Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '07

 
Kategori
Futbol
 

Sürmenaj Beşiktaş

Sürmenaj Beşiktaş
 

Turkcell Süper Lig’de perdeler kapanırken, Beşiktaş’ın eksiklerini altyapısından takviye ettiği takımıyla Kayserispor karşısında tutunamadığına tanık olduk. Esasında maçı özetlemek için Montaigne’in “Gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgâr fayda etmez.” cümlesi yeter de artar bile ancak biz yine de maça dair gözlemlerimizi aktarmaya çalışalım.

Her şeyden önce belli ki geçen hafta Şampiyonlar Ligi vizesinin alınmış olması siyah-beyazlı takımda şalterlerin normalden bir hafta önce inmesine sebep olmuş. Takımda sakat ve cezalıların çokluğu yanında bazı futbolcuların “Buluttan nem kaptım.”, “Terli terli soğuk su içmişim.” , “Küçüktüm, ufacıktım top oynadım acıktım.” tadındaki bahanelerle Kayseri’ye gelmeyişleri çok da önem arz etmeyen bu yenilginin baş mimarı oldu. Evet, belki bu yenilgi bir anlam taşımıyor ancak şimdiden söyleyelim bazı futbolcuların (Runje, Bobo, Delgado) sezon içinde takındığı bu tavır Beşiktaş açısından çok tehlikeli. Çünkü “takım oyunu” olarak nitelenen futbolda “takımdaşlık” duygusu zedelendi mi, isterseniz transfere 100 milyon dolar bütçe ayırın alacağınız maksimum derece üçüncülüktür ki, Faruk Süren’in deyimiyle üç büyükler için üçüncülük sonunculuktur. Yazının sonunda “Flaş... Flaş... Flaş...” koduyla dönmek üzere bu konuya şimdilik ara verelim ve maça geçelim.

Dörtlü defansın, çift ön liberonun, tek santrforun önemini kaybettiği, her hattıyla sürmenaj olmuş bir Beşiktaş izledik bu gece. Fenerbahçe ile sezon içinde girilen amansız rekabetin bu duruma etkisi olsa da benim görüşüme göre futbolcuları “N’olur bitsin artık şu lig” halet-i ruhiyesine sokan en önemli husus takımda “otorite” denen şeyin yavaş yavaş unutuluyor oluşu. İkinci yarının başlamasından itibaren Tigana ile yönetim arasında yaşanan ve 1962’deki Küba füze krizine rahmet okutan soğuk savaş, futbol şube sorumluluğuna getirilen Celal Kolot’un anlamsız otorite kurma manevraları, sezonun en önemli maçı öncesi teknik kadronun “Bana ne bana ne oynamıyorum.” mealindeki abuk beyanatları ve sanki sözleşmesine “İstanbul’dan başka şehirde futbol oynamaz.” maddesi koydurmuşçasına deplasmana gitmeyen futbolcular... İşte Beşiktaş’a yatak sardıran gelişmeler bunlar. Lig bittiğine göre rahatlıkla dile getirebiliriz, Beşiktaş ligi ikinci bitirip Türkiye Kupası’nı aldığına sevinmeli. Tabi gelecek sezon için hatalarının farkında olmak ve bu hatalarından dönmek kaydıyla...

Kayserispor önünde sahaya sürülen gençler kaleci Emre ve Aydın Karabulut ilk ciddi maçları olması itibariyle bocalar bir görüntü çizdiler ki, bu da gayet normal. Bir kalecinin gerçek vasıflarına ancak 30 yaş civarında kavuşabildiğini düşünecek olursak 17 yaşındaki genç kaleci için “pişmesi gerekli” tabirini kullanmamız yerinde olur. Ancak Emre hakkında gözümüze çarpan bir başka şey, bir kaleci için fazlaca “kalın” olduğu yönünde. Tıpkı Fenerbahçeli ağabeyi Volkan gibi... Genç Aydın ise benim şahsen geleceğe dair çokça umut beslediğim futbolculardan bir tanesi ve bugünkü maç da bu görüşlerimi değiştirmedi. Aydın’da üst seviye bir kanat oyuncusu olmak için gereken her şey var. Hızlı, kuvvetli, top tekniği ve orta becerisi yüksek... Geriye iki şey kalıyor. Birincisi Aydın’da ısrar edip 10 dakika da olsa sıkça şans vermek, ikincisi de Aydın’ın kafa olarak kendini hazırlaması.

Şimdi müsaadenizle bana göre sezonun kahramanı olan genç Serdar Kurtuluş için bir paragraf açmak istiyorum. Bu geceki maçta bile isteksiz, bıkkın ve yorgun takımının dinamosuydu Serdar... Sezon içinde onun yaptığı kilometreyi bir otomobil yapsa çoktan soluğu rektifiyede almıştı. Topu dikine oynama ve oyun kurmadaki eksiklerini de her geçen hafta kapatan bu genç yıldız, “on yıl sonranın Beşiktaş’ında efsane kaptan benim” diye bas bas bağırıyor haftalardır. Aldığı ücreti, primini, maç başını falan bilmem, ama eğer ben Beşiktaş yönetim kurulunda olsaydım ilk yapacağım şey bu çocuğa bu sezonki performansından dolayı bir ev ya da bir araba şeklinde özel bir prim vermek olurdu. Çünkü ödülün olmadığı yerde ceza da olmaz.

Gelelim Beşiktaş’taki flaş gelişmeye... Tüm hafta yapılan ikna çabalarına karşın Kayseri’ye gelmemekte direnen Runje ile iplerin koptuğu ve Hırvat kaleci ile yolların ayrılacağı kesin gibi. Kendisinden Kayseri’ye gelmesini isteyen Celal Kolot ile de kulüpte tartıştığı belirtilen Runje’nin kariyerine Belçika veya ülkesi Hırvatistan’da devam etmek istediği biliniyor. Buna karşın Beşiktaş yönetiminin kendi içinde Fenerbahçe ile sözleşmesi sona eren Rüştü’yü tartıştığı, Sakaryasporlu Martinez’in ise daha kuvvetli bir ihtimal olduğu kulüpten sızan bilgiler arasında...
 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..