Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '09

 
Kategori
Futbol
 

Süper kupa Fenerbahçe'nin

Süper kupa Fenerbahçe'nin
 

Artık maç keyiflerimiz başlamıştı ya. Gerisini koyuver, rahvan gitsindi. Yaz, sıcak, nem, ter filan demeden hem de. Artık zaman futboldan haz alma zamanıydı ve o vesileyle kurulduğumuz ekran karşısında ahkam kesmeye başlayabilirdik…

Tam teçhizatlı olmasına rağmen aynı zamanda teçhizatını genelde evde unutması ile maruf elemanımız Seyfi ile birlikte eziyetten öte bir anlam taşımayan bu seyir zevkine bilmem başka bir isim mi bulmak gerekiyordu?

Seyfi: “Süper kupa ne abi?”

- Ya işte lig şampiyonu ile Türkiye Kupası şampiyonu arasında oynanan maçın galibine verilen kupa canım.

- E Türkiye kupasını da Beşiktaş aldı. Beşiktaş niye kendi kendine oynamıyor?

- Seyfi’ciğim, saçmalama. Kendi kendine nasıl oynasın.

- Ne bileyim, PAF takımıyla AS takımı oynar, olur biter.

- PAF olayı mazide kalan bir yaradır, deşmeyelim.

- Ona bakarsan Fenerbahçe de kaç yıldır Türkiye kupasını alamıyormuş

- Ya bırak bunları maçı izleyelim.


- Abi izleyelim de, niye yazın ortasında oynatıyorlar bu maçı. Yazık değil mi onlara. Bak kan-ter içinde hepsi. Hakikaten de kıpkırmızı.

- Yahu onlar hakem. Kırmızı forma giymişler sadece. Daha maç başlamadan terlemezler zaten.

- Olsun yine de bu sıcakta maç oynanmasına karşıyım ben abi.

- Ne var, sigara yasağına da karşıydın ama el-mahkum uyuyorsun şimdi. Kaç kere dedim, bırak şu zıkkımı diye.

- Tamam abi, geçelim o konuyu da :) Abi formaları nasıl buldun?

- Beşiktaşın ki gayet hoş, şık, hatta seksi olmuş.

- Burada RTÜK yok mu abi?

- Ne yapacaksın RTÜK’ü şimdi.

- Sen rahat rahat seksi filan diyorsun da…

- Evde yengen varken RTÜK’e ne hacet. Hem zaten izlediğimiz maç bayanlar voleybol maçı olsa o lafı etmezdim :)

- Hah maç başlıyor, ben soğuk sodalarımızı da getireyim…

***


- İlk yarıyı nasıl buldun abi?

- Aslına bakılırsa Beşiktaş daha hazır gibi göründü gözüme. Her iki takım da önemli pozisyonlar buldular. Fenerbahçe de Emre en iyi oynayanlardan birisi, Beşiktaşta da Ernst. Demek ki orta alan mücadelesi ağırlıklı bir maç izliyoruz.

- Abi Yusuf iyi değil gibi geldi bana da. Bu yılı zor tamamlar bu görüntüyle. Oldukça güçsüz ve kırılgan duruyor. Gereksiz yere kart gördü. Sanki eski gücünde değil gibi.

- E tabi yaş belli bir seviyeye geldi haliyle. Olacak o kadar. Bana kalsa Yusufla değil de doğrudan Holosko ile ya da Nihatla başlardım. Ama Denizli öyle takdir etmiş.

- Bence Fenerbahçe’nin yeni oyuncularında da iş var abi. Sol bek olanı gözüm pek tuttu.

***

- Bak abi, hakemler karalar giyinmiş ikinci yarıda…

- Heh-heh-heee… Sen maçı izlerken şaşırmayasın diyedir.


- İkinci yarıya Beşiktaş hızlı başladı abi.

- Evet bariz bir üstünlük kuruyor gibi oldular. Ama bu tip maçlarda her an her şey olur, neticede ikisi de büyük takım.

- Penaltı verdi hakem.!.

- Elini tenis raketi gibi oraya sokarsan verir tabi.

- Fenerbahçe artık rahatladı, ne de olsa 1-0 öne geçti.

- Tabi, Beşiktaşın o baskısından da eser kalmadı artık, biraz da şaşkınlaştılar. Değişikliklerde geç kalındı.

- Artık güle oynaya ikinci gol de geldi. Fenerbahçe yeni sezona kupayla başlamış oldu.

- Daum’un taktisyenliği Denizli’yi yendi diyelim. Tabi futbolcu boyutunda da irdelenmesi gereken şeyler de var ama şimdi baymayayım seni. Dolapta dondurma vardı, çıkar da yiyelim.

- Çok abur-cubur yiyorsun abi bu aralar.

- E kolay değil, 90 dakika maç izledik, baya kalori yaktık.

- Abi bişey daha soracaktım.

- Sor.

- Maçın uzatma dakikası verilirken –ekranda yani- bir de reklam sokuşturmuşlar. Geciktirici sprey yazıyordu. O ne abi?

- Adı üstünde işte, niye bana soruyorsun Seyfi?

- Neyi geciktirecek anlamadım, maç bitti, gecikecek bişey kalmadı.

- Ya bırak.!. Sen dondurmayı al gel. Alla-alla…


Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..