Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '10

 
Kategori
Deneme
 

Sürdürmek ya da sürdürememek; bütün mesele bu olabilir mi?

Sürdürmek ya da sürdürememek; bütün mesele bu olabilir mi? Son günlerde kendimi iki eylem arasındaki korelasyon miktarını düşünürken buluyorum. Bilimsel bir açıklama ya da tüm zamanların en önemli buluşu peşinde değilim. İşin özü insanlık için hiç ama hiçbir şey ifade etmeyen, benim içinse bana dair bir keşif bu! Sözünü ettiğim iki eylem; istemek ve istenilen her neyse onunla sürdürülebilir bir ilişki kurmak. Peki bu noktaya nerden geldim.

Yazının bu kısmında geri dönüşlerle içeriği biraz daha zenginleştirmek isterdim ama elimden gelen bu! Kariyerim, altıncı yılın sonunda beni ufak ufak köşeye sıkıştırmaya başladığında potansiyelim nerde ne işe yarar diye düşünmeye başladım. Biraz ilgi, biraz beceri taraması sonunda eksik olanın bilgi olduğuna karar verip işi gücü bırakıp uygun bir programa kayıt oldum.

Ne yalan söyleyeyim iş hayatından sonra tekrar okula başlamak, sınıf arkadaşlarımın pek çoğunun benden epeyce küçük olduğunu ve zaman zaman bana “abla” deme isteğini saymazsak, çok keyifli geldi. Fakat ne yazık ki bu durum fazla sürmedi, zira altı ay kadar sonra iyi saatte olsunlar geldi! Çünkü tam da o sıralar “alışmış kudurmuştan beterdir”in tam olarak ne olduğu bünyeme derinlemesine nüfuz etti. Çalışmaya, koşturmaya alışmışsanız dinginlik, zaman bolluğu sinirlerinizi bozmaya başlar. Hatta bir süre sonra günlerden ne olduğunu hatırlamaz, koca gün ne yaptığınızı düşünürken cevabın koca bir hiç olduğunu görüp iyice çökersiniz. Çalışırken o kadar şeyi nasıl yaptığınızı, her şeye nasıl yetiştiğinizi hatırlayıp kendi kendinize hayret edersiniz. Bir de her an karşınıza çıkabilecek ne iş yapıyorsunuz sorusu vardır ki hepsinden daha sinir bozucudur. Sonunda büyük bir hevesle başlayan yolculuğunuzun pek de eğlenceli olmadığını ve şikayet ettiğiniz şeylerin aslında sizi ne kadar beslediğini fark edersiniz.

Hepimiz zaman zaman bir sürü şey isteyebiliriz. Bunlar çok iyi projelendirilmiş ve teoride fayda sağlayacakmış gibi görünebilir. Çok çekici ya da akıl çelici olabilir. Hatta insanda akıl falan bırakmayabilir. Ne var ki yapılacak en büyük hata tüm bunları isterken kendimizi hiç hesaba katmamak, esas kız ya da oğlanın kim olduğunu unutmaktır. Oysa önemli olan isteğimizin bizi mutlu edebilme gücüdür ki bu da istediğimiz şeyle aramızdaki ilişkiye bağlıdır. Yani birbirimizden ne beklediğimize... Yani bu işi sürdürüp sürdüremeyeceğimize... Kısacası sürdürülebilir bir ilişkiye!

 
Toplam blog
: 22
: 588
Kayıt tarihi
: 08.12.06
 
 

Sabun köpüğüne alerjili organizma! Ankara' nın en sert kışlarından birinde doğmuşum ki zaman ..