Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Suriyeli sığınmacılara sizi istemiyoruz diyemeyiz

Suriyeli sığınmacılara sizi istemiyoruz diyemeyiz
 

Belli kesimlerde dillendirilen “Suriyeli sığınmacıları istemiyoruz” şeklindeki hoş olmayan söylemler bizleri üzüyor. “Ülkemizden gitsinler, onları mı besleyeceğiz” sözleri eminim onlara da ulaşıyordur. Ve bu insanlar verdiğimiz bir lokma ekmek için buna katlanıyorlar. Ortada savaş var. Onlar da istemezdi bu duruma düşmeyi, evinden yurdundan olup ta buralarda sürünmeyi. Orada kalsalardı öleceklerdi; ne yapsınlar.

Elbette şöyle bir şey var, dün Irak, bugün Suriye, belki yarın İran; bulunduğumuz coğrafyada sorunlu komşularımız nedeniyle bitmeyen savaşlar yüzünden hem de yüz binlercesi kaçabilecekleri tek yer olan ülkemize sığınıyorlar. Ve zaten ekonomik sorunlarla boğuşan Türkiye bunlara aylarca bakmak zorunda kalıyor. Bugün sığınmacıların sayısı 200 bini aştı ve devletimiz ayda bir milyar lira harcıyormuş; düşünün artık.

Bu elbette ağır bir yük. Suriyeli sığınmacılar yalnız Türkiye’nin değil bütün dünyanın sorunu ve aslında bu yükü kaldırabilmesi için Türkiye’ye destek verilip yardım edilmeli. Çoluk çocuk kapına gelmiş insanları kovamazsın. Arkalarında bomba yağıyor, nereye gitsinler. Yalnız bu misafirlik uzun sürerse sığınmacıların iş verilerek çalıştırılmaları sürekli böyle kaldıramayacağımız yükün biraz olsun azalmasını sağlayabilir. Türkiye başkalarına yardım edebilecek durumda  değil. Zaten kendisi ekonomik zorluklarla boğuşuyor. Dünyalı dostlarımız da sağ olsunlar para yardımı yerine silah yolluyorlar. Memurların mesailerinin sığınmacılar nedeniyle kaldırıldığı söyleniyor.

“Ne işi var bunların ülkemizde. Hep bizi buluyorlar. Sorunları da hiç bitmiyor. Bugüne kadar Türkiye’de savaş oldu da insanlar bir ülkeye sığındı mı?” gibi hoşnutsuzluk ifadelerinde haklılık payı var şüphesiz. Yani bugün yılda neredeyse 6–7 milyar dolar. İşsizliğin korkunç boyutlarda olduğu ülkemizde bu parayla ne kadar yatırım yapılır ve iş imkânı sağlanırdı. Böyle sahipsiz bebeklere bakılır gibi sığınmacı beslenmesi olmaz; sığınmacılara mutlaka iş verilmeli, kendi ekmeklerini kazanmaları sağlanmalı.

Biz halk olarak misafir perveriz, yapımız böyle; kapımıza gelene git diyemeyiz. Ancak zaten var olan AKP’ye karşı muhalefet üzerinden Suriyeli sığınmacılara gösterilen tepkiler  hoş değil. AKP bu sığınmacılar üzerinden siyaset yapıyor, söylenildiği gibi sığınmacı maskesi altında Esat’a karşı terörist besliyorsa bu onun suçu. Ayrıca AKP’ nin sığınmacılara vatandaşlık verdiği ve seçimlerde kendi partisi lehine oy kullandırtacağı söyleniyor. Yine sığınmacıların sığınmacı gibi davranmadıkları çoğunun silahlı olduğu ve zorbaca davrandıkları ( ki bir polisimizi öldürdüler zaten) öte yandan Esat karşıtlarının mücadelelerinde haklı olamayabilecekleri, gerçi Esat’ın eli kanlı diktatör olduğu ama muhaliflerin de pek masum olmadıkları, bazılarının El Kaide militanı olduğu, kimyasal madde kullandıkları… İşte bütün bunlar elbette Türkiye halkının sığınmacılara karşı tavrını etkiliyor.

Malum daha önce de peşmergeler bize sığınmışlardı. Yani zaten terörün belini büktüğü ülkemiz bazılarının aptalca savaşlarının yükünü yüklenip faturasını ödemek zorunda bırakılıyor. Doğrusu bu biraz insaniyet sınırlarını aşıyor. Ama ne olursa olsun ben annesinin kucağındaki bir çocuğu bombaların altına yollayamam.

Ülkemizdeki sığınmacı sorunları biraz da AKP’nin yarattığı sorunlar. Bir yandan bu insanlara bakarken öte yandan onlardan siyasi çıkar sağlamaya çalışılıyor. Türkiye’yi terörist besleyen (bazılarının iddialarına göre) ülke konumuna düşürüyor. Ne demek sığınmacıların vatandaş yapılması,  ne demek silahlı dolaşmaları, oraya buraya saldırmaları, polis öldürmeleri… Ve muhalefet… Yani her gün yüzlerce kişinin öldüğü, insanların başına bombaların yağdığı cehennemden kaçıp sana sığınmış insana “Ülkemden git” demek nasıl bir insaniyet mantığı… Bırak AKP’yi onu biz biliyoruz zaten; ama hani siz insancıldınız… Akşamlara kadar barış türküleri söyleyip güvercin uçuruyordunuz… Çocukları bombaların altına yollamak mı sizin insanlığınız! Yazıklar olsun gerçekten! Hani şairleriniz özgürlük ve barış şiirleri yazıyorlardı. Hani Uğur Mumcularınız bu yolda öldü. Savaştan kaçmış bize sığınmış insanları AKP’yi yıpratmak için malzeme olarak kullanmanıza inanamıyorum gerçekten!

AKP’yi bu millet öğrenemedi… İnsanların acısını bile siyaset için kullanıyor. Sana ne Esat’tan! Esat kötü de karşısındakiler pek mi iyi! Sığınmacıların da bir şeyi bilmeleri lazım, burada misafirsin sen. Gelip benim ülkemde zorbalık yapıp polisimi öldüremezsin. Eli silahlı dolaşamazsın. Reyhanlı olayları ile de sığınmacılar arasında bağlantı kuruluyor. Noluyor, kumpasa mı geliyoruz!

AKP’nin bölgede liderlik (ağabeylik) saçmalığı yüzünden bilerek ya da bilmeyerek Türkiye’yi savaşa sürüklemeye çalıştığı, sığınmacıları gizli amaçlar için kullandığı, her şeyi halktan sakladığı, Esat’a kafa tutuşların aslında Suriye’nin mevcut durumundan yararlanıp bu ülkeye girilmeye çalışıldığı, bu konuda Amerika ile işbirliği içinde olunduğu… Bütün bunlar sanki oluyor gibi. 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..