Şüphe!

Dun, bir TV programinda, Afganistan'da elinini kaybeden bir asker vardi. Yanlarina dusen el bombasini geri firlatmak isterken bomba elinde patlamis. Sag eli parcalanmis... Olayi tum acikligi ile anlatti. Anlattiklarina inandim. Gulumseyip, gectim...

***

Bugun; Diyarbakir'da sehit olan Mehmetciklerimizi de el bombasi ile cikan yanginda kaybetttigimiz aciklandi...

Sizin, benim gibi (Benim gibi de...) vatandaslarin aklina yatmayan bir is!

- Bu ne bicim el bombasi? Nasil bir sey ki, atildigi yeri kavuruyor? Ormani yakiyor? 13 Mehmetcigin canini aliyor?

Şüphe etmek hepimizin hakki. Hele hele geride kalan sehit yakinlarinin...

Genelkurmay'in aciklamalari bize hep kisa, donuk, yetersiz geliyor! Daha cok bilgi istiyoruz? Aslinda; bu aciklama, bilgilendirme islemini biraz da savcilarimiz ustlenseler?

Olay nasil olmus? Hangi silahlar kullanilmis? Yangin nasil cikmis? Yangindan neden kacilmamis? Neden sehit ve yarali miktari bu kadar fazla?...

***

Ikinci Dunya Savasi'ndan sonra omuzlardan atilan roket atarlar -aslinda; bomba atarlar- cok kullanilmaya basladi. Bunlar; ozellikle Gayri Nizami Harp unsurlarinin (Afganistan da, Mujahaddinlar, Tamil Savascilari, Somaliler, PJAK, PKK... ) tercih ettikleri silahlar oldular.

Bazilari var ki; 1100 metreye kadar etkili olarak atilabiliyor. Ucus mesafesi 4.5 saniye. Ucus suresi bittiginde kendi kendine patliyor. Nisancinin yaninda 2, yardimcisinin da 3 adet tasidigini dusunurseniz, 10 kisilik bir gurup icin cok etkili bir ates gucu...

Diyelim ki; 20 terorist, ayni silahlarla, ayni hedefi ates altina aliyorlar. 2-3 dakika icerisinde, o bolgeye 50 adet kadar bomba atmalari mumkun. Eger bunlar; personele yonelik olarak yapilmissa (?) -parca tesirli, yangin cikarici...- hedef aldiginiz bolgeyi cehenneme ceviriyorsunuz!

***

Artik, silah sistemlerinden soz ederken;

- " BU KADARI DA MUMKUN DEGIL!... " deme luksumuz yok!

Nasil bir silah sistemi hayal ediyorsaniz, o sisteme sahip olabilirsiniz! Yeter ki; alabilecek maddi gucunuz olsun.

***

Şüphe etmek hepimizin hakki!

Şüphelerimizi gidermek de; yetkililerin gorevi...

Gecikmeden!...