Suçlu vicdanlar

İnsanın aklı almıyor gerçekten. Ya doğruysa tüm olup bitenler. Ya doğruysa diğer söylediklerinin büyük çoğunluğu doğru çıkan, Tuncay Güney’in söyledikleri.

Ne söylüyor Tuncay Güney?

'Türkiye'ye yapılacak en büyük hizmet, PKK-Ergenekon ilişkisini deşifre etmek' dedi. Tutuklanan emekli orgeneraller Eruygur ve Tolon'un Ergenekon'daki üst düzey 4 yöneticiden ikisi olduğunu ileri süren Güney, 'Veli Küçük gözden çıkarıldı, yöneticilerden 4'ü sivil 4'ü resmi, 8 kişi daha kaldı' diye konuştu.

Vay canına! İnsanın midesi bulanıyor. Doğrumu diye düşünüyorum bir an.

Ergenekon yöneticilerinden biri olduğu iddia edilen, büyük milliyetçi Doğu Perinçek’in PKK terör örgütünün ele başı sının yanında, evlatlarımızı öldüren teröristlerle bir bir tokalaşması fotoğrafı geliyor gözümün önüne…Ve doğru olabilir diyorum.

İnsanın aklı almıyor gerçekten.

Diğer taraftan unutmak istediğim bir haber de vicdanımı rahatsız edip duruyor.

Dokuz gün önceden tüm birimler uyarıldığı halde şehit düşen askerlerimiz oldu “Dağlıca baskınında”.

Yarbay Dirik; baskın hazırlığının bir ay önceden başladığını ve üstlerinin bunu bildiğini, bildirdiğini söylüyor.

Buna rağmen 12 Askerimiz şehit düşüyor. 12 Anne ağlıyor… Herkes ağlıyor… Ülke ağlıyor…

Askerlerimizin el bombalarının toplatıldığı biliniyor. Nöbetçi sayılarının düşürüldüğü iddia ediliyor. Ve diğer iddialar...

Lütfen! Gerçek ortaya çıkarılmalı. Vicdanlar rahat etmeli…

Hala daha neler olduğunu bilmiyoruz bu baskında. Şimdiye kadar neler olup bittiğini bilmememiz gibi Ergenekon’da.

Sanki gizli bir el kutuplaştırmış bizi. Sanki bilmiyormuşsuz gibi. Yok farz ediyoruz güzel ülkemizde olup biten pislikleri. Yoksa hala Ergenekon varmı, yokmu diye tartışmazdık. Avukatlığına soyunmazdık.

Konuşurken ve yazarken mangalda kül bırakmıyoruz. Menfaatlerimize uygun olduğu şekilde suya sabuna dokunmadan yazılar yazıyoruz. Sonrada birbirimizi “elleriniz sağlık, çok güzel olmuş, mükemmel yazmışsın vs” yorumlarla kandırıp duruyoruz işte.

Kim bilir, beklide vicdanlarımızı bu şekilde susturuyoruzdur.

Ama, diğer tarafta askerlerimiz ölüyor. Çocuklarımız ölüyor. Vatandaşlarımız ölüyor. Vatandaşlarımız eziliyor. Yıllardır eziyorlar. Acımasızca. Bazen alay ediyorlar. Bidon kafalı diyorlar, Göbeğini Kaşıyan adam diyorlar.

Ama, hep onlar şehit düşüyor. Birileride götürüyor “Vatan millet aşkına.”

Nereden bilecekler asgari ücretle bile iş bulamamanın ezikliğini. Onlar için varsa yoksa vatandaşlarının arasına nifak sokmak. Vatandaşlarını İkiye, üçe, dörde bölüp kendi menfaatlerini ve kendi çocuklarının menfaatlerinin uzun süre devamını sağlamak.

İnsanın midesi bulanıyor. Neler yapmışlar “Vatanı kurtarmak adına”. Hep yerimize karar vermişler. Hep bizden iyi bildiklerini iddia etmişler. Bizi koyun sürüsü yerine koymuşlar.

Ya, Tuncay Güney’in söylediklerinin "yarısı bile" doğruysa?

Ya, "Danıştay baskınını" Ergenekon planlayıp uyguladıysa?

Ya, Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasını sağladılarsa?

Vicdan… Sormadan duramıyor işte…

Ahmet Taner Kışlalı’yı, Hablemitoğlu’nu, Uğur Mumcu’yu…

Nasılsa hesaplaşma bitmeden, yani gerçekler ortaya çıkmadan ülkelere ve vicdanlara rahat yoktur.

Dağlıca baskını dokuz gün önceden tüm birimlerce bilindiği halde 12 askerimiz, 12 Mehmed’ imiz nasıl oluyor da şehit düşüyor Allah aşkına.?

Gerçekten “sürümüyüz” biz?