Sürpriz Avcı

Güzel bir yaz gününün öğleden sonrası, sandalla denizdeyiz. Bugün yanımda ustam var. Sandal hayatı ve balık tutma üzerine üstadım... Bildiğim herşeyi bana öğreten babam, ustam... Bugün de babamla beraber çıktık balığa.

Sandalla balığa çıkanlar bilirler, çıkmayıp da sahillere yakın geçenler farketmişlerdir, balık neredeyse sandallar o bölgede kümelenir. Ben de asılıyorum küreklere, istikamet sandal grubu. Bakıyoruz istavrit yakalıyor millet... Biz de tam teşekküllü olta sandığı var zaten... İçerisinde de en fazla tutulan cins balıkların oltasından, ikişer hatta üçer takım hazır ve nazır mevcuttur.

Çıkartıyorum bir olta babama, bir de kendime... Zira bugün deniz sakin, akıntı yok. Eğer rüzgarlı hava, akıntılı deniz olsa sandalı yerinde tutabilmek için mecburen kürekte oturup, babamın tuttuklarını oltadan toplamak zorunda kalacaktım. Fakat dediğim gibi ortam güzel, ikimizde balık avlayıp, kendi tuttuklarımızı söküp livara (sandal içerisindeki mini havuz) atıyoruz.

Yaklaşık bir saat içerisinde sekiz kilo civarı istavrit toplamışızdır. Fakat ne oldu bilinmez, birden balık gelmez oldu, kayboldu! Adeta bıçak gibi kesildi bir anda! Sandallar kümesini gözümle tarıyorum, herkes boş sallayıp duruyor. Yani kimsenin durumu bizden farklı değil.

Biz bu duruma "Allah Allah... Cık Cık" falan ederken arkamızda şiddetli bir su sesi oldu. Ben arkama hızla dönerken, suya düşmüş veya atlamış birini göreceğim kanısındaydım... Gerçi balık tutan sandallar arasında bu tarz hareketler hoş karşılanmaz ama kural tanımayan modeller de yok değil hani... Döndüğümde ise suyun dalgalandığını görebildim sadece. Fakat hemen beş saniye sonra, dört metre yakınımızda olan sandalla aramızda olay tekrarlandı...

Şşşlllooooppsss!!!

Aman Allah'ım o neydi öylee? Koca bir orkinos adeta yunus balığı gibi atlıyordu. Kazayla sandala düşse batırırdı o an! Boyu abartısız üç metreye yakındı... Babamın dediğine göre bu daha ufak sayılırdı, sadece 700 kilo falan gelirdi, bundan daha büyükleri vardı... Sonra bir daha...

Şşşlllooooppsss!!!

Azman balık yanıbaşımızda... Önden 10- 15 tane lüfer fırlıyor sudan, peşlerinden koca orkinos atlıyor yunus gibi. Demek ki balık avında olan sadece sandalcılar değildi, bir de sürpriz avcı vardı... Bu esnada yandaki sandalda, demir bir çubuğa ip bağlayarak aklınca zıpkın yapıp bekleyen, sivri akıllılar da olmadı değil hani.

Ama ne manzaraydı, belgesel gibi. Müthiş güzel ve unutulmaz bir gündü.

Çok seviyorum bu denizi, çoookk.