Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '13

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

Süleymaniye'de Yeşilçam ve Nostalji

Süleymaniye'de Yeşilçam ve Nostalji
 

alıntıdır


Pazar günler neden sevilmez?

Pazartesidir aslında onu bize kötüleyen. Pazartesinin geleceğini bilişimizdir bizi biraz da pazarı sevmekte engelleyen.

Geçtiğimiz Pazar akşamı yağmur damlalarının cama vururken çıkardığı ses eşliğinde oturdum mutfaktaki köşeme.

Bir elimde porselen fincanda adaçayı, bir elimde Türkan Şoray'ın "Sinemam ve Ben" kitabı. 

İçini karıştırdığımda birbirinden farklı resimler, bir birinden farklı film kareleri ve aslında kocaman bir hayat gördüm.

Değişen zaman, zamana inat değişmeyen zevkler, bin kere izlemekten bıkmayacağımız Yeşilçam filmleri, eskimeyen eskiler.

Selvi Boylum Al Yazmalım 'dan tutunda, Ediz Hun ile çevrilen Derbeder Ali gibi filmler. 

Ne çok şey kattılar Yeşilçam'a ve ne büyük bir haz verdi onları izlemek her zaman bana.

Dizilerin haftalardır anlatmakta zorlandığı şeyleri bir saatlik filmlerde izletti onlar. Öyle laflar ettiler ki bazen, bugün hala üzerine düşünmemek elde değil.

Öyle kırıklıklar, öyle mutlu sonlar yaşattılar ki, anımsamamak mümkün değil. 

Yeşilçam filmlerinin yayınlandığı kanalı hatırladım. Bir ara ne çok izler, ne çok not alırdım. O filmlerde tartışmanın en doruklarda olduğu anlarda bile ağızdan kötü söz çıkmazdı. 

Mutlaka vermek istediği bir mesaj vardı ve filmin sonunda o mesaj nedir diye düşünülmeden anlaşılırdı. Hatta öyle ki bazen biz yönetirdik o filmleri, siz yönetirdiniz. 

Sonunda ne olması gerektiğini düşünür, bulur ve kendiniz yazardınız.

Çünkü onlar bizdik, çünkü onlar sizdiniz.

Ne bir yabancılaşma, ne bir dejenerasyon yer almazdı içlerinde. Doğal ve tabii olurdu genellikle. 

Ve Türkan Şoray olmak her kadının taşıyamayacağı bir asalet, zerafet isterdi bence.

Kısa bir zaman önce duydum Süleymaniye'de her akşam saat; 21.00'de eski sinema ortamında "Yeşilçam Klasikleri"nin izlendiğini. Hani bir kilo çekirdeğin anlamadan bittiği, çocukların güle oynaya gidip babasının kucağında uyuyarak eve geldikleri filmleri. 

Kimin kendine ayıracağı bir kaç saat yok ki?

Mutlaka gidilmeli ve izlenmeli. 

Aslında o filmler bir tarih. Müziklerinden tutun da, kullandıkları eşyalara kadar olan herşey geçmişin izleri. 

İstanbul'da yaşayan herkesin izlemeye gidebileceği yerler, görebileceği güzellikler. 

Sahip çıkılası değerler, unutulmayacak güzellikler...

 

 
Toplam blog
: 670
: 1923
Kayıt tarihi
: 19.12.10
 
 

İstanbul doğumlu. Kuantum Yaşam Koçu. EFT, NLP, ETKİLİ İLETİŞİM, BEDEN DİLİ gibi bir çok konuda e..