Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '12

 
Kategori
Dünya
 

Suriye’de yaşananlar Arap Baharı değil mezhep çatışmasıdır

Suriye’de yaşananlar Arap Baharı değil mezhep çatışmasıdır
 

Suriye kaynıyor ancak bu yaşananları Arap Baharı’ndan etkilenen muhaliflerin Esad’ın dikta yönetimine karşı isyanı olarak açıklamak konuyu oldukça basite indirgemektir.

Suriye üzerinden tam bir Sünni - Şii çatışması yaşanıyor, hatta buna etnik çatışmalar da dahil ancak kimse tam olarak “Suriye’de yaşananlar mezhep çatışmasıdır” demiyor.

Ancak muhaliflere veya Esad yönetimine birinci dereceden açık açık taraf olanlara bakınca çatışmaların gerçek mahiyeti olanca netliği ile ortaya çıkıyor. Bir yanda Şii İran ki Esad yönetiminin arkasında, diğer yanda Sünni Suudi Arabistan ise muhalifleri destekleyerek bölgedeki Şii etlisini kırmak amacını güdüyor.

ABD’nin bölgedeki gözü kulağı İsrail’in ise her ikisi de işine geliyor, yani Şiilerle Sünnilerin çatışması ve zaten diken üstünde ve her an patlamaya hazır olan bölgenin  daha da karışması.

Peki Türkiye bu çatışmanın neresinde? Türkiye’nin kafası karışık…Esad yönetimine kesin tavır koyar gibi görünse de her zamanki gibi ne tam doğulu ne de tam batılı olamadığımız için yine çevir kazı yanmasın politikası izleniyor. Belki de doğru olan budur ancak 30 yıldır çözülemeyen Kürt sorunumuzu göz önüne alırsak, bu sorunun hemen öte yakasındaki bir mezhep savaşının içine çekilmesinin, Türkiye’ye ne kadar ağır geleceği de aşikardır. Üstelik tam da komşularla sıfır problem politikasına adapte olmuşken.

Suriye’deki mezhep çatışmasının (bana göre ikincil derecede) diğer tarafları, büyük güçler… Rusya ve Çin ki Esad yönetimini destekliyor, ABD is muhalifleri tam olarak destekliyor görünmese de Esad yönetiminin değişmesinden yana. ABD, Ortadoğu haritasında halen çok etkili ancak Çin’in BM’deki gücü de yabana atılır cinsten değil.

Ortadoğu’da her karışıklığı emperyalist güçlerin marifeti bağlamında düşünme kolaycılığına kaçmadan önce, Suriye'de şu anda yaşanan veya tüm bölgede bundan sonra yaşanacak olası bir mezhep çatışmasının, emperyal güçlerin aslında işine gelmeyeceğini de görebilmek gerekiyor.

Mezhep çatışmaları neden emperyal güçlerin işine gelmez?

Çünkü şu teknoloji çağında dünya’nın haritası değişiyor, sınırlar gittikçe belirsizleşiyor, ulus devlet modeli kavramı yeniden yorumlanıyor ve bu kavram geçersizliğe doğru hızla yol alıyor.

Dünyanın sınırlarını belirleyen yegane unsur artık ne petrol, ne doğal gaz ne de altın. Dünyayı “ticaret” şekillendiriyor. Alıp, satabildiğiniz sürece var olabiliyorsunuz.

Şu anda petrolden çok daha önemli bir hammadde var ki o da “insan”. İnsan demek yeni ticaret odağı demek, yeni tüketim odağı demek.

Artık büyük güçler için silah satmak yetmiyor, zira özelikle para, teknoloji ve bilgi çağı ürünlerini pazarlayabilecek yeni alanlara ihtiyaç var. Bu anlamda ekonomi devlerini doyuracak yegane unsur da insandır.

Dünya haritası pürüssüz olmalı ki ticaretlerini döndürebilsinler. Bu anlamda yeni dünya düzenine göre Orta Doğu’daki çatışmalar emperyal güçlerin artık işine gelmiyor.

İşte Pakistan işte Irak…mezhep çatışmaları ve Amerika’nın müdahaleleri bu iki ülkeyi ne hale getirdi. Amerika’nın da karlı çıktığını söylemek mümkün mü?

Mezhep çatışmaları, Müslüman ülkelerin en önemli sorunudur, geri kalmışlıklarının nedenidir. Türkiye'nin ise bu konuda basiretli ve ketum olması gerekiyor. Üstelik Çorum, Kahramanmaraş ve Sivas olayları gibi mezhepsel kışkırtmalardan canı yanmış bir ülke olarak Suriye’deki mezhep çatışmalarının tarafı olması veya bulaşması bence doğru değil.

Üstelik 30 yıldır yaşanan Kürt sorununu çözeceğim deyip, daha çözememiş ve çözmeye de niyeti olmayan bir durumda iken, binlerce vatandaşını bu çözümsüzlük içinde yitirmişken, show yapmanın bir alemi yok!

 

 
Toplam blog
: 476
: 2331
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

Çok eskidendi ..