Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '07

 
Kategori
Dünya
 

Suçlu bulundu: şeriat

Suçlu bulundu: şeriat
 

Kaynak:http://www.milliyet.com.tr/2007/12/27/son/songal201.asp


İnsanlar dil denen şeyi kullanmaya başladığından beri mi var ikilikler ile düşünmek yoksa bu uygarlık denen sürecin bir ürünü mü düşünürler, yeni sosyal bilimciler, araştırmacılar bu konu üzerinde kafa yora dursun insanlar bir şairin çok beğendiğim ifadesi ile “insanlar hangi dünyaya kulak kesilmiş ise diğerine sağır” sözü her an uygulamaya konuluyor. Modern dönemle birlikte ortaya çıkan ideolojiler ise zihnimizi tam anlamı ile kapalı bir dükkâna çeviriyor. Giriş imkânsız hale geliyor.

Tüm bu girişten sonra bunları yazmama yol açan hadiseye dair düşüncelerimi aktarabilirim.

Malum Pakistan’ın en büyük muhalefet partisinin başkanı ve eski Pakistan Devlet Başkanı Benazir Butto uğradığı bombalı ve silahlı suikast sonucu öldü.

Olay neresinden bakarsak bakalım insanı isyan ettirecek kadar kötü. Hangi inanç ya da hangi siyasal ideal adına olursa olsun, cana kıymak kabul edilemez bir kötülüktür. Bunu yapan kişi ne denli hafifletici nedenlere sahip olursa olsun tek kelime korkunç bir cinayetin sorumlus olan iğrenç bir katildir. Cinayet nedeni caninin cinayetine haklılık kazandırmaz. Hele de siyasi cinayetler de.

Modern siyaset hayatın tümün de olduğu gibi siyasette de şiddeti dışarıda bırakan bir mantığa oturur. Siyasetin temel ilkesi müzakeredir ve siz siyasi rakiplerinizi onları fiziken yok ederek değil, siyasi haklılığınıza ya inancınızın doğruluğuna başkalarını da ikna ederek alt edebilirsiniz. Bu bakımdan modern siyaset açısından farklı siyasi görüşler ya da kanaatler, dinsel inançların birbiri ile rekabet içinde olmaları iyi bir şeydir, ama tek koşul ile siyasi ya da dinsel inanç bakımından rakiplerinizi düşman sayıp onu yok etmeyi öngören bir anlayışa sahip değilseniz. Dolayısıyla modern demokrasilerin tümünde şiddet siyasi alandan dışlanmanız yani diskalifiye edilmeniz için yeterli nedendir. Demokraside fikirleriniz ne kadar uç, hatta kabul edilmesi güç gibi gözükürse gözüksün eğer şiddete başvurmuyorsanız onu ifade etmeniz onu savunmanız olağandır ve bu hakkınız kısıtlanamaz.

Ancak bütün bu çabalara rağmen dinsel inançlar, siyasi ideolojiler, birbirleriyle hitap ettikleri insanları ikna ederek bu eksende rekabet etmek yerine, siyasi ya da dinsel rakiplerini şiddet kullanarak yok etmekten vazgeçmiyorlar. Fanatizm diye ifade edilen bu şiddete başvurma halinde bazen da devletlerin parmağı olabiliyor.

Bu olay sonrası da daha olayın dumanı tüterken Milliyetin internet sitesinde yer alan okur yorumlarında, bir kısım okurun olayın failini saptamaktaki hızı insana saç baş yoldurtacak cinsten. Bunlara göre Butto cinayetinin yegâne nedeni bir türlü medenileşemeyen İslam dininin mensupları ve özellikle bunların İslam Hukuku ile yönetilmeyi eksene alan yorumlarından Siyasi İslam denen biçimi.

Dogma Olarak Laiklik

Burada uzun uzadıya Laikliği, Birlikte yaşama kültürünü, demokrasinin bazen onu hiç talep etmeyenler için bile uygulanabileceğinin demokrasi mantığı içindeki yeri ve bunun demokrasi yanlısı olmada bir tutarlılık kriteri olduğu gibi konular üzerine, uzun uzadıya çok şey söylenebilir, dahası İslam’ın özsel olarak bugünkü dünya ile uyumsuz olduğu anlayışının ne denli sorunlu olduğu, bu görüşte olanların şu an İslamı baş düşman ilan eden ve İslamofobi denen yeni ırkçılar ile aynı zeminde buluştukları gibi birçok şey yazılabilir.

