Suriye'yi böldürmeyecekler... ABD ve Rusya neden böyle bir karar aldı?

ABD ve Rusya…

‘Bölücülüğe’ destek veriyorlar ama ‘bölünmeye karşılar’!

Bu, iki yüzlülük değil mi?

Hem nasıl oluyor bu ?

Şöyle:

İcraatlarıyla bölücülüğü desteklerken, söylemleriyle karşı çıkıyorlar.

Bugünkü (22 Ocak) Yeniçağ’da her ikisini kanıtlayan haberler alt alta verilmişti:

İlk haber, “Silopi’deki aramalarda, PKK’ya ait bir depoda, Amerikan yapımı, 250 bin dolar değerinde, gece de uçabilen, suya bile inebilen bir insansız hava aracı (İHA) bulunduğu”nu bildirirken;

Altındaki haber; “ABD-Rusya Suriye’nin bölünmesine karşı” başlığını taşıyordu. Bu habere göre, ABD ve Rusya, sadece Suriye’nin değil Irak ve Libya’nın bölünmesine de karşı olduklarını vurguluyorlar… Üstelik bu konuda da “son derece kararlı” olduklarının altını çiziyorlar.

Peki, bunu neden yapıyorlar?

Büyük devletler, terör örgütlerini kullanıyor… Hedef ülkeyi kontrol altında tutmak, o ülkedeki yönetimler üzerinde daha etkili olmak, politikalarını daha kolay dayatabilmek için o ülkedeki terörü destekliyorlar.

Ayrıca, başka terör örgütlerine karşı da kendilerine yakın gördükleri terör örgütlerini destekleyebiliyorlar. Misal; Suriye’de, PYD/YPG’yi hem ABD’nin, hem de Rusya’nın desteklediği bütün dünyanın malûmu!

Fakat terör örgütlerini ülkeyi bölecek kadar da güçlendirmiyorlar.

Çünkü devlet yönetimleri terör örgütleriyle uğraşmalı fakat ülkeler bölünmemeli!

Çünkü “bölünme” dünyadaki “kurulu nizamı” tehdit ediyor…

Bölünmenin birçok mahzuru var…

Bikere, hedef ülke ve onun bölgesi istikrarsızlaşıyor… Hedef ülke “çökebiliyor”! Büyük otorite boşluğu doğuyor… O boşluğu “kontrol dışı” terör örgütleri dolduruyor… Afganistan’da, Pakistan’da, Irak’ta, Suriye’de, başta Libya, pek çok Afrika ülkesinde olduğu gibi…

Öte yandan, bu “dünya düzeni iyi düzen”! Bu “düzen” bozulmamalı… Dünyada “belirsizlik” artmamalı… Her belirsizlik “medenî dünya”ya yeni tehditler demek! O tehditlerin nerede, kimi vuracağı hiç belli olmuyor!

En önemlisi; “devletlerin bölünmesi meşru hale gelmemeli”!

Uluslararası politikada “bölünme”, asla bir “yol”, bir “çözüm” şekli olarak görülmemeli… Eğer “bölünme” bir yol olursa, onun nerede duracağı, o yolun nereye çıkacağı hiç belli olmaz! “Büyük devletler”deki kimi “kesim”lerin aklına da kar suyu düşebilir… Rusya’da, Amerika’da, Çin’de, hatta Avrupa’da kimi kesimler,  “biz de isteriz” diye ayaklanabilir, yollara düşebilirler.

Onun için “bölünme” gündemden kalkmalı…

“Bölünme” kötü örnek oluşturmamalı!

Fiilen bölünmüş olanlar bile birleştirilmeli!

Bütün devletlerin “toprak bütünlüğü” sağlanmalı…

Ülkelerin “bütünlüğü” titizlikle korunmalı!

Dünya düzeni bunu gerektiriyor!

x   x   x

Türkiye ve Suriye’deki bölücülük!

Türkiye’de bir kesim Suriye’deki, başka bir kesim ise kendi ülkemizdeki bölücülerin “hedefe ulaşması”nı bekliyor…

Umuyor!

Manen veya maddeten destek olanlar var!

Derin uykudasınız!

Uyanın!

Şu, kırk parçaya bölünmüş, hatta bir bölümünde “devlet benzeri” bir yapı bile oluşturan Barzani “bölgesel yönetimi” olduğu halde, Irak’ın bölünmesine “kararlılıkla” karşı çıkan bir “büyük güçler” dünyası söz konusuyken…

Hatta bu güçler, “Libya’nın bölünmesi”ne bile karşıyken…

Suriye’nin, hele Türkiye gibi güçlü bir ülkenin bölünmesi söz konusu olabilir mi?

Dünyanın huzuru, ülkelerin kendi içinde birlik olmasından ve devletlerin “BM idealleri” temelinde “bütünleşmesi”nden geçiyor.

Bu ideallerin başında, “devletlerin toprak bütünlüğünün korunması” şartı var!