Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Şubat’ın 28'inci günü…

27 Şubatı 28 Şubata bağlayan akşamın geç saatte bir TV kanalında 28 Şubat ve sonrası tartışılıyordu. Ardan 10 yıl geçmiş, halen 28 Şubat ne getirdi, ne götürdü, onun tartışmasını yapıyoruz.

Tartışmada emekli bir general, iki politikacı ama meclis dışından, bir de eski rektör ve benim gördüğüm Ankara’dan bir akademisyen…

Onların TV kanalında ne ve nasıl tartışlıklarına girmeyeceğim. Çünkü kimi tefine vuruyor, kimi kasnağına. Ben de bu yazımda kendi tefimle kasnağının önünde 28 Şubat’ı irdeleyeceğim.

Zaten şaşırmışım… Günlük gazetemde yazdığım yazıların altına tarih atıyorum, bir baktım ki 29, 30 Şubat… Gidiyor…

Gazeteye telefon açtım "Ya… Hadi Şubat bazen 29 çekiyor da 30 olanını hiç gördünüz mü?"

Onlar da görmemişler. Yazıdaki tarihleri de görmemişler. Dolayısıyla internet sayfasında tarih 29 Şubat 2007 olarak geçiyor…

Olsun varsın, bir gün kazanmış olduk…

Gelelim 28 Şubat’a…

On yıl öncesini hatırlamak gerekir…

Başbakan Necmettin ERBAKAN, yardımcısı ve koalisyon ortağı Tansu ÇİLLER…

Necmettin ERBAKAN, Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı olarak yurtdışı gezilere gidiyor. Örneğin Libya’ya…

Çöl bedevisinin çadırında geçen olayları hatırlayınız. Biri bile yalanlanmadı.

Ardından Başbakanlık konutunda "İftar yemeği" veriyor Sayın ERBAKAN. Elbette verir bir başbakan olarak. Gelin görün ki, ne kadar "Şeyh, tarikat lideri, sakallı, cübbeli ve sarıklı" varsa oradalar. Hem de altlarında son model Mercedes otomobillerle…

Ortada dolaşanlar var… Siyah giyimli, Sakallı, sarıklı, çarıklı ve ellerinde uzun uzun sopalı geziyorlar. Kendilerine "Aczimendi" deniliyor. Hani şu evde "Müridi" ile birlikte çıplak yakalanan adamın tarikatı… Son olarak da eşi "Burka"ya bürünmüş şekilde hacdan gelirken görüntülenen.

Bu arada Sincan Belediye Başkanı Bekir YILDIZ isimli bir zat-ı muhterem, Başkent Ankara’nın Sincan İlçesinde "Kudüs Gecesi" adı altında bir gösteri yaptırıyor. Aklınca Atatürk Cumhuriyeti’ne, laik düzene gözdağı vermek istiyor. Bir de İran Büyükelçisini davet ediyor.

Diğer taraftan bir çık insan, tepki olarak Anıtkabir’e akıyor. Herkes gidiyor ve "Cumhuriyet’e sahip çıkalım" diye gösteri yapıyor.

Belli yerlerden destekçisi de karşı çıkanı da harekete geçmiş.

Şimdi ortada bu kadar rejim ve devlet aleyhine işler dönüyor ve 28 Şubat’a doğru da geliyoruz.

Asker, MGK’da konuyu masaya yatırıyor ama ERBAKAN oralı olmuyor. Hatta MKG kararını bile sonradan imzalıyor.

Bunu üzerine, Tanklar "Tatbikata gidiyoruz" diyerek Sincan ilçesinde yapılan "Kudüs Gecesi" nden kalan maketin yanında geçmeye başlıyor.

Olay basında "Ordu balans ayarında" diye duyuruluyor…

Sonra…

Sonra ne olacak, kabak askeriyenin başında patlıyor.

Sanki herkes görevini yerine getirmiş de, asker tankları yürütünce, rejim de sarsılmış, ekonomi de…

Yahu arkadaş…

Tankların palet sesiyle rejim de ekonomi de sarsılıyorsa nasıl rejim, nasıl ekonomi bu?

Dahası, madem "Asker karışmasın" deniliyor, askere işi niye bırakıyorsun?

Askerin kuruluş, görev ve yetki kanununda "… Kollar ve korur…" deniliyor. Hisseti ki bir şey, tehlike, o zaman görevini yapacaktır elbette.

Peki, bu gün televizyonlara çıkan kişiler o güne kadar görevlerini yerine getirdiler mi?

Bu ülkede ne kadar aydın (!) geçinen varsa, hepsi "Asker" e karşıdır.

Neden?

Vallahi bilmiyorum. Ah bir bilsem, onu da cevaplayacağım ama bildiğim bir şey var, o da aydın (!) geçinenlerin hiçbir şey bilmedikleri.

Ya da…

Marifetleri kendinden menkul, biz bir şey bilmiyoruz. Ama görüyoruz ki, asker oturduğu yerde otururken bile, her şey yolunda gitmiyor.

Onunda mı suçu askerde, 28 Şubat’ta veya 12 Eylül’de?

Anlayamadık gitti…

Ama aradan da on yıl geçti, değişen bir şey yok…

28 ŞUBAT 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..