Ama benim asıl üzerinde durduğum nokta ortada iddiayı doğrulayacak tek bir kanıt olmamasına hatta rahatlıkla bu cinayetin baş sorumlusu olarak şeriatı gören mantık biçimi. Oysa bu cinayetin ardında toplum nezdinde iyice sıkışan ve siyasi meşruiyetini yitiren Pervez Müşerref de olabilir. Bu cinayetle hem siyasal rakiplerine siyasi rakiplerine gözdağı verebilir, hemde olağanüstü hal ilan ederek seçimleri ertelemek iiçin bulunmaz bir fırsat yakalayabilir. Müşerrefin bu suikast ile rahatça manevra alanı bulduğunu da söylenebilmek mümkün. Ama bu da diğer bir çok olasılık gibi bir olasılık sadece. Şu anda yorum yazpacak ya da tahminde bulunacak kadar bile bilgiye sahip değiliz.Ama bu olasılığı dikkate bile almayıp, hemen suçluyu Şeriat olarak sanık sandalyesine oturtan zihin durumu paranoya denen şeyin akıllarını ne denli esir aldığını ortaya koyuyorlar sadece Bu cinayetin ardında birçok kişi olabilir, bunlar arasında Pakistan’da hayli yaygın olan Selefilik adlı berbat bir İslam yorumunu benimseyenler de olabilir. Şu an için bu cinayet her tür olasılığa açık ve makul olan da meseleye böyle bakıp olabildiğince çok bilgi etmek olmalıdır.

Kısacası bir cinayette elbette bu cinayetin kimlerin işine yaradığı tespitinden yol çıkılarak birçok saptama yapmak mümkünse de bazen bu konuda sizin akıl yürütmenize tam ters düşen durumlarda olabilir. Yani acele karar vermek aklı çalışmaz hale getirmektir ki İdeolojilerin de asıl olarak yaptığı şey budur.

Oysa sorumluyu şeriat ilan edip bunun üzerinden fikir yürütenler, demokratik değerler bakımından önemli bir zemin olan ve temelinde kuşkuculuk bulunan laiklik olgusunu nasıl da bir dogmaya dönüştürdüklerini göstermiş oluyorlar. Ne yazık ki İslamofobi hastalığına yakalanmış bir grup insan laikliği özgürlüğün ve özgür düşünmenin bir unsuru olarak anlamak yerine, onu adeta bir dinsel dogmaya dönüştürdüğünü ve tıpkı nefret ettiği İslamcılar gibi farklı düşünenleri ya da inananları bir düşmana dönüştürdüklerini farketmiyorlar bile. Çünkü tam bir ideolojik körlük içindeler. İşte asıl sorun da bu. Kuşkuculuğun, akılcılığın yerine dogmatizmin geçmesi.

Siyasal İslam, bu bağlamda İslam Hukukuna dayalı bir yönetim biçiminin yaratabileceği olumsuzlular, özgürlük olgusu ile bu taleplerin uyuşmazlığı gibi konular üzerine birçok şey söylenebilir. Hatta siyasal İslam (dahası bizzat din olarak İslam) konusunda çok çeşitli eleştiriler getirilebilir. Dahası laikliğin erdemlerinden de söz edilebilir. Bunların hiçbirine tek bir sözüm yok.

Ama eleştiri başka bir şey suçlu ilan etmek, o fikri ya da inancı dışlamak, onun yok olmasını talep ederek karşı çıktığınız fikri ya da inanç biçimini bir kötülük sembolüne dönüştürmek, onu düşman ilan etmek, laiklik adına laikliğe en büyük zararı vermektir. Laikliği adeta bir dogmaya dönüştürtmektir. Laiklik ile Laikçilik arasındaki en büyük fark da budur zaten. Biri bir yaşam biçimidir diğeri bir ideoloji.

 
Toplam blog
: 44
: 809
Kayıt tarihi
: 06.06.07
 
 

Sosyoloji ile ilgili olarak Birikim, Üç Ekoloji, Birgün Gazatesinde çeşitli yazılarım çıktı. Ayrı..