Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sülbüş öldü mü şimdi?

Sülbüş öldü mü şimdi?
 

Hiç hazırlıklı değildim. Oysa hastaydı ne zamandır. Daha ona soracak çok şeyim vardı. Yaşlı da olsalar sevdiklerine konduramıyor ölümü insan. Soramadım. Annemin çocukluğunu, hep anlatılan şu cumbası denize bakan evi, güllü takunyaları, Erim dayımın maceralarını sormaya fırsatım olmadı. Hep orada olacak sandım. Ne bileyim. O kadar sağlam bir noktaydı ki hayatımda. Sevgili Sülbüş’ümüzü kaybettik ailecek. 17 ağustos akşamı fenalaşmış. Sonra uyur gibi gidivermiş söylediklerine göre. Annemin teyzesiydi aslında. Cenazesine gelen kalabalığı annem anlata anlata bitiremedi. Çok seveni varmış demek ki. Katmer açmayı öğretecekti bana. “Sana el vereyim” derdi. Katmer açacak kimse kalmadı şimdi. Cennet küngü yapmayı bilen de. Aile geleneklerinin yarısı toprak oldu demektir bu.

Çok küçüktüm. Annemler bir sebepten beni Sülbüş’e emanet etmişlerdi. Nuh’un gemisi Sülbüş’ün ağzında benim duyduğum en heyecanlı masala dönüştü. Öğle uykusundan nefret eden ben mışıl mışıl uyudum o gün. Arap alfabesiyle şiirler yazardı. Maniler söylerdi. İlginç kadındı vesselam. Çok hikaye bilirdi ve çok güzel anlatırdı. Misafiri hiç bitmezdi. Hiç çocuğu olmadı. Ama yeğenlerini ve biz torunlarını öz çocukları gibi severdi bilirdik.

Dedim ya hiç hazırlıklı değildim. Daha birkaç hafta önce anneme puffy yorgan aldırmıştı zorla. “Ben bu yün yorganlarla bunalıyorum. Bana puffy yorgan al” diye tutturmuş. Annem de gidip en renklisinden almıştı. Sorulmazdı ki bizim Sülbüş’e yaz günü yorganı ne yapacaksın diye. Ölmeye hiç niyeti yoktu çünkü. Kışın gelecek misafirlerini düşünmüştü herhalde. Yorgan öksüz kaldı. Ben de…

 
Toplam blog
: 79
: 1562
Kayıt tarihi
: 24.07.06
 
 

1972 yılıydı. Doğdum. Evde hep kitap okuyan iki kişi vardı. Büyüdüm, okullar okudum. Birşey öğrenmed..