Süpürün, süpürelim......

Nedir bu insanların, "psikolog kapısını çalmak üzereyim" durumları? Şu yaşanası güzel, hayatta kalınacak 1 dakikası bile ömre bedel dünyada, nedir bu kavgalar?İki yüzlülükler?

Artık"güvendiğim dağlara karlar mı yağdı?"şarkı olmaktan çıkıp, gerçek hayatta yaşanan dramlara sahne oldu.

Trafikte, "SENİ BEN GEÇERİM, EĞER SEN GEÇERSEN SENİ EZERİM"zigzagları, TV'de "EN GÜZEL BENİM, BENDEN GÜZELİ YOK, VARSA ONU PAMUK PRENSES YAPARIM"söylemleri, "YA BENİMSİN, YA DA TOPRAĞIN"lafıyla aşk mesajları, evde çorbanın tuzu, maçın kaçan golleri , havada uçuşan tabak çanaklar, odalarına kaçan çocuklar......

Daha saysak sonu gelmeyecek dramlar....
Hangisine dur desek ki?Ardı arkası kesilmiyor.
BİR TATLI HUZUR?O da ne?Varlığını derken adını unuttuk.Sihirli bir değneğim olsa ne güzel olurdu.Karanlığı bir dokunuşla toz pembeye dönüştürsem.Acaba ne kadar sürer?Saat gece yarısı 24.00'i vurunca balkabağı ortaya çıkınca, masal bitti mi deriz?

Masallarımız bile değişti.Bir varmış, bir yokmuş ile başlarken, gökten 3 elma kime düşecek diye merakla beklerken, şimdi, kim, kim vurduya gitti, töre, mafya, trafik ve maganda gibi canavar çeşitleri ile büyüyor çocuklarımız. Sonra onların geleceğine bakarken, adam olacak çocuk görüyoruz.Çok şey beklemiyor muyuz çocuklarımızdan?
Derler ya herkes kendi kapısının önünü süpürse.....
Haydi alalım süpürgeleri elimize.Kendi kapımız bitti mi?Haydi komşumuzun kapısını süpürün, süpürelim......
Hani benim pembe panjurlu evim?