Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sunay Akın Ankara'daydı !

Sunay Akın Ankara'daydı !
 

Bilgi Pınarı bir adam !


Ankara Akün Sahnesinde bir buçuk saatlik bir söz gösterisi...

Çok önemli şeylerden bahsetti, şaşırtan hikayeler, bildiğimizi zannedip bilmediklerimizin ne kadar çok olduğuna dikkat çekti.

Sunay Akın ayrıca sahne sempatisi olan da bir adam.

Bayraklara takmış, renk ve anlamlarını incelemiş çok faklı bilgilere ulaşmış,

Oyuncak Müzesiyle haklı olarak gurur duyuyor, ama alınan vergiyi gene çok haklı olarak çok buluyor.

Müzesi olan çok zengin üç isimden sonra bir de kendisi varmış Sabancılar, Eczacıbaşı ve adını hatırlamadığım bir diğeri içlerinde vergi elektrik ve su parası alınan tek kişi Sunay Akın.

Vurun abalıya, nedense ülkemizde üreten insanlara, bilgiye önem verip, paylaşanlara yapılan zulüm neredeyse gelenek halini aldı.

Müjdat Gezen'in çocukken hiç oyuncağı olmadığını, tahta oyuncak yapıp satarak hukuk okuyan Ömer adında bir yiğitin yanında çalıştığını.

Yeniçeri Ali'nin Lambah denilen Avusturya'nın bir köyünde, sızdığı için arkadaşları tarafından bir daha hatırlanmamak üzere bırakıldığı, başına gelenler, orada ölmesi heykeli olması, Sunay Akın Lambah'a sık gider, ziyaret edermiş Ali'yi ...

Aslında anlattıklarını detay olarak hatırlamıyorum ama aklımda kalan bilimin ışığında ilerlememiz gerektiği, öğrenmenin, öğrendiklerimizi   paylaşmanın önemini dile getirdiği  tatlı diliyle...

Mehmet Ali Paşanın öksüz bir Alman çocuğu olduğu, Kız kulesine yüzerek geldiği, o dönemde Kız Kulesinin cüzzam hastalarına barınak olduğunu, öksüzler Yurdundan çarşafları sararak kaçıp, bir gemiyle Türkiye'ye geldiğinde padişahın onu evlat edindiğini, Berlin'e gittiğinde o kaçtığı pencerenin önünde hayatının filim şeridi gibi geçtiğini,  torununda  Nazım Hikmet olduğunu zevkle dinledik.

Gösteri mükemmeldi  son sözlere gelinceye kadar:

Son sözlerinde Sunay Akın'a değil hiçbir erkeğe yakıştıramam.

Dedi ki: "Bir adam var genellikle ben herkesi severim, lakin biri var ki akıl almaz, zırt pırt adama;

- "oooooo bayağı iyi kazanıyorsun, ne yapıyorsun paraları bakalım?" diye yorumlar yaparmış, ne kazanması, ne parası deyince de "sen onu benim külahıma anlat " diyormuş.

Sunay Akın'da "Karıya kıza yedirmiyorum ya, müzeye harcıyorum paraları demiş....

Demiş de demesine şu "Karıya kıza muhabbeti artık bitmeli çok ayıp bir yorum bu, para yediriyorsan karşılığını da alıyorsundur. 

Hayatım boyunca sırf bana böyle bir söz gelmesini istemediğim için hep ödemeleri ben yapmışımdır. Beni davet eden insanların hesapların, benden yüz kat fazla bütçeye sahip olanların bile hesabını hep ben ödemişimdir. Yeterki "karıya kıza para yedirdik" denilmesin diye!

Son sözün dışında, Sunay Akın'a on üzerinden 9,75 veriyor, son sözü için eğer incittiysek bilmeden, affola dedi. Ben eminim ki öyle demek istemedi. Çünkü haysiyetli  ve geleneksel bir erkek davet ettiği kadına yemek ya da içtiklerinin parasını ödetmez, Denge önemlidir kimsenin kimseye yük olması doğru değildir ama hiçbir kadın "Erkeğe, oğlana para yedirdim" demez,  yok böyle  bir şey...

Lutfen artık kadına kıza  demeyelim, biz insanız. İnsana insan olmak yaraşır, davet eden parayı öder, bir daha ki sefere de kadın öder, adaletli ve dengeli olmalıyız, eğer para verilmişse bu da öyle öküz  gibi ulu orta söylenmez, Karıya kıza mı harcadım, kültüre harcadım, o karı kıza ödediğiniz paranın karşılığını da alırsınız ve "ödemeler tamamlanmıştır, daha ne konuşursunuz böyle yahu!

Bu arada "Let's go dutch" yani herkes kendi parasını ödesin, belki de en iyi çözüm!!!

Sunay Akın'ı Ankara'ya bekleriz, çünkü biz onu sevdik, bilimin ışığında, karı kıza dikkat ederek ilerlemeli...

 
Toplam blog
: 258
: 2037
Kayıt tarihi
: 09.11.06
 
 

Ben İngilizce öğretmenliği yapan yurdum insanıyım. Yalnız öğrencilerim yetişkin arkadaşlar. Devlet m..