Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '10

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Şüpheli akıl, kısayollar ve eşeklik

Şüpheli akıl, kısayollar ve eşeklik
 

Kaynak: Web


“Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır." Bu kısacık ifadeyi okuduğunuzda zihninizde neler canlandı?  

 

Benim zihnimde, bilemiyorum sizinkiyle ne kadar örtüşüyor ama, bir sınıf canlandı. Sınıfta öğrenciler arasında bir soruyu yanıtlamak için öne atılanlar hangileri olurlar diye düşündüm şöyle bir kaç dakika...  

 

Şüphe bilgiden doğar. Şüphe, bir deneyim ve bir yargı barındırır ardında, olumlu ya da olumsuz. Oysa ki cehalet arınmıştır tüm kuşkulardan, özgürdür. Tıpkı ilk adımlarını atan bir çocuk gibi. Adımını atar, sendeler belki ama kalkar yeniden adımlar coşkuyla. Aslında gerçek öğrenme bu keşifte gizlidir. Gişirimcilik de bir nevi bu keşfin ürünüdür.  

 

Bir kentin sokaklarında yürüyorsunuz, aşina olduğunuz bir yolda ne kadar dikkatli olursunuz? Bir de düşünün ki hayatınızda ilk kez geçtiğiniz bir sokaktasınız ya da kötü bir deneyim yaşadığınız bir sokakta... Herhalde içlerinde en güzeli de sevdiğiniz ile yürüdüğünüz bir sokaktan geçmektir. Tüm kestirmeler en iyi bilinen yollardan geçer, bu kesin. Asıl kafa karıştıran, kısayollardan gitmenin neden bu kadar cazip olduğu... Belki de size ekstra enerji ve zaman kazandıracak, gizemli, çok daha keyifli başka bir yolu kaçırdığınız hissine kapılmaz mısınız hiç?  

 

İşte o özlü sözde geçen ve küstah olan “aptal” belki de o yolda kaybolacak, evet onun böyle bir riski var. Asıl trajik olan kısım, akıllı olanın kaybolmayacağının da bir garantisi yok. Tamamen istatistik ile hesap yapıp en iyi bilinen yollardan gitmek, ruhunuzu doyuracak maceralardan da vazgeçmek demek olmuyor mu bu durumda?  

 

Cahil cesareti olmasa pek çok kimse bugünün modern dünyasındaki yerlerinde olamazdı, bu tartışılmaz. Ancak büyük katarları da hesapsız kitapsız bir cahile teslim etmezler. Tıpkı şu sözle ifade edildiği gibi: “Devede de boy var ama eşek çekiyor.” Neden öyle derler bilir misiniz, çünkü eşek sürekli temiz yere bastığı ve yüzmesini bilmediğinden, dibini görmediği suya girmezmiş. Develer dolusu yük, yüzmesini bilen bir hayvana çektirildiğinde ve öndeki hayvan derin sulara girdiğinde deve de onu takip edeceğinden, hem sırtındaki yükler ıslanır hem de deve boğulurmuş. İşte bu sebepten dolayı da deveyi, eşeğe çektirirlermiş.  

 

Diyebiliriz ki, işlerinizin kendinden emin bir şekilde ilerlemesi için siz siz olun kervanınızı bir eşeğe teslim edin. Aksi halde, eğer kervanı bir at çekerse, o zaman bütün yükünüz bir anda suya batacak demektir. Çünkü, laf aramızda, atlar develerin yüzemeyeceğini bilmez.  

 

Sağlıcakla kalınız.  

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..