- Kategori
- Magazin
Sümelanın Şifresi ,Temelin sinirine dokunuyor...Sinemamız, çıkmazda !..
Sümelanın Şifresi ...Oyuncu :Gizem Güven
Türk Sinemasında bir çöküş yaşanıyor...Anasını kızından ayıran: ''Para '' tezi ön plânda...
Herşey ,kısa sürede rekor yapması beklenen ''Gişeye '' endekslenmiş...
Sanat, beğeni, kalıcı izler, kalite,enternasyonallik ,evrensel baş yapıt kaygıları,hayalleri yok !..
Yeni filmlerle Türk Sinemasını da Yerli TV dizilerine çevirdiler...
Belden aşağı seviyesiz espriler,her fırsatta kadının çıplak bedeninin sergilenmesi...Ve özellikle bazı bölgelere ''Zoomlanması ''... (Yahşi Cazibe - Ay Büyürken Uyuyamam )
Yazarın kemiklerini, sızlatırcasına yanlış imgeler,kurgular...
Örneğin : Al Yazmalım'da , kamyon beklerken motorsikletin çıkagelmesi...:)
Reytingler tepetaklak olup düşünce, ''Çevir gazı yanmasın !..''.....Hooop diziyi yayından alıverin gitsin !..
Esra Erol'ün izdivaç proğramları ,daha gerçekçi...Hiç olmazsa roller ve amaçlar belli ...
Komşu dedikoduları,mahalle baskılarının abartısı...Ev halkının birbirini kapıda,bacada sürekli dinleyerek iki yüzlülüklerin zincirleme sıralanması...Baldız-bacanak-enişte -sevgili boynuzlamaları...
Sürekli ağlayan,birbirini horlayan insanlar...Modası geçmiş zengin -fukara aşkları...Yapay duruşlu ve donuk bakışlı oyuncular....Kısa replikler...Mayıl mayıl ,öküzün trene baktığı gibi bakan oyuncular...Araba,telefon,kafe reklamları...Sahne kaçırma ve kurnazlığıyla tasarlanmış ''Sık sık telefon muhabbetleri !..'' vs...vs...
İşte : ''Sümelanın Şifresi '' ortada...tam bir rezalet...Temeli çileden çıkaracak bir film...Üstelik Karadenizlilerin mizacıyla,terbiyesiyle uyuşmayacak cami,kıraathane,mahalle esprileri (?)
Yeter ki GİŞE olsun abi ...Halk anlamaz !...
'' Ay Büyürken Uyuyamam '' filmini daha önce yazmıştım... Erotik sahnelerle kurgulanmış tamamen ''duygusal (?) '' bir film...Daha filmin başında salonu terkeden ailelere tanık oldum...Kaliteli ,eğitici ,öğretici bir erotik film olsa haydi neyse diyeceksiniz !..
Sürekli aptalca tavırlar sergileyen insanlar...Bozuk ve tutarsız bir senaryo...Mahallede dar bir sokakla bir kaç kadının ,göğüsleriyle-kalçaları arasına sıkışmış erotizm...
...........
Neydi eski filmler ?..Çoğu Dünya markasıydı...
Tunç Başaran :Piyano Piyano Bacaksız, Kaçıklık Diploması, Sen de Gitme ve Abuzer Kadayıf
Şerif Gören : Abuk Sabuk Bir Film ve Amerikalı ...
Zeki Ökten: Güle Güle ve Gülüm...
Yavuz Turgul :Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni, Gölge Oyunu, Eşkiya ve Gönül Yarası
Ömer Kavur: Gizli Yüz, Akrebin Yolculuğu ve Karşılaşma
Türk Sinemasını tüm dünyada temsil eden yönetmenlerimiz vardı...
Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan, Derviş Zaim, Reha Erdem, Kutluğ Ataman, Yeşim Ustaoğlu, Fatih Akın ,Ferzan Özpetek vb.
. . . . . . .
1990’ların başından itaberen varlığından söz edilen yeni Türk sinemasının büyük oranda, “aidiyet krizi” ve “taşra kimliği” temaları etrafında biçimlenmiş olduğunu görülüyor.
Bu filmlere de: Tabutta Rövaşata, Masumiyet, Üçüncü Sayfa, Kasaba, Mayıs Sıkıntısı, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar, Vizontele, O da Beni Seviyor gibi örnekler verilebilir.
. . . . . . .
Türk Sineması, gişe korkusundan sıyrılıp halka dönmelidir...Doğal mizaçta ve evrensel olmalıdır...
Yukarıda adı geçen yönetmenleri saygıyla anıyor ve onlardan yeni ,kaliteli eserlere imza atacaklarını umuyorum...