adam mı temsil edecek??? Hikmet Çetin'in de onun saflarında yer almasını yadırgıyorum ...
Ingmar Bergman ölmüş ... dünyada kalibresi yüksek ne kadar az insan var ... bir tanesi ölünce kimsesiz kaldık hissine kapılıyorum ... işte müthiş bir birikim, bir anda yok oldu ... Ölüm bu insanların kapısını hiç çalmasa ...
Sonbahar Sonatı, Temas filmlerinin sahneleri zihnime üşüştü şimdi ve dolayısiyle biraz melankoli ...
Bu yazıyı fazla uzatmadan bitireyim ... Attila İlhan'ın bir şiiriyle :
Elde Var Hüzün
Söyleşir
Evvelce biz bu tenhalarda
Ziyade gülüşürdük
Pır pır yıldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
Ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
Zamanlar değişti
Ayrılık girdi araya
Hicrana düştük bugün
Ah nerde gençliğimiz
Sahilde savruluşları başıboş dalgaların
Yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
Elde var hüzün
O şehrayin fakat çıkar mı akıldan
Çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
Sırılsıklam aşık incesaz
Kadehlerin mehtaba kaldırılması
Adeta düğün
Hayat zamanda iz bırakmaz
Bir boşluğa düşersin bir boşluktan
Birikip yeniden sıçramak için
Elde var hüzün
Fotoğraf: Ingmar Bergman kaynak:http://www.mundofree.com/cine_sueco/Sarabanda.html