Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '14

 
Kategori
Mizah
 

Sünnetçi vitrini

Sünnetçi vitrini
 

Sünnetçi vitrininde neler bulunur?


En bilindik fıkralardandır, adamın birisi sünnetçinin vitrinine konulmuş saati görünce dayanamayıp içeri girip sormuş,

- Kardeşim sünnetçi vitrininde saatin ne işi var?

Sünnetçinin yanıtı ise bu kısa fıkranın can alıcı noktasıdır,

''Peki sence oraya ne koymalıydım?...''

Bu fıkrayı ilk duyduğum anda da sonraki tekrarlarında da hep düşünmüşümdür, ''Sünnetçi vitrini olur mu?''

Sırf fıkra olsun da birileri gülsün diye uydurulmuş bir şey olduğuna karar vermiştim ancak geçen gün elime geçen bir fotoğrafa dikkatlice baktığımda yanıldığımı anladım. Olurmuş. Evet evet sünnetçi vitrini de varmış.

Sünnetçiler ile ilgili haberler ve sünnet fıkraları toplumumuzda her zaman ilgi çekmiştir.

En tanınan sünnetçi rahmetli Kemal Özkan olarak bilinse de, 1920 yılında Milli Eğitim Bakanlığı ve 1921-1923 yılları arasında da İçişleri Bakanlığı yapan Dr. Rıza Nur, sünnet konusunda önce Padişah'a sunulup ardından da bir kısmı Almancaya çevrilen, ilk baskısı 1909 yılında yapılmış 'Yeni Usulü Hitan*'da fenni sünnetin usül ve adetlerini bilimsel boyutlarıyla anlatan bir kitap yazmış olduğundan, belki de toplumuzda ilk gerçek fenni sünnetçi unvanını hakeden kişi olmuştur.

Fotoğrafın arkasında hiçbir şey yazılı olmadığından fondaki sünnetçi ve vitrini ile, önde grup halinde duranların nasıl bir ilişki içerisinde olduklarını  kesin olarak bilebilmek olası değil.

Vitrindeki tabelada yazan ismin 'Hikmet Mahmut' olmasını dikkate alırsak, henüz daha 'Soyadı Kanunu' çıkmadan yani 1934 öncesi bir fotoğraf olduğunu düşünebiliriz fakat, öte taraftan objektife giren insanlarla ilgili bir karar vermek ise gerçekten de çok güç.

Hislerim bana bu kompozisyonun açıklamasının; son Avrupa seyahatinden aldığı fotoğraf makinesi ile oturduğu mahalledeki insanların fotoğraflarını çekme hevesi içerisinde olan, genç Cumhuriyetin genç bir zengininin, arkada görüneceğini aklına bile getirmediği için poz bile vermeden, sadece uzaktan meraklı bakışlarla neler olup bittiğine bakan esnaftan sünnetçinin ve vitrininin yansımasını tesadüfen tarihe kaydetmesi olabilir gibi geliyor.

Farkında olmadan tarih yazmak dedikleri işte bu olsa gerek.

İsterseniz sırf denemek için bile olsa bir girin bakın google'a, 'Sünnetçi vitrini' yazdığınızda, belki milyonlarca kez anlatılmış olan fıkrasına rağmen mevzu ile ilgili tek bir görsele dahi rastlayamazsınız.
İşte yukarıdaki bu fotoğraf anlattığım özelliği dolayısıyla konusunda tektir ve tarihe de kendi çapında iyi kötü tanıklık etmektedir.


http://imgim.com/5032incin9638424.jpg


* Sünnet etme

 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..