Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Suçlu biziz!

Suçlu biziz!
 

Hayatı sıradanlaştıran biz miyiz? Yoksa kadere atıp tüm yükü kenara çekilmek daha mı kolay? Sıradan hayatlarımızda mutlu olan bizler değil miyiz? Doğup büyüdüğümüz ve belki her köşesini adımız gibi bildiğimiz kentlerde yaşayıp; hep tanıdığımız ve bizi tanıyan dostlarla bir ömür geçirip; her düştüğümüzde bizi yerden kaldıracak birisi mutlaka olsun diye ailemizi yakınımızda tutup o hiç eksilmesini istemediğimiz kusursuz güven duygusunun alışkanlığı içinde kaybolmuş olan biz değil miyiz? Çok mu ürkütücü engebeli patikalar? Biz insanlar neden hep en kısa yoldan hedefe ulaşmak isteriz ki? Neden korkarız sonu görünmeyen, uzun yollara düşmekten?

Korkuyoruz. Tanımadığımız bir kente misafir olmaktan korkuyoruz. Daha önce görmediğimiz dar bir sokağa bakan cumbalı bir evin balkonunda oturup günbatımını izlemeliyiz belki. Ya da tanıdık olmayan dalga sesleriyle kulaklarımızı doldurup serin, köpüklü sularla kavuşturmalıyız tenimizi. Yeni hayatlardan geçmesine izin vermeliyiz ruhumuzun. Günbatımını izlediğimiz o cumbadan da zamanı gelince ayrılacağımızı bilerek, alışkanlık duygusundan beyaz köpüklü sularla arındırdığımız ruhumuzu yeni yollara sürüklemeliyiz. Yeni güneşler keşfetmekten korkmadan, ufka doğru yürümeliyiz yalnız. Kendi yaptığımız ve adına hayat dediğimiz bu çoktan belirli, dört duvar içinde örgülü düzenden kurtulup, yeni düzenler bulmalıyız kendimize.

Korkuyoruz. Yeni insanlar tanımaktan korkuyoruz. Öyle ya, ya dost görünüp hiç beklemediğimiz bir anda itiverirlerse bizi, çok önceden kazdıkları o farkedemediğimiz çukura? Ya çıkamazsak o çukurdan; çıkmaya çalışırken sağımızı solumuzu çarpıp kanatırsak kendimizi? Sırrımızı ele verirlerse ya? En kötü günümüzde yanımızda olamaz, mutluluğumuzu paylaşamaz, yüreğimize dokunamazlarsa tam istediğimiz yerden? Korkuyoruz çünkü yüreğimizin yeni yüreklerle kaynaşırken yaralanması inicitecek bizi.

Korkuyoruz. Aşık olmaktan korkuyoruz. Aşkın özgür coğrafyasında kendimize eş o ruhun peşi sıra sürüklenmekten korkuyoruz. Öyle ya, geride bıraktığımız ve yıllar boyu büyük bir özenle biriktirdiğimiz o tekdüze anılarımızı katlayıp yanımızda taşıyamayız ya! Alışmışlığımız aşkın doğasına zıt. Aşkın alışmamışlık olduğunu anlayana kadar, onun insanı çarpan ferahlığından bir yudum alma şansını da kaybediyoruz. Yerleşik hayata geçtiğimizden bu yana göçebeliğe öyle düşman olmuşuz ki, bir bilinmezin peşinden adımlamayı cesaret sanıyoruz!

Korkuyoruz dostlar! Hayallerimizin peşi sıra bilmediğimiz yönlere, tanımadığımız rüzgarlarla sürüklenmekten korkuyoruz. Hayal nedir onu bile unutmuşuz! Bize sunulan paket program gibi yaşamlar içinde hapsolmuşuz ama farkında değiliz ne yazık! Hayallarimizin kuyruğundan bile yakalayamıyoruz..

Suçlu biziz! Güvenli sandığımız yaşamlarımızda, korkularımız olmadan sıradan yaşamlarımızı sürdürüyoruz. Oysa görecek ne çok gökyüzü, bilmediğimiz ne çok renk var.. Ama onları görmekten korkuyoruz.

 
Toplam blog
: 11
: 1114
Kayıt tarihi
: 12.06.07
 
 

Doğma büyüme Ankaralı, tiyatro, sinema, spor, olmadan yaşayamayan, tasarıma meraklı, fanatik bir Fen..