Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '15

 
Kategori
Kitap
 

Sürgünde bir aşk hikayesi

Sürgünde bir aşk hikayesi
 

Ateş Gecesi, Reşat Nuri'nin olgunluk dönemi eserlerinden. Yazarın 1942 yılında 53 yaşındayken yazdığı kitap, yayınlanan toplam on dokuz romanından kronolojik olarak on üçüncüsü.

 

Bir sürgün ve aşk etrafında örülen roman, henüz 17 yaşındaki Murat Kemal’in, büyük erkek kardeşlerinden kaynaklandığı izlenimi veren bazı nedenlerle bugünkü Muğla’nın Aydın sınırındaki Milas ilçesine sürgün edilmesiyle başlıyor.

 

Murat Kemal’in bir süre sonra makbul bir tekdüzelik kazanan günlük yaşamı, ilçe sakinleriyle olan ilişkileri ve sürgün hayatı, ilçe doktoru Selim Beyin kızkardeşi Afife’yle tanışması ve bazı tesadüfler sonucu yakınlaşmasıyla yeni bir boyut kazanıyor. Bundan sonrasını kitabı okuyacakların merakına bırakalım.

 

Romanda bir yandan sürgün psikolojisini izlerken, bir yandan da Osmanlı'nın son yıllarında Batı Anadolu'dan insan manzaraları bulmak mümkün. Bu kişiler bazen ilçenin kaymakamı olarak, bazen muhtarı olarak, bazen doktoru olarak karşımıza çıkıyor.

 

Tabii dönem itibariyle romandaki her bir karakter, Osmanlı'nın çoklu toplumsal yapısından yansımalar taşıyor. Hepsini gerçek hayatta görmek imkanı var.

 

Romanın arka planında, taşra hayatının günlük uğraşları etrafında ilçenin Türk, Rum ve Ermeni nüfusunun birbirleriyle olan etkileşimlerini ustaca veriyor yazar.

 

Daha birçok başka eserde anlatıldığı üzere, Milas toplumu da bir yandan ahenkli tek bir bütünken, bir yandan da aralarında kesin ama öylece kabullenilmiş olan ve kimsenin de görünüşte bir rahatsızlık duymadığı ayrımların bulunduğu bir insan topluluğu. Kitapta, bu uyumlu topluluğun farklı unsurlarının hayat görüşleri ve dünyaya bakışları ile birbirleri hakkındaki gayet doğal gelen yargılarına dair fikir edinmek mümkün.

 

Romanın başkişileri tüm yönleriyle öyle doğal ve güçlü resmedilmiş ki, kitabı okurken bu şahısların o anda gerçekten bir yerlerde yaşadıklarını düşünmeden edemiyor insan. Murat Kemal ve Afife, gerek karakter özellikleri, gerek içinde yaşadıkları toplumun kuralları çerçevesinde şekillenen davranış kalıpları, gerekse de duygusal tepkileri itibariyle kanlı canlı insanlar olarak dünyamıza giriyor.

 

Bilhassa, kitabın kadın kahramanı Afife, dönemin geçişleri, kadının toplumdaki yeri ve psikolojisi, arzuları, sınırları ve tabii ki dramına dair derin bir anlatım sunuyor. Afife, bu yönüyle çok geniş bir kitleyi temsil ediyor. Afife’nin hayatı, bir kadının hayatta tecrübe ettiği birçok farklı boyut hakkında çok geniş bir kesit sunuyor. Duygusal ihtiyaç ve istekleri ile toplumsal gereksinimler arasındaki sıkışmışlığın kapsamlı bir özetini veriyor.

 

Sıradan insanların hayatlarının büyük bir doğallıkla sergilendiği bu roman, Reşat Nuri’nin kuvvetli gözlemlerinin ve güçlü anlatımının doruk noktaya çıktığı önemli eserlerinden birini teşkil ediyor. 

 
Toplam blog
: 24
: 8110
Kayıt tarihi
: 27.07.08
 
 

Yazının icadından bu yana her insanın içinde bir parça da olsa var olduğuna inandığım yazma isteğimi..