Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ocak '12

 
Kategori
Kitap
 

Sultanlara kul olanlarla kullara sultan olanların hikayesi

Sultanlara kul olanlarla kullara sultan olanların hikayesi
 

Osmanlı İmparatorluğu'nun Batıda 'Muhteşem' olarak bilinen onuncu padişahı Kanuni Sultan Süleyman dönemini güzel bir anlatımla yansıtan bir eser ''Sinan'ın Mihrimah'ı''. Genel kanaat kitabın ismiyle içeriğinin özdeşleşmemiş olmasıdır. Çünkü içerikte Sinan ile Mihrimah'ın hikayesine beklenildiği gibi geniş yer verilmemiştir. Ayrıca yine kitabın ismine bakarak bir aşk romanı beklemek çok doğal, ancak içerikte aşktan ziyade aşk ve taht için yapılan entrikalara yer verilmiş. Olumsuz olarak son bir yorum da kitaptaki bazı cümlelerin anlaşılmaz ve çok uzun olmasını söylenebilir.

Eserin kapağı ve kapaktaki yazı çok güzel olmuş. Gerçekten kitabın içeriğini harika bir şekilde yansıtan bir cümle: ''Sultanlara kul olanlarla kullara sultan olanların hikayesi''. Eserde bu cümlenin geniş bir biçimde betimlemesini görmek mümkün. 

Eserde öyle cümleler kurulmuşki adeta büyüleniyor insan. Bu büyülü cümleler eserde kurulmuş bazı cümlelerdeki kusurları fazlasıyla örtüyor. Mesela şu cümle ölümle hayat arasındaki ilişkiyi çok güzel bir şekilde vurgulamaktadır: 'Ölüm hayatın zıttı değil, bir parçasıydı; tıpkı hayatın ölüm için var olması gibi, ölüm de hayat için vardı. Ölmek için yaşamanın gerekliliği bunun en somut deliliydi.'

İlk sayfalarda biraz sıkılabilirsiniz belki ama sayfalar ilerledikçe kitabı elinizden düşürmeyecek, yeni entrikalara heyecanla kendinizi kaptıracaksınız muhtemelen. Taht için yapılan mücadeleler, çevrilen tehlikeli oyunlar akıcı bir üslupla anlatılmış. 

Seven, sevmeye meyilli olan 'Muhibbi' , yani Kanuni Sultan Süleyman'ın yaşadığı ikilemler etkili cümlelerle kurgulanmıştır. Eserin bir bölümünde Kanuni için yapılan şu çıkarım oldukça dikkat çekicidir: 'Saltanat, Süleyman'ı Kanunileştiriyor, Muhibbi olmasına fırsat bırakmıyordu ki, hesapsız plansız iş görsün, kederini yasını gönlünce yaşasın.

Sultan Süleyman ile Hürrem'in kızı Mihrimah'ın yaşı ilerledikçe devlet yönetiminde etkin rol oynamaya başladığı eserin sonraki sayfalarında güzel bir anlatımla belirtilmektedir. Ayrıca Mihrimah Sultan'ın eşi Rüstem Paşa için söylenen bir şiir de eserde yer almaktadır:

     ''Olucak bir kişinin bahtı kavi talihi yar

       Biti dahi mahallinde anın işine yarar''

Bu şiirin günümüze aktarımı ise şöyledir: 'Bir kişinin bahtı açık olursa, üzerindeki bit dahi onun yükselmesine vesiledir.'

Kitapta bahsi geçen kişilerden biri de Pargalı İbrahim Paşa'dır. 1526'da Devlet-i Aliye başkentine getirilen ganimet arasında bulunan tunçtan yapılma Herkül, Apollon ve Diana heykellerini Atmeydanı'ndaki evi önüne diktiren Pargalı'nın halk nezdinde 'Frenk İbrahim' olarak anılması da öğrendiğim ilgi çekici bilgiler arasındadır.

Kanuni'nin şehzadeleri arasında yaşanan mücadeleler de etkili bir cümle kurgusuyla anlatılmıştır. Bu mücadeleler sırasında yaşanan yürek yakıcı bir hadise şöyle nakledilmiştir: ''Şehzade Bayezid'in yanındaki oğulları boğulmuş, geride yalnız küçük olduğu için bıraktığı oğlu kalmıştır. Sultan Süleyman ferman buyurdu, haremağasını bu işin halli için bir cellatla Bursa'ya yolladı. Küçük şehzadenin yanına giren cellat, kurbanının gülümsemesiyle oracıkta bayıldı. Çok vakit geçtiğini anlayan haremağası odaya girdi ve cellatı ayıltmadan, yay kirişiyle küçücük şehzadeyi öldürdü.''

Eserin orta sayfalarında Türk tarihinin bir paragraf halinde kısa ve özgün yorumlaması yapılmış, Atatürk'ün gelişi müjdelenmiştir. 

Sonuç olarak Sinan'ın Mihrimah'ı Osmanlı İmparatorluğu'nun Muhteşem Süleyman'ı döneminde yaşanan olayların, aşkların ve entrikaların bir arada yer aldığı ve güzel bir anlatımla okucuya sunulan ve bence okunması gereken ilgi çekici bir yapıt.

 
Toplam blog
: 13
: 1514
Kayıt tarihi
: 14.10.11
 
 

Ege Üniversitesi Tarih mezunu ..