Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '19

 
Kategori
Güncel
 

Suriye'de İsrail Zaferi

Birçok olay büyük olayların başlatıcısı gibi görünür. Birinci Dünya Savaşı öncesinde bahane gibi, normalde birçok olay olurken, biriken potansiyel açığa çıkarılır. Bu bir ocak gibi; çakmak gazı tutuşturur ve yanma olayı başlar. Çakmağın sadece olması, yanması başlı başına bir olay olsa da tüpün içine basılan sıkıştırılan gaza haksızlık etmiş oluruz. Suriye’de olayları başlatan olayın önemsiz olduğunu söylenemez. İnsan yaşamı kutsaldır ve asla kötü bir fiil yapmadıkça acımasızca cezalandırılması gerekmez. Ancak benzer olaylar muhtemelen yıllardır oluyordur. Bu arada olayın tezgâhlanıp tezgâhlanmadığını da bilmiyoruz. Nereden bilebiliriz ki?

1947 yılında Orta Doğu’da olan iki olaydan birincisi, İsrail’in kurulması ise ikincisi ise Suriye’den Fransızların gönderilmesiydi. Fransızlar denge siyasetinde şu anda Beşar Edad’ın bağlı olduğu dini cemaati tercih ettiği, azınlıklarla çoğunlukları kontrol etmeyi tercih etmişti. Bunun çeşitli nedenleri illa ki vardır. Ancak orada Türkmenlerle aynı birliği kursa veya kurmaya çalışsa doğal olarak bu tercih akıllıca olmazdı. Bu durum Suriye’de Türkmenlerin Türkiye ile ciddi birleşmeleri gibi bir sonuç doğururdu. Aynı şekilde sünni Arapları da tercih ettiği takdirde Irakla bileşmelerine mani olamazdı. Bu durumda mevcut yönetim ile anlaşılmak suretiyle Fransızlar açısından en akıllıca tercih yapılmış oldu. Bu sayede Abdullah Öcalan ve Türkiye aleyhinde çalışan ne kadar terörist grup varsa Suriye’de eğitim almalarının da doğal olarak sağlandığı söylenebilir. Birkaç kez Suriye ile çatışmanın eşiğine gelinmesi, Suriye konusunda Fransızların ne derece isabetli karar verdiklerinin bariz kanıtıdır. Suriye’nin bir yandan bizimle sorun yaşarken diğer yandan Golan Tepeleri sebebiyle İsrail’in karşısındaki en büyük rakiplerinden birisi olduğu herkesin malumu.

Suriye’de süren savaşlar, Türkiye’nin zararına olduğuna göre, Türkiye buradan kar elde edemeyeceği kesin olarak görüldüğüne göre, savaş aslında Suriye’yi bölme amacı taşıyordu. Neticede sınırlarda güçlü bir komşuya nazaran zayıf bir komşu iyidir anlayışıyla hareket edildi ise, Bu durum da gayet uluslararası ilişkiler ve stratejik derinliğe göre pekâlâ mantıklıdır. Burada Türkiye’nin İHA aracılığıyla ilişkilerinin bozulması Türkiye’nin İsrail’in hedeflerine yardım ettiği tezini çürütüyormuş gibi görünse de işin sonunda Suriye’deki İsrail amaçlarının gerçekleştiği kabul edilmelidir. Mizansen veya filmlerin, yaşlı gözlerin bizim gibi duygusal bir milleti çok etkilediği kesin. Kesin olan başka bir şey ise balıkların olta ile avlandığı. İsrail bu durmda balığa çıkmadan balina yakalamış, loto oynamadan büyük ikramiyeyi kazanmış oldu. Şans diye buna derler!

Yeşilçam filmlerinde aktörlerin, aktristlerin ağlamasıyla bir annenin veya babanın ağlaması arasındaki farkı anlamayıp, aynı derecede üzülen bir millet var ya o millete "Büyük Türk Milleti" denir.

Suriye’de tek bir can dahi feda etmeksizin en büyük zafer İsrail’indir. İsrail adına yapılan savaşın ortasına Çin ve Rusya’nın dâhil olması bölgedeki kaynaklardan doğal büyüklüğün hakkını kullanan diğer aktörler devreye girmiş bulunmaktadır.

Doğal kaynaklara ulaşmak onu işleyecek teknolojiye sahip olmayanlar için kandırmacadan başka bir şey değildir.

Türkiye Cumhuriyet’i İsrail’i ilk tanıyan devletlerden birisidir. Esasından Türk Devletlerinin Yahudilerle ortaklığı demek yanlış olur da koruyuculuğu bin yıldan fazla devam eden bir serüvendir.

Hazar’da Yahudileri himaye eden Türkler, onları Bizans’a karşı korumuş, başka bir ifadeyle, Bizans’tan kaçan Yahudiler Türklere sığındı.

İspanya’dan kaçan Yahudiler için Osmanlı donanma gönderdi. 1492 yılında fiilen biten Endülüs Emevi Devleti, bakiyeleri olan Yahudiler başta Selanik olmak üzere önemli şehirlere yerleştiler ve ticarette Rumlara en büyük rakip oluverdiler.

2. Dünya Savaşı esnasında Nazilerin elinden Yahudileri kurtarmak üzere seferber olan Avrupa’daki Türkiye Cumhuriyeti büyükelçileri önemli kurtarma operasyonlarına imza attılar ve onlar ki Türkiye Cumhuriyetinde üniversitelerin belkemiğini oluşturdular.

Şimdi de aslında Yahudi çıkarları için savaşan bir ülkeyiz, sadece bunun tersini söylemek oy getirdiği mevcut koşullara göre prim yaptırdığı için aslı zıddında saklı ama gerçek hep aynıdır. Değişmez, zaten bunu hemen her şekilde hafızaları taze olanlar, olayları taraf gözüyle değil de sebep sonuç, ne oldu, ne zaman oldu, neden, niçin gibi sınırsız sorulara mantıklı cevaplar verildiğinde aslında daha net sonuçlara ulaşılabilirdi. Daha sağlam cevaplar bulunabilirdi.

Aransaydı… 

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..