Sürece karşıyım çünkü-1

PKK ve Kürtçü Örgütlerin Türk Devletine ve Türk Milletine karşı açtığı savaşın bütün yönleriyle ortaya konulması gerekmektedir. Şimdiye kadar mesele sadece dış güçlerin tahrikleri, kışkırtmaları, Türk düşmanlığı gibi palavralarla izah edildiği için saf Türk Milleti de buna pekala kanmıştır. Yalanlar üzerine kurulu bir mesele Türkiye'nin yüzyıldır kanını emmiştir. Emmeye de devam edecektir.

Niçin karşı olduğumuzu izah etmek için bazı konulara öncelikle açıklık getirmek gerekiyor.

1-Kürt meselesinin temelinde Kürt Milliyetçiliği vardır. İngilizler, Kürt Milliyetçiliğini elimizle doğurttuk, ama o artık kendi kendine büyüyecektir demiştir. Tam da böyle olmuş, XIX. (On dokuz diye okunur) yüzyılın sonlarına doğru  Osmanlı topraklarında (Irak Osmanlıydı unutmayın) İngilizlerin çabalarıyla ortaya çıkarılan Kürt Milliyetçiliği kendi kendine büyümüştür. Beslenme kaynağı bütünüyle bu topraklar olmuştur. Yok yok hemen "Ne mutlu Türküm diyene" dedik diye falan değil; o daha sonranın işidir. Daha öncesi vardır. Bakın izah ediyorum.

2-Kürtler Çanakkalede bizimleydi. Doğru. Araplar da, Boşnaklar da, Arnavutlar da, Çerkezler de, Almanlar da bizimleydi. Eğer Çanakkale savaşının tarihi mesela 1402 veya 1473 ya da ne bileyim 1683 olsaydı Sırplar da, Romenler (Eflak) de hatta Macarlar da bizimle olacaktı. Çünkü biz İMPARATORLUĞUZ. İmparatorluk da askerlerini her yerden toplar. Nimette de külfette de her kes eşittir. Yok öyle hemen zaferlere çökmek.

3-Durun hemen sorayım: Biz I.Dünya Savaşında can çekişirken Kürt ileri gelenlerinden Şerif Paşa neredeydi? Yoksa itilaf devletleriyle pazarlık halinde miydi? Deşelim mi bunları biraz...

4-Aklıma bir soru daha geldi: Ermeni Tehcir haritasına baktınız mı hiç? Ermeniler en çok nerede katledilmiş ve niye katledilmiş? Acaba bu sorunun cevabı Ermeniler ile Kürtlerin Osmanlı Devletinin yıkılacağını öngörüp  Doğu Anadolu'yu paylaşamamış olmaları; tehciri de fırsat sayıp BAZI Kürtlerin Ermeni temizliğine girişmiş olması olabilir mi?

5-I.Dünya Savaşından sonra Bogos Nubar ile Şerif Paşa hiç bir şey olmamış gibi bütün günahı Osmanlı Devleti'ne yıkarak Doğu Anadolu'yu paylaşmadılar mı? Sevr haritasına ve hatta Sevr tutanaklarına bakınız:

KÜRDİSTAN

MADDE 62.

Fırat’ın doğusunda, ileride saptanacak Ermenistan’ın güney sınırının güneyinde ve 27. Maddenin II/2. ve 3. fıkralarındaki tanıma uygun olarak saptanan Suriye ve Irak ile Türkiye sınırının kuzeyinde, Kürtlerin sayıca üstün bulunduğu bölgelerin yerel özerkliğini, işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulmasından başlayarak altı ay içinde, İstanbul’da toplanan ve İngiliz, Fransız ve İtalyan Hükümetlerinden herbirinin atadığı üç üyeden oluşan bir Komisyon hazırlayacaktır. Herhangi bir sorun üzerinde oybirliği oluşamazsa, bu sorun, Komisyon üyelerince, bağlı oldukları Hükümetlerine götürülecektir. Bu plân, Süryani-Geldaniler40 ile, bu bölgelerin içindeki öteki etnik ve dinsel azınlıkların korunmasına ilişkin tam güvenceler de kapsayacaktır; bu amaçla, İngiliz, Fransız, İtalyan, İran’lı ve Kürt temsilcilerden oluşan bir Komisyon incelemelerde bulunmak ve işbu Andlaşma uyarınca, Türkiye sınırının İran sınırı ile birleşmesi durumlarında, Türkiye sınırında yapılması gerekebilecek düzeltmeleri kararlaştırmak üzere bu yerleri ziyaret edecektir. (Suriye Irak gibi tanımlamalara kanmayın o tarihte o topraklar henüz Osmanlı toprağıydı)

MADDE 64.

İşbu Andlaşmanın yürürlüğe konuşundan bir yıl sonra, 62. Maddede belirtilen bölgelerdeki Kürtler, bu bölgelerdeki nüfusun çoğunluğunun Türkiye’den bağımsız olmak istediklerini kanıtlayarak Milletler Cemiyeti Konseyine başvururlarsa ve Konsey de bu nüfusun bu bağımsızlığa yetenekli olduğu görüşüne varırsa ve bu bağımsızlığı onlara tanımayı Türkiye’ye  salık verirse, Türkiye, bu öğütlemeye [tavsiyeye] uymağı ve bu bölgeler üzerinde bütün haklarından ve sıfatlarından vazgeçmeği, şimdiden yükümlenir. Bu vazgeçmenin ayrıntıları Başlıca Müttefik Devletlerle Türkiye arasında yapılacak özel bir sözleşmeye konu olacaktır. Bu vazgeçme gerçekleşirse ve gerçekleşeceği zaman, Kürdistan’ın şimdiye dek Musul İlinde [Vilâyetinde]41 kalmış kesiminde oturan Kürtlerin, bu bağımsız Kürt Devletine kendi istekleriyle katılmalarına, Başlıca Müttefik Devletlerce hiçbir karşı çıkışta bulunulmayacaktır. (Büyük Kürdistan diye niye deniyor ve temeli nereye dayanıyor anlayın artık)

6-Sevr Antlaşmasının 62 ve 64. Maddeleri açıkça bir Kürdistan kurulmasını öngörmüşken BAZI Kürtler Milli Mücadeleyi niye destek versin ki? Vermemişlerdir zaten. Milli Mücadele esnasında Doğu'da çıkan isyanlara bakınız.

7-Şimdi sıkı durun, bazılarının dediği gibi Mustafa Kemal Kürtleri kandırmış mıdır? Peki ne diye kandırmış olabilir? Ben Batı'da canımla uğraşırken bari siz doğudan bölmeyin demiştir en fazla. Bunun karşılığında da sizi affedeyim demiştir. Olamaz mı? Olur hem de bal gibi olur ve olayın aslı da budur. Bunu gelecek yazımda izah edeyim.

Şimdilik bu yazdıklarım üzerinde düşününüz.