Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '15

 
Kategori
Felsefe
 

Süperegodan, egomanyaklığa...

Süperegodan, egomanyaklığa...
 

Karikatür: Mehmet Tevlim


 

      “Ben” en sık kullandığımız kavramlardan biri…

Benim, benimki, kendim, kendimin kavramları da “ben”den türeyen kavramlardır…

“Ben” dediğimiz şey gerçekten bizim kimliğimiz midir?

“Ben” kendimizi nesnelerle tanımlama, nesnelere benlik duygusu katan bir şey midir?

Benim annem, benim ülkem, benim dinim, benim mesleğim, benim arabam gibi…

Ben, hep kendini sevmenin diğer bir adı mıdır?  Narsisizm gibi…(kişinin kendisine duyduğu aşırı sevgi) Yoksa var olmanın dayanılmaz hafifliği midir?

Hep soru soruyorum ama bu sorulara yanıt ver(e)miyorum… Bu sorulara yanıt vermek o kadar kolay değil de onun için…

Yunus Emre’nin dediği gibi:

Beni bende deme bende değilim
Bir ben vardır bende benden içeri

     “Ben” ego kavramından türer. Öteki “ben”in diğer adı da “ego”dur. Ben ile ego iç içedir ve birbirlerini hep beslerler… Ben egodur da diyebiliriz…

Ego seviyeleri de bir ölçüde kişilikleri ortaya çıkarır…

Freud’un geliştirdiği yapısal kişilik kuramına göre, kişiliğin yapısı “id”, “ego”, ve “süperego”dan oluşuyor…

İd(alt ben) kalıtımla gelir yani doğuştan vardır. İçsel dürtülerdir. Yeme, içme, cinsellik, saldırganlık gibi dürtüsel kalıpları içerir. Yeni doğan bebek tamamıyla id’in isteklerine göre hareket eder. Tüm bunlar bilinçli değil, bilinç dışıdır…

“Ego” ise, kişiliğin düzenleyici, denge sağlayıcı bir bileşenidir. Egonun gelişmesiyle birlikte isteklerinin ne denli doğru veya zararlı olabileceğini çocuğa haber verir… Ego id’in isteklerine gerçekçi bir doyum sağlamaya çalışır, dış dünyanın koşullarını ve durumlarını algılayarak dengelemeye çalışır.

Süperego(üst ben) ise, kişiliğin ahlaki ve yargısal yönünü oluşturur. Süperego, ideal ve kusursuz olma ilkesine göre çalışır…

Freud’a göre; Ego, id ile süperego arasında dengeyi sağlayarak, uyumlu, sağlıklı bir kişilik ortaya çıkarmaya çalışır. Egonun dengeyi sağlayamadığı durumda ise id veya süperego baskın olacaktır ve ortaya sağlıksız bir kişilik çıkabilecektir.

İd’i yani alt beni egemen olan insanlar ilkel ve iradesizdirler ve topluma zarar veren bir kişiliğe sahiptirler… Süperegosu yani üst beni güçlü olan insanlar ise; kuralcı, günahçı, baskıcı, despot, yasakçı bir anlayışla kişiye soluk aldırmayan bir kişiliğe sahiptirler…

Kısacası “ben” (ego) dengeyi kurmuşsa sorun yoktur ve sağlıklı bir kişilik var demektir…

Diktatörler, süperegoya sahip egomanyaklardır. Bunun en büyük örneği de A. Hitler’dir. Günümüzde ne yazık ki süperegodan egomanyaklığa geçerek ve diktatörlüğe özenen sözde liderlerle doludur. İnsanların mutsuzluğu da zaten hep bu yüzdendir…

     “Benleri” karıştırdım ama yine de biraz daha “ben” demeye devam edelim…

Gerçekte, egomanyakları egomanyak yapan da; bizdeki “ben”midir…

Atın içinizdeki tüm giydirilmiş, şişirilmiş, şımartılmış, kuşatılmış benleri demek kolay ama bu nasıl olacak… Hz. İsa “kendinizi inkâr edin” demekle bunu mu demek istemişti. Arının  (temizlenin) mi demişti?

“Ben”lerden sıyrılmaya çalışıyorum ama bu sefer de benim içimdeki “ben” çok güzel bir yazı yaz da herkes okusun ve beğensin diyor…Ben de beni okuyanların yüzündeki beni göreyim diyor.. Doğrusu ben de içimdeki benle bir türlü başa çıkamıyorum… Bendeki “ben”i ben yapan şey nedir? Bu soruya C.H. Cooley “Ayna bellek” ile yanıt veriyor. Cooley’e göre: “Birey diğer insanların kendine yönelik davranışlarını bir çeşit ayna olarak kullanıyor. Bu ayna, bireyin imgesini yansıtmaktadır. Birey kendi benliğini, başkalarının ona ilişkin tavırları, eylemleri, tepkileri temelinde algılama süreci olarak tanımlamaktadır. Ben diğer kişi tarafından nasıl görülmekteyim. Kendi görünüşümle ilgili diğerlerinin tepkileri nelerdir. Tüm bunların sonucunda hissettiğim nedir.( utanma, gururlanma gibi…)

O halde:

Beni ben yapan, sendeki ben...

Seni sen yapan, bendeki sen...

Tuttuğun aynada var olan ben...

Tuttuğum aynada var olan sen...

O halde; aynasıyız birbirimizin…

***

     Süper egoları, egomanyak yapan bir ölçüde de biz oluyoruz galiba… Egomanyaklıklarını alkışlıyoruz, destek veriyoruz, egomanyak da bizi aynası gibi görüyor ve iyice egomanyaklaşıyor… Bunun neticesinde de güç zehirlenmesine yakalanıyor ve tüm insanlığa zarar veriyor… Egomanyak ve egomanyak adaylarına ayna tutarken veya aynası olurken dikkatli olmalıyız…

A. Hitler’e ayna tutarak, alkışlayarak büyük bir egomanyak yaratanlar netice de en büyük zararı kendileri gördüler…

Tanrı, tüm ülkeleri ve Dünyamızı egomanyaklardan korusun…

Neyse egomu fazla şişirmeden, görüşmek üzere…

 

Erdoğan Şahin

 

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..