Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '17

 
Kategori
Sosyoloji
 

Suriye'de yeni perde: Return of Putin

Suriye'de yeni perde: Return of Putin
 

PKK'NIN SURİYE'Yİ VURMASI

Uzunca bir zamandan beri yazıyorum; takip edenler bilir. ABD ve beslemesi olan PKK Rusya'yı Türkiye'ye karşı kullanıyorlardı. Rusya da bir süre bu teröristlere destek vererek onları kendi tarafına çekebileceğine inanmış olmalı. Ancak hiçbir zaman öyle olmadığını ve asla olamayacağını defalarca yazdım.

PKK, ABD'nin çocuğudur. Onun emriyle kan döker. Bu kan Türk'ün, Arab'ın, Kürt'ün asla fark etmez. Hatta gerekirse Rusların da kanında banyo yapmaktan çekinmeyeceklerini defalarca kez yazdım. Basit bir ispatı kısa bir süre önce yaşandı.

ABD'nin emriyle Rus ordusuyla birlikte savaşan Suriye ordusunun uçağını düşürdüler. Yetti mi? Yetmedi, Rusya'yı tehdit ettiler. Bölgemize yaklaşan herkesi vururuz dediler.

Böylece hepimizin kafasındaki soruya cevap bulma zamanı da gelmiş oldu:

"Rusya kendisine kurşun sıkacağı belli olan PKK'lılarla iş yapmayı bırakmak için neyi bekliyor? Moskova'nın bombalanmasını mı?"

RUSYA'NIN MÜTTEFİKİNİ SEÇMESİ

İşte bu sanıyorum ki Rusya'nın nihayet Afrin, Menbiç ve hatta Moskova'da arka çıktıkları adamların eğer emir gelirse Rusya'yı falan dinlemeyeceklerini Putin'e gösterdi. Putin, karşısında ciddi bir devlet olan Türkiye ile birlikte sahaya girecek olursa Amerika'nın bütün katillerine karşı sahayı bu pisliklerden arındırabileceğini görmüş oldu.

PKK'lılar Rusya'ya savurdukları tehdidin ardından Rusya'nın Türkiye'nin yanına geçmesiyle birlikte PKK'nın "Bizi kurtarın size Afrin'de üs verelim" demeye başladılar. Bu salakça vaatleri Rusya için elbette ciddiyet arz etmedi. Afrin'de Türkiye'nin desteğiyle Rusya efsanevi büyüklükte bir üssü zaten kurabilir.

Neden kendi hakimiyet sahasında üç beş teröristin kendisine lütufta bulunmasını ciddiye alsın ki? Bunu ABD'nin katillerinin orta yerine kurmaktansa onları temizleyen ekiplerle birlikte kurmayı neden reddetsinler ki? Üstelik terörist denilen adamın mutlaka bir patronu vardır ve sonuçta hiçbir kurala kanuna bağlı değildir. Bu demek oluyor ki PKK bölgesinin içinde kurulacak bir Rus üssü her an sırtından kurşunlanabilir. 

Oysa Türkiye gibi ciddi bir devletin egemenlik sahası içinde bir üs kurulacak olursa burada tam bir kontrol sağlanır ve herhangi bir tehdit olması söz konusu değildir.

Putin, Amerika'nın teröristlerle devlet kurararak ülke işgal etme oyununa karşı devletle ittifak halinde meşru müdafaa kartını oynamaya karar vermiş görünüyor. Bölge tüm teröristlerden temizlenecek ve bölge gerçek sahipleri olan Suriye'lilere devredilirken Türk ve Rus askerleri Suriye devletiyle birlikte işgale girişen ABD ve teröristlerine gelecekte şu soruyu soracaktır:

Hangi hakla bölge insanının topraklarına el koyuyorsunuz? 

Peki diyebilirsiniz ki bu noktada ABD'nin eli armut mu toplayacak? Elbette hayır. ABD, ortalığı toz duman etmek için yine pis oyunlarından birini oynamayı deneyecektir. Öncelikle bu ittifakı dağıtmayı deneyecektir. Eş zamanlı olarak Türkiye veya İran'da büyük bir kaos çıkarmaya çalışacaktır.

Ancak ABD beklenmedik yerden vurmayı tercih edecektir. Herkes Türkiye'de bir suikast dalgasının başlamasını beklerken İran İsrail uçakları tarafından birden bire vurulabilir mesela. Veya bölgedeki ÖSO güçlerinin içindeki ABD ajanlarından birileri Rus güçlerine saldırmayı deneyebilir. 

Putin ve Erdoğan şüphesiz bu riskleri ve planları tahmin edecek zekada insanlar. Ancak kimse ikisinin de bu adi ve kirli oyunlara karşı bir b planlarının olmadığını söyleyemez. ABD her yere sokuşturduğu adamlarıyla ortalığı bulandırabilir ama ormanda orman kanunları işler.

AYI, BOZKURT VE KAPLAN, KARTAL VE ÇAKALA KARŞI

Ruslar kendilerine ne der bilirsiniz; ayı. Yani biraz kabadır ama bir pençe darbesi yeter. Geriye bir şey kalmaz.Türkler için de bozkurt dendiğini hepimiz biliriz. Eğer çok hızlı, çok seri ve çok zeki değilseniz sizden geriye bir şey bırakmaz. Yok eder.

ABD'liler ise kendilerini kartal olarak görürler. Yüksekten uçup düşmanlarının açıklarını bulup zayıf yönlerinden dalarlar. Ancak yerde bir ayı ve bir bozkurta karşı yapabilecekleri sınırlıdır. Bu yüzden yerde yürüyebilen bir müttefike ihtiyaç duyarlar. İşte bu müttefik de çakaldır. Ancak hiçbir çakal bir ayı ve bir bozkurtun karşısında şansa sahip değildir. Tek şansları tepelerinden sağı solu bombalayabilen bir kartaldır. 

Ancak ayı sahaya yeni iniyor. Bu kez yanında bir bozkurtla birlikte... Ve aslında henüz bahsedilmese de Suriye ordusu henüz olması gerektiği noktada, Türkiye ve Rusya birliğinin yanında değil. Onlar da kendilerine kaplan der biliyorsunuz. Bu üçünün karşısında bir çakal sürüsü ve tepelerinde uçan bir kartal var. Eğer birlik olurlarsa bir ülke kurtulabilir, tüm bu işgal ve acılar son bulabilir.

Tabi bu arada bir de İran var elbet. İran da kendisine aslan demekte. Aslanı anlatmaya gerek yok. Genelde pek hareketli sayılmazlar. Ancak pek yakınına ilişmemek gerekir. Sadece ayı ve bozkurtun arkasından dolananlara iki pençe atsa yeter. Gerisine zaten pek gerek yok...

Oyun yeni başlıyor...

 
Toplam blog
: 352
: 2915
Kayıt tarihi
: 05.06.10
 
 

Jack Amca, düşünsel dünyasındaki gelişmeleri dışa vurmak niyetiyle başladığı yazı yazma sevdasına..