Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '11

 
Kategori
Siyaset
 

Suçlamaların doğru olma ihtimali

Balyoz sanığı çalışan ve emekli 163 generalin Gölcük’ ten çıkan belgelerin ardından mahkeme yeniden tutuklama kararı verdi. 

Ülkemizde tutuklama uygulamasının bir tedbir olarak çok fazla kullanıldığı ve dava geciktikçe de tutuklamanın bir cezaya dönüştüğü bir gerçek. Bu gerçekten yola çıkarak TSK mensubu bu kadar çok sayıda generalin davalarının tutuklu olarak görülmesi doğal olarak kamu vicdanında tartışmalara neden oluyor. 

“Belgelerin çürük olduğu, düzmece hazırlandığı “ ya da yargının iktidarın güdümüne girdiği, kuşatıldığı gibi iddiaları bir yana koyarsak; açılmış bir dava ve hazırlanmış bir iddianame var. 

Savcılığın elinde de güçlü belgeler olmalı ki, bu kadar üst rütbeli kişilerin tutuklanmasını talep ediyor. Şimdi şu soruyu sorma hakkınız elbette var. Tutuklanan bu kişilerin delilleri karartma, davanın seyrini etkileme ya da kaçma ihtimalleri var mı? Hukukta masumiyet karinesi var ve cezası kesinleşinceye kadar herkes masum kabul edilir. Sanıyorum sorunun püf noktası da burada! 

Toplumun belli bir kesimi bu davalara önyargılarıyla bakıyor. Suçlamaların doğru olması ihtimalini yok sayarak, subjektif değerlendirmelerle bir mağduriyet istismarı yapıyorlar. Bir hukukçu olmamakla birlikte, bir yurttaş olarak basına yansıyan bilgi ve belgelerden yola çıkarak, acaba diye soruyorum kendime. Bu darbe planları gerçekten doğruysa ve kimilerinin yanlı diye karşı çıktıkları yargı, bunların üzerine gitmese ne olurdu? 

Ergenekon adı verilen bu örgüt gerçekten böyle bir darbeyi gerçekleştirmiş olsaydı? İnanın düşüncesi bile beni ürküyor, tüylerim diken diken oluyor! 1 No. Lu sanığın saygıdeğer eşleri ne diyor.” Onlar artık dört duvar arasında makarna yemek zorunda kalacakları yaşları geçtiler.” 

Sevgili eşleri de statükoculuktan kalma bir alışkanlıkla “iddianameyi ben hazırlayacağım, artık halkı muhatap alacağım” diyor. Eğer darbeciler amaçlarına ulaşmış olsalardı ya da daha doğru bir deyişle suçlamaların doğru çıkma ihtimali gerçekleşseydi bizim gibilerin iddianamelerini de mi malum şahıs hazırlardı? 

Bombalanacak camilerdekileri de şimdi, halk olarak muhatap alıyor mu acaba? Büyük ihtimalle bize makarna bile vermezlerdi! Bir eş, bir ana olarak duygularını anlamaya çalışıyorum çalışmasına da Berfo ana geliyor gözümün önüne. 31 yıldır gelir diye beklediği, faili meçhul oğlu Cemil’ e işkencede yapılanlar geliyor aklıma!........ 12 eylülde bizleri bir Pazar günü basından kaçırarak çıkardıkları askeri mahkemede hakimin söyledikleri geliyor aklıma! “Dosya münderacatında(içeriğinde) sizlerin tutuklanmasını gerektirecek hiçbir şey yok, ancak sıkıyönetim komutanlığının emri var, sizleri tutuklamak zorundayım.” 

Evlerimizden apar topar götürdükten sonra günlerce bizlerin nerede olduğunu bile öğrenemeyen eşlerimizin işkenceci polislere nasıl dil döktüklerini” yeter ki sağ olduklarını öğrenelim” diye yakaran çaresizliklerini düşünüyorum. Ayakkabı giyemediğim için terliklerle karşısına çıktığım savcıya;”bana işkence yaptılar, doktor raporu istiyorum “dediğim zamanki alaycı gülümsemesi geliyor aklıma. 

Şimdi görülmekte olan Balyoz davasıyla ilgili belgelerin, tam da imha edilecekleri gün yapılan bir operasyonla ele geçirildiklerini düşününce, doğrusu delillerin karartılabileceği kuşkusunu da taşıyorum. Bence, siz de gelin benim yaptığım gibi önyargılarınızı bir kenara koyup düşünün bir kez ve siz de aynı soruyu sorun kendinize! “Suçlamaların doğru olma ihtimali yok mudur?” ayhanongun@gmail.com 

 
Toplam blog
: 396
: 168
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Barış içinde, birlikte yaşayabilmek adına insan ve emek odaklı paylaşımlardan yanayım.   Öğretmen